Dudak damak yarıldı bireylerde konuşma bozukluklarının önemi, konuşma terapisi ve distraksiyon osteogenezin değerlendirilmesi: İki olgu nedeniyle
Abstract
Bu çalışmanın amacı, dudak damak yarıklı bireylerde gözlenen konuşma bozuklukları nın önlenebilmesi ve/veya düzeltilebilmesi için ameliyat sırasında ve sonrasında dikkat edilmesi gerekenleri ortaya koymak, konuşma terapisinin önemini vurgulamak, ameliyat sonrası konuşma terapisi yapılmazsa tedavinin yetersiz kalabileceğine ve konuşma terapisi yapılınca elde edilen çarpıcı değişimlere dikkat çekmektir. Bu amaçla, yumuşak damak yarığı geç opere edilmiş sadece konuşma problemleri olan, 21 yaşında bir bayan hasta ile bilateral dudak damak yarığı erken yaşlarda cerrahi olarak onarılmış ancak halen oronazal fistülü, konuşma, fonksiyon ve estetik problemleri olan 17 yaşında bir bayan hasta incelenmiştir. Birinci hastaya uzman bir konuşma terapisti tarafından 8 aylık konuşma terapisi uygulanmış, konuşma hatalarında belirgin bir azalma ve konuşma anlaşılabilirliğinin arttığı gözlenmiştir. ‹kinci hastada ise maksiler birinci molarlar ile ikinci premolarların kökleri arasından yapılan osteotomi ve “Posterior Maksiller Segmental Sagittal Distraksiyon” ile maksillanın öne uzatılması tercih edilmiştir. Distraksiyon periyodu sonrasında hastanın yüz profilinde belirgin bir düzelme sağlanmıştır. Ayrıca distraksiyon bitiminden sonra velofarengeal yetmezlik artmamış, maksiler uzatmanı n hastanın konuşma mimiklerine olumlu katkıda bulunduğu görülmüştür. Dudak damak yarıklı bireylerin sadece oklüzyon ve estetik düzeltimleri ortodontik açıdan yeterli gibi görülebilir. Hatta çevresel yapının normalleşmesinin konuşmayı düzelteceği de umulabilir. Ancak “konuşma terapisi” olmadıkça konuşmanı n kendiliğinden düzelmesi, mükemmelleşmesi mümkün değildir. (Türk Ortodonti Dergisi 2009;22:45-53) The aim of this study is to spotlight on; what should be taken into consideration during and after surgery to prevent and/or to correct speech pathologies of the CLP patients, insufficiency of the treatment without speech therapy, and remarkable changes achieved with speech therapy. For this purpose, 21 years old female patient with late operated soft palate cleft, suffering from only her speech problems, and a 21 years old female patient with bilateral CLP operated in early ages, but had oronasal fistula and, suffering from her speech, aesthetic and functional problems are presented. The first patient was treated by a specialist speech therapist. After eight months of rehabilitation, it was observed that articulation errors of the patient were reduced and speech comprehensibility was improvedIn the second case, the maxilla was advanced with Posterior Maxillary Segmental Sagittal Distraction”. After the distraction period patient's profile was improved. The existing velopharyngeal insufficiency did not increase after distraction and positive improvement was observed in speech mimics. Correction of aesthetics and occlusion alone in the CLP patients is not sufficient and it is not possible to expect correction of speech with improvement of the peripheral structures. Without speech therapy” it is not possible to correct or optimize speech. (Turkish J Orthod 2009;22:45-53)
Source
Türk Ortodonti DergisiVolume
22Issue
1URI
http://www.trdizin.gov.tr/publication/paper/detail/TVRFek1EWXhNUT09https://hdl.handle.net/11421/12236