Tez KoleksiyonuThesis Collectionhttps://hdl.handle.net/11421/24102024-03-29T10:45:56Z2024-03-29T10:45:56ZTeknoloji odaklı yeni yaşam biçimleri : profesyonel içmimarların iç mekân tasarım yaklaşımları üzerine bir analizhttps://hdl.handle.net/11421/272172023-07-05T08:06:15Z2022-01-01T00:00:00ZTeknoloji odaklı yeni yaşam biçimleri : profesyonel içmimarların iç mekân tasarım yaklaşımları üzerine bir analiz
21.yy'da, teknolojik gelişmelerin etkisi ile hızla değişen toplumsal, sosyal ilişkiler ve alışkanlıklar iç mekân yapısı üzerinde oldukça etkili olmaktadır. Tarihsel süreçte de her devrimde ve önemlilik arz eden her sıçramada, insan ilişkilerine bağlı olarak günlük yaşam ve toplum, eş zamanlı olarak mekân değişmiştir. Bu değişimler sırayla değil, iç içe ve birbirinden her an etkilenerek olmuştur. Her değişim bir yeniliği getirmiş, her yenilik bir diğer yeniliği yaratmıştır. Bu zincirlemeler, aslında gelişimin kendisidir ve disiplinler arasıdır. Tarihsel olaylara ve etkileri göz önüne alındığında, değişimlerin her alanı farklı ölçülerde etkilediği görülmektedir. Tez kapsamına da sunulan bu ilişkiler içerisinde, 21.yy'da mekânın dönüşümünde etkili olan paradigmaları tespit etmek, bu paradigmaları sunmak ve iç mekân kriterlerinin 21.yy'da geldiği ve geleceği noktaları ele alınmıştır. Tüm bu dönüşen mekân anlayışları ve mekâna atfedilen yeni tanım ve kavramlardan yola çıkarak, teknolojik gelişmelerin mekân anlayışı üzerine getirdiği yaklaşımlar doğrultusunda özgün çalışmada, internet yoluyla anket çalışması; sonrasında içmimarlar ile yarı yapılandırılmış yüz yüze görüşmeler ile Türkiye'de içmimarlık alanının mevcut durumunu ortaya koymak ve geleceğe dair öngörüler belirlemek hedeflenmiştir. İçmimarların teknoloji odaklı mekânı nasıl tanımladıkları, geleceğe dair hangi yöntem ve fikirlerden yararlandıkları, geleceğin iç mekânına dair neleri öngördükleri çalışmada incelenmiştir.
2022-01-01T00:00:00ZTasarımda yaratıcılığın görsel düşünme ve eskiz ile ilişkisihttps://hdl.handle.net/11421/270282023-01-16T12:33:56Z2022-01-01T00:00:00ZTasarımda yaratıcılığın görsel düşünme ve eskiz ile ilişkisi
Tasarım en temelde bir problem çözme eylemidir. Tasarımın iyi-tanımlanmamış, karmaşık problemlerinin çözülmesi ise yaratıcılık gerektirmektedir. Bu nedenle tasarımcı probleme farklı bakış açıları ile yaklaşabilmeli, farklı olanı keşfedebilmeli, farklı düşünebilmelidir. Tasarım disiplini sonuç ürünü çoğunlukla görsel bir varlık olduğundan kaçınılmaz olarak görseli ve görsel düşünmeyi içermektedir. Tasarımcı henüz var olmayanı tasarlayabilmek için hayal etmekte, zihinsel imgeler oluşturmakta, bu imgeler aracılığıyla düşünmektedir. Görsel düşünme karmaşık tasarım problemlerine eşsiz bir bilişsel süreç sağlamaktadır. Görsel düşünmenin bilinçli süreçlerinin yanısıra bilinçdışı süreçleri de yaratıcı çözümlerin üretilmesine imkan tanımakta; özellikle görsel düşünmenin bilinçdışı süreçleri aktif düşünmeye kıyasla çok daha hızlı ilişkilendirmeler yaparak yaratıcı fikirlerin açığa çıkmasına katkı sağlamaktadır. Bu süreçte açığa çıkan zihinsel imgelerin kısa ömürlü doğası imgelerin kaybedilmeden önce dışsallaştırılmasını gerektirmektedir. Görsel düşünme süreci fikirlerin kaydedilmesi için farklı görsel araçlardan faydalanabilirken, sahip olduğu özgün nitelikler ile eskiz öne çıkabilmektedir. Eskiz zihinsel imgelerin ve fikirlerin uçup gitmeden ifade edilebilmesi ve bu fikirlerin değerlendirilebilmesi için bir esnek bir ortam sağlamaktadır. Eskiz özgür, yaratıcı ve esnek doğası ile hem görsel düşünmeye serbestçe işleyebileceği bir ortam hazırlamakta hem de ona üzerinde oynayabileceği görsel veriler sağlamaktadır. Bu çerçevede ele alınan çalışmada, genel olarak tasarım, özelde ise mekan tasarımında göz ardı edilemeyecek değerlere sahip olan görsel düşünme ve eskiz süreçlerinin özellikleri ve bu süreçlerin arasındaki ilişki incelenmiş, elde edilen verilerin tasarımda yaratıcılığa olan katkıları bütünleşik olarak değerlendirilmiştir.
2022-01-01T00:00:00ZMekansal deneyimde ses ve işitme olgusu : Zimoun örneğihttps://hdl.handle.net/11421/267662022-08-23T08:02:38Z2022-01-01T00:00:00ZMekansal deneyimde ses ve işitme olgusu : Zimoun örneği
Ses, doğal ya da yapılı çevrede, en ilkelden en gelişmişe toplumsal yaşamın dışa vurumu olan kültürel ifade biçimlerinde farklı şekillerde varoluş göstermektedir. Sesin havadaki basit mekanik bir titreşime indirgenemeyecek derecede derin bir anlama sahip olması, sesi kavram olarak pek çok disiplinin konusu haline getirirken, aynı zamanda mekânsal deneyime hizmet eden bir fenomene dönüştürmektedir. Sesin varlığı ya da yokluğu, deneyim olasılıklarını genişletirken insanın mekânı algılama sürecine de etki etmektedir. Bu bağlamda literatürde, son yıllarda işitsel farkındalık üzerine ortaya konulmuş çalışmalarda; genelde gündelik yaşamda özelde ise mimarlık alanında sesin, bir problem olarak ele alındığı dikkat çekmektedir. Bu yaklaşımın aksine ele alınan çalışma, işitsel farkındalık yardımıyla sesi; mekânsal atmosferi ve deneyimi zenginleştiren ve de bu yönde tasarımcıya zengin bakış açıları kazandıran bir fenomen olarak değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Bu doğrultuda disiplinler arası bir yaklaşımla ses olgusunun insan için önemi ortaya konulmaya çalışılmıştır. Sesin fizyolojik, bilişsel, psikolojik ve sosyolojik boyutlarının birlikte değerlendirilmesi gerekliliği elde edilen veriler aracılığıyla ortaya konularak, sesin mekâna, mekânın sese etkileri ve her birinin işitsel deneyime katkıları incelenmiştir. “Mekânın sesi”, “Sesin mekânı” ifadelerine ve literatüre yeni girdiği görülen “Ses mimarisi” kavramına yer verilerek Zimoun’un çalışmaları bu kavrama yönelik örneklem olarak gösterilmiştir. Böylelikle sesin mekânla olan ilişkisel bağlantısı ve ses-işitme olgusunun mekânın dinamiklerini değiştirip onu yeniden tanımlayabilme yetisi açığa çıkarılmaya çalışılmıştır.
2022-01-01T00:00:00ZTürkiye'nin modernleşme hareketleri paralelinde salon mekânı ve mobilya tasarımları üzerine dönem sineması üzerinden bir analizhttps://hdl.handle.net/11421/267132022-08-11T10:13:27Z2021-01-01T00:00:00ZTürkiye'nin modernleşme hareketleri paralelinde salon mekânı ve mobilya tasarımları üzerine dönem sineması üzerinden bir analiz
Türkiye'de modernleşme hareketleri gündelik hayatı değiştirmiştir. Böylece gündelik mekân ve gündelik eşyalar da değişime uğramıştır. Bu değişimler toplumun tarihinde temsiller ve semboller yaratmıştır. Bunlar; gündelik hayat mekânı olarak iç mekân ve gündelik eşya olarak mobilya olmuştur. İç mekân ve mobilya, toplumsal değişimin bir yansıtıcısı olarak toplumun modernlik deneyimleri hakkında veriler sunmaktadır. Bu çalışma kapsamında modernleşme sürecinin tanığı olarak salon iç mekânı ve mobilyaları, Türkiye modernleşmesinin temsili ve sembolü olarak ele alınmıştır. Bu tanıklık, modernleşme süreci ve gündelik hayat dinamikleri özelinde incelenmiştir. Bu süreci ve günlük hayatı yansıtan bir başka tanık Türk sinemasıdır. Türk sineması, iç mekân ve mobilya ilişkisinde gündelik olanın tanıklığına dair veriler sunmaktadır. Bu nedenle, modernleşme hareketleriyle birlikte gündelik hayatın değişimini yansıtan iç mekân ve mobilya iç mimarlık ve sinema disiplinleri ile birlikte karşılaştırmalı / eş zamanlı olarak analiz edilmiştir. Bu araştırmada, nitel araştırma yöntemine bağlı olarak görselleştirme metodolojisi / analizi (visual methodology/analysis) kullanılmıştır.
2021-01-01T00:00:00Z