eArsiv@Anadolu: Anadolu University Institutional RepositoryDSpace dijital arşiv sistemi toplar, depolar, dizinler, korur ve dijital araştırma materyallerini dağıtmaya aracılık eder.http://earsiv.anadolu.edu.tr:80/xmlui2024-03-28T12:00:49Z2024-03-28T12:00:49ZKefilin asıl borçluya rücuuKirkit, Ecemhttps://hdl.handle.net/11421/281112024-03-28T08:45:30Z2024-01-01T00:00:00ZKefilin asıl borçluya rücuu
Kirkit, Ecem
Teminat sözleşmelerinden kefalet sözleşmesi, kişinin başkasının borcuna şahsi teminat verdiği sözleşmedir. Kefilin kendisi, başkasının borcu için yükümlülük altına girmektedir. Sözleşme ilişkisinin başında umulan, asıl borçlunun borcunu ödemesi ve kefaletin yalnızca verilmiş bir güvence olarak kalmasıdır. Ancak çoğu zaman kefil kendisine ait olmayan asıl borçlunun borcunu ödemek durumunda kalmaktadır. Kefilin asıl borçluya rücuu, kefilin alacaklıyı tatmin etmesinden doğan ekonomik yükün asıl borçludan talep edilmesidir. Kanun koyucu, kefili asıl borçlu ile olan ilişkisinde korumak istemiş ve TBK m. 596 hükmü ile halefiyete dayanan rücu hakkını öngörmüştür. Bu hüküm öngörülmeseydi yalnızca tarafların iç ilişkisine dayanan rücu hakkı söz konusu olacak ve bu durum ispat zorlukları ile kefilin rücu hakkını elde etmesini zorlaştıracaktı. Çalışmamızda, kefilin asıl borçluya rücuu, iç ilişkiye dayanan rücu hakkı ve halefiyete dayanan rücu hakkı olmak üzere iki hak olarak kaynakları, kapsamı ve sona ermesi yönünden ele alınmıştır.
2024-01-01T00:00:00ZCinsel suçlarda onarıcı adalet yaklaşımından faydalanmak mümkün mü?Erbaş, Rahimehttps://hdl.handle.net/11421/281102024-03-28T08:45:20Z2024-01-01T00:00:00ZCinsel suçlarda onarıcı adalet yaklaşımından faydalanmak mümkün mü?
Erbaş, Rahime
Cinsel suçlar, mağdur üzerinde bıraktıkları yıkıcı etkileri ve derin psikolojik sonuçları nedeniyle olağan ceza adalet sisteminde dikkatli ve özenli yaklaşılması gereken bir alandır. Cinsel suçlar, bu özellikleri nedeniyle, olağan ceza adalet sisteminin alternatiflerinden olan onarıcı adalet yaklaşımının uygulanmasının uygulanabilirliği açısından daha da dikkatli ve özenli yaklaşılması gereken bir alandır. Bu nedenle her hukuk sisteminde cinsel suçlarda onarıcı adalet uygulamalarına izin verilmemektedir. Keza cinsel suçları onarıcı adalet sisteminden açıkça çıkarmayan hukuk sistemlerinde dahi cinsel suçlar açısından onarıcı adalet ya fiilen hiç uygulanmamakta ya da çok nadir uygulama alanı bulmaktadır. Keza Türk ceza muhakemesi hukukunda da kanun koyucunun Türk hukukundaki onarıcı adalet kurumu olan uzlaştırmanın pratiğini artırma eğilimine rağmen cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar, aile içi şiddet ve kadına yönelmiş şiddetteki bazı suçlar ve ısrarlı takip gibi bazı zorlu suç grupları kategorik olarak uzlaştırma dışında tutulmuştur. Çalışmada, ilk olarak, cinsel suçlarda onarıcı adalet yaklaşımının tartışılmasına neden gerek duyulduğu ele alınacaktır. İkinci olarak, bu bağlamda Avrupa Konseyinin 2021 tarihli Tavsiye Kararı’ndaki yaklaşımına yer verilecektir. Sonrasında cinsel suçlarda onarıcı adalet pratiğine karşı çıkan ve böyle bir pratiği destekleyen görüşler özetlenerek ortaya koyulacaktır. Bunlardan sonra, cinsel suçlara onarıcı adalet anlayışı ile yaklaşılmasının mümkün olması ihtimalinde Türk hukuku açısından nasıl bir onarıcı adalet uygulaması dizayn edilmesi ve bu uygulamanın ne şekilde yürütülmesi gerektiğine ilişkin görüşlerimizi ortaya koyacağız.
2024-01-01T00:00:00ZYapay zekânın hukuki statüsünün değerlendirilmesiYenice Ceylan, Özgehttps://hdl.handle.net/11421/281092024-03-28T08:45:13Z2024-01-01T00:00:00ZYapay zekânın hukuki statüsünün değerlendirilmesi
Yenice Ceylan, Özge
Yapay zekâ şemsiye bir kavram olup dört türde kategorize edilmektedir. Bunlar, tepki veren, sınırlı hafızaya sahip, zihin teorisi ile bilinç kazanmış ve öz farkındalığa sahip yapay zekâ türleridir. Bu türler arasında halihazırda yalnızca tepki veren ve sınırlı hafızaya sahip yapay zekâ türleri günlük hayatta kullanılmaktadır. Zihin teorisi olarak adlandırılan yapay zekâya ilişkin çalışmalar halen devam etmektedir. Bu yapay zekâ türüne insansı robot Sophia örnek gösterilebilir. Dördüncü tür ise, artık kendi bilinci ve öz farkındalığı bulunan yapay zekâdır. Yapay zekânın hukuki statüsü konusunda temel görüş farklılığı, bu teknolojinin hak öznesi mi yoksa hak objesi mi olduğu noktasında toplanmaktadır. Bu çerçevede, eşya, köle, tüzel kişi ve elektronik kişi olmak üzere dört temel görüş öne sürülmüştür. Diğer yandan, Avrupa Parlamentosu tarafından, 14 Haziran 2023 tarihinde kabul edilen, dünyanın ilk Yapay Zekâ Yasası ile OECD tarafından 8 Kasım 2023 tarihinde açıklanan tanım, yapay zekânın hukuki statüsünü değerlendirmede yol göstericidir. Bu çerçevede yapay zekânın makine tabanlı bir sistem olduğu ve insan merkezli bir teknoloji olması zorunluluğu dikkate alınmalıdır.
2024-01-01T00:00:00ZEvlenmede eşlerin farklı vatandaşlığa sahip olmasının aile soyadı üzerindeki etkisine ilişkin bazı AİHM kararlarının değerlendirilmesiGümüşlü Tuncağıl, Gülcehttps://hdl.handle.net/11421/281082024-03-28T08:45:04Z2024-01-01T00:00:00ZEvlenmede eşlerin farklı vatandaşlığa sahip olmasının aile soyadı üzerindeki etkisine ilişkin bazı AİHM kararlarının değerlendirilmesi
Gümüşlü Tuncağıl, Gülce
Evlenmenin kadın veya erkeğin soyadına etkisi üzerine her devletin hukuki düzenlemeleri farklı olabilmektedir. Bazı ulusal hukuk düzenlerinde, kadının kocasının soyadını alması kuralının kabul edildiğini; bazı hukuk düzenlerinde ise birbirleriyle evlenecek kişilere aile soyadlarını belirleme (örneğin ilgili taraflarca aile soyadı olarak kadının soyadının kullanılması) imkânı tanındığını görmekteyiz.
Hem kadının kocasının soyadını kullanma zorunluluğu hem kocanın evlenmekle karısının soyadını kullanmayı tercih etmesi ve bunun üzerine kocanın evlenmeden önceki soyadını kullanamaması hususlarının taraflara eşit davranma ve taraflardan birine ayrımcılık yapılmaması ilkelerine aykırılık teşkil edip etmeyeceği AİHM’in önüne gelmiştir. Çalışmamızda eşlerin farklı vatandaşlığa sahip olmalarının aile soyadına etkisi üzerine verilen ulusal mahkeme kararlarının ve bu mahkeme kararlarının dayandığı kanuni düzenlemelerin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde (AİHS) yer alan bazı haklara aykırılık oluşturup oluşturulmadığının değerlendirildiği kararlar ele alınacaktır.
2024-01-01T00:00:00Z