Sanat TarihiArt Historyhttps://hdl.handle.net/11421/22252024-03-28T10:43:12Z2024-03-28T10:43:12Z1998-2009 yılları arasında Amorium antik kenti kazılarında bulunan geç Roma-Bizans cam bileziklerihttps://hdl.handle.net/11421/262952021-11-03T10:53:16Z2019-01-01T00:00:00Z1998-2009 yılları arasında Amorium antik kenti kazılarında bulunan geç Roma-Bizans cam bilezikleri
Tez çalışmasının konusununu, günümüzde Afyonkarahisar kentine bağlı Emirdağ ilçesi sınırları içinde yer alan ve XI. yüzyıla kadar Bizans için önemini koruyan Amorium Kenti cam bilezik buluntularının değerlendirilmesi oluşturmaktadır. 1998-2009 yılları arasında 1272 parça cam bilezik parçası ele geçmiştir. Cam bilezik buluntuları farklı renklerde, formlardadır. Parçaların bir kısımının üzerinde boya bezemeleri bulunmaktadır. Parçalar, renk, form, bezeme, bulunduğu tabakaya göre benzer örnekleriyle karşılaştırılarak değerlendirilmiştir.
2019-01-01T00:00:00Z"Türk ressamı" Jean-Étienne Liotard (1702-1789)https://hdl.handle.net/11421/262942021-11-03T08:21:40Z2019-01-01T00:00:00Z"Türk ressamı" Jean-Étienne Liotard (1702-1789)
18. yüzyılda Fransa'da başlayan ve diğer Avrupa merkezlerine yayılan Türk modasının (Turquerie) resim sanatındaki en önemli temsilcilerinden biri olan İsviçreli ressam Jean-Étienne Liotard (1702-1789) ve onun Türk konulu eserleri bu çalışmanın konusunu oluşturmaktadır. Rokoko sanatçısı Liotard, İsviçre'de yaşayan Fransız Protestan kökenli bir ailenin çocuğu olarak 22 Aralık 1702'de Cenevre'de dünyaya gelmiştir. Hayatının büyük bir kısmını Cenevre'de geçirmiş, ilk resim eğitimini Daniel Gardelle'den (1673-1753) almıştır. Bir süre sonra ailesi, Jean Baptiste Messe'nin (1687-1767) yanında öğrenim görmesi için onu Paris'e göndermiştir. Sonrasında farklı ülkelere yaptığı seyahatlerde gerçekleştirdiği ilginç çizimleri ve pastel boya yaptığı portreler onu 18. yüzyıl sanatçıları arasında üne kavuşturmuştur. 1738 yılında Doğu Akdeniz'e yapılan bir geziye katılarak İzmir ve İstanbul'a gelen ressam 1742 yılına dek Türkiye'de kalmıştır. Burada geçirdiği dört yıldan sonra Avrupa'ya dönmüş ve gezdiği ülkelerde çok sayıda seçkin kişiyi Türk kıyafetleriyle resmetmesinden dolayı peintre turc (Türk ressamı) olarak anılmıştır. Türkçe öğrenmeye çalışan, Türk kıyafeti giyip sakal bırakan Liotard'ın bir portre ressamı olarak Türk yaşantısına duyulan ilginin arttığı yıllarda yaptığı, Avrupalı ve Osmanlı seçkinlerinin, soylularının portreleri Osmanlı-Avrupa tarihinin, kültür sanat alışverişinin çok yönlü okunabilir sonuçları olarak bugüne ulaşmıştır.
2019-01-01T00:00:00ZFransız ressam Germain Fabius Brest (1823-1900) ve İstanbul konulu eserlerihttps://hdl.handle.net/11421/261892021-10-11T10:51:36Z2019-01-01T00:00:00ZFransız ressam Germain Fabius Brest (1823-1900) ve İstanbul konulu eserleri
Marsilya'da manzara ressamı olarak sanat hayatına başlayan Germain Fabius Brest (1823-1900) 1855 yılında İstanbul'a gelmiştir. İstanbul'da üç yıldan fazla kalmış olan sanatçı 1858 yılında Trabzon ve çevresine kısa süreli bir gezi yapmıştır. Marsilya Güzel Sanatlar Okulu ve Barbizon Ekolü'ndeki eğitimleriyle sanatını şekillendiren ressam, manzara resminde Romantizm akımının sınırlarında eserler üretmiştir. İstanbul seyahati Brest'in sanat yaşamında dönüm noktası olmuş ve ömrünün sonuna kadar kullanacağı görsel malzemeleri üretmesine olanak vermiştir. 1855 yılına kadar Salon sergilerine ülkesinin manzaralarıyla katılan sanatçı, 1857 yılından itibaren çoğunlukla İstanbul ve Türkiye konuluyla ile katılmıştır. Venedik ve Cezayir konulu resimler de yapan Brest, sanatında özellikle İstanbul konulu eserleriyle ön plana çıkmıştır. Sanatçı, 19. yüzyıl oryantalistleri arasında anılmasını sağlayan İstanbul ve Türkiye konulu eserlerinde, mimari öğelerin ve doğal çevrenin yer aldığı bir manzara içinde Osmanlı sosyal yaşamını kendi halinde ve abartıya kaçmadan resmetmiştir. Bu çalışmada çok sayıda İstanbul konulu eseri tespit edilen Germain Fabius Brest'in gerçekçi yaklaşımla resmettiği tablolarından bazılarının dönem için kaynak / belge niteliği taşıdığı anlaşılmıştır. Diğer yandan özellikle pitoresk İstanbul resimleri konusunda öncü bir isim olarak diğer sanatçıları etkilemiştir.
2019-01-01T00:00:00ZAfyonkarahisar-Boyalıköy Kureyş Baba Külliyesihttps://hdl.handle.net/11421/261612021-10-05T08:19:01Z2019-01-01T00:00:00ZAfyonkarahisar-Boyalıköy Kureyş Baba Külliyesi
Türklerin 1071 Malazgirt Zaferi'nden çok önceki tarihlerde Anadolu toprakları Pers ve Arap akınlarına sahne olmuştur. Bu akınlara Emeviler Dönemi'nde Seyit Battal Gazi, Abbasiler Dönemi'nden itibaren de Kavusoğlu Haydar ve Afşin Bey gibi Türk akıncı komutanları da katılmış Afyon'da Karahisar Kalesi ele geçirilmiş Amorium kenti kuşatılmıştır. Abbasi akınların sonucunda Bizans yerleşimlerin çoğunlukla harap olduğu, günümüzde Afyon kent sınırları içinde yer alan Amorium'un tek kent olarak ayakta kaldığı bilinmektedir. Malazgirt Zaferi'nden sonra Türk akınları artmış, Orta Asya'dan yayılan sufi hareketleri bu akınlarla Anadolu'nun uç bölgelerine ulaşarak yerleşilen bölgelerin Türkleşme, İslamlaşma, kolonizasyon ve şenlendirilmesinde büyük katkıları olmuştur. Tezin konusunu oluşturan ve Afyon Boyalıköy'ünde yer alan külliyenin, merkezden uzakta, günümüzde 100 haneli ücra bir alanda konumlanmış olması, sufi hareketlerin iskanlaşma politikasına uygun bir yerleşme politikasının bu bölgede uygulandığına işaret eder. Kureyş Baba Külliyesi'nin herhangi bir yapısından günümüze herhangi bir kitabenin ulaşmamış oluşu, külliyenin tarihlendirilmesinde ve külliyenin ana yapısının işlevi hakkında tartışmalara neden olmuştur. Bu tez kapsamında, Afyon'da yer alan Kureyş Baba Külliyesi'nin yapıları tek tek, kendi yapı tipileriyle konum, plan, mekan, tarihi ve siyasi koşulları dikkate alarak karşılaştırılmış ve külliyenin tarihlendirilmesi ve işlevini hakkında değerlendirmelerde bulunulmuştur.
2019-01-01T00:00:00Z