Küresel çağda çağdaş sanat ve küresel sanat pazarı
Abstract
Yaşamlarımızın zamana ve uzama ilişkin tüm dönüşümlerini ifade eden 'Küreselleşme' sadece ekonomik bir kavram değildir. Ekonomik, politik ve sosyo-kültürel yapıların bir araya gelmesi ve yeni iletişim teknolojilerinin küresel kullanımıyla oluşur. Ekonomik varlığını Neo-liberal ekonomik politikaları temel alarak sürdürürken sosyal varlığını da Neo-liberal kültürleştirmeyle sürdürür. Bilindiği gibi küresel mali piyasalarda, çok önemli hacimlerde mal ve fon hareketleri gerçekleş mekte ve binlerce çokuluslu şirket bu ilişkiler ağının içinde yer almakta ve bu ağı yönetmektedir. Ülkelerin karşılıklı bağımlılığını getiren ve güçlü pazar kavgaları arasında bu küresel dünyada kendine yer bulmaya çalışan gelişmekte olan ülkelerin kaynaklarından alabildiğine yararlanan, ancak ister istemez bu ülkelere yeni olanaklar sunan küreselleşme, bir yandan kendisine çağdaşlaşmanın yarattığı olanaklarla mecra bulmaya çalışırken bir yandan da varlığını feodal bir kavram olarak 'kolonileştirme' üzerinden yaşatmaya çalışmaktadır. Bu keskin çelişki, sanat için karşı koyamayacağı çekicilikte bir kontrast yaratmaktadır. 'Çağdaş sanat' küreselleşmenin bu çelişkisini ve ciddi gerilimini küresel bir maharetle ve liberalizmin kendi araçlarıyla ifşa etmektedir. Küreselleşme, çoğu zaman kendisine karşıtlık taşıyan sanattan da fayda yaratmasını bilmiş ve onu da içeren önemli bir pazarı dünyaya armağan etmiştir. Bu çalışmada Neo-liberal politikalarla dayanakları ve mekanizmaları oluşturulan Küreselleşmenin 'sanatla' kurduğu ideolojik ilişki incelenmektedir. İnsanın ve yaşamın en önemli yanlarından birini oluşturan sanatın; 'çağdaş sanat' olarak küreselleşme olgusuna nasıl eklemlendiği, ilişkileri, çelişkileri, küreselleşme ile etkileşimi, küreselleşmenin yarattığı dinamiklerin sanatta nasıl bir yansıma bulduğu ve araçları, sanatın küreselleşmeye bakışı anlatılmakta, ardından oluşturduğu 'Pazar', rakamlarla sunulmaktadır. Globalization' is not only an economic term and expresses the whole transformation of our lives in relation to time and space. Globalization comprises of economic, political and socio-cultural structures together with the global use of new communication technology. While it continues its economic existence based on Neo-liberal economic policies, its social existence is based on Neoliberal acculturation. As it is known, in global financial markets, a big amount of merchandise and fund movements occur, thousands of multinational companies take place in this network and also they manage this network. Globalization brings the interdependence of countries and it benefits from the sources of developing countries that try to find themselves a place in this global world. Globalization unavoidably provides these countries new opportunities. On one hand, globaliztion tries to find itself a place with the opportunities created by modernization. On the other hand, it tries to keep its existence on the basis of colonization as a feudal term. Tis sharp contradiction creates an irresistibly appealing contrast. 'Contemporary art' reveals this contradiction of globalization and its serious tenderives benefit also from the art that mostly contradicts globalization and presents an essential market including the art market to the world. In this paper, globalization's ideological relationship with art is examined. Globalization's foundations and mechanisms are constituted by Neo-liberal policies. As it constitutes an important part of man and life, art is being articulated to the concept of globalization in terms of 'contemporary art'. In this paper, art's relationships, contradictions, the interaction with globalization, how the dynamics created by globalization and its tools are refected in art, art's view of globalization are examined and then art market is presented with figures and numbers.
Source
Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler DergisiVolume
15Issue
1URI
http://www.trdizin.gov.tr/publication/paper/detail/TVRjeU1UZzJOZz09https://hdl.handle.net/11421/19604