Yüzellilikler
Abstract
Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra imzalanan Mondros Ateşkes Antlaşmasıyla Osmanlı Devleti son nefesini veren bir hasta gibiydi. Her tarafı işgal edilen Devlet, yok olmuş sayılabilirdi. Ancak, bağımsız olarak yaşamaya alışmış olan Türk Ulusu, bu duruma kayıtsız kalamazdı. Ulus, bağrından çıkardığı Önder ve kadrosu ile yeni bir mücadeleyle, ''bir avuç Türk'ün yaşadığı Ata Yurdu'nda bağımsız bir Türk Devleti kurma'' mücadelesine başlamıştı. Aynı günlerde, yine Ulusun içinden çıkan ama, düşmanla düşünsel ve eylemsel, kişisel ve örgütsel işbirliği yaparak ekmeğini yediği ulusa ihanet eden bir grup hain de ulusal mücadeleye karşıt bir tutum almıştı. Ulusal Mücadele'nin zaferle sonuçlanmasının ardından birer birer ülkeden kaçan bu kişiler, sürgünde de rahat durmamışlar, Türkiye'deki rejimi yıkmak için uğraşmışlardır. Sayıları ''Yüzelli'' olarak tespit edilen ve Lozan Antlaşmasıyla ülkeye girişleri yasaklanan bu kişiler, 1927 yılında da vatandaşlıktan çıkarılarak, temel hakları ellerinden alınmıştır. Bu arada, Genç Cumhuriyet, askeri alandaki zaferlerini siyasi başarılarla taçlandırmış ve rejimini kökleştirmişti. Artık çekineceği kimse kalmamıştı. Genç Cumhuriyet, 1938 yılında çıkardığı bir af kanunu ile, dünyada eşine ender rastlanacak bir büyüklük göstermiş ve bu işbirlikçileri affetmiştir. Afla birlikte ülkeye dönenlerden bazıları kendisini ulusa affettirmeye çalışırken, kimileri de ''uslanmaz'' olarak yaşamlarını sürgünde noktalamışlardır. Her açıdan üzerinde önemle durulması gereken ve tarihe Yüzellilikler olarak geçen bu olay, günümüzde bir takım güçlerin, toplumu Atatürk Devrimlerinden uzak bırakmaya yönelmiş çabalarına ve bu çabalar ardındaki gizli amaçlara da ışık tutuyor olması nedeniyle oldukça büyük önem taşımaktadır.
Collections
- Tez Koleksiyonu [76]