Osmanlı Devletinde nişancılık durumu
Abstract
Osmanlı Devleti'nin karar organı Divan-ı Humayun'dur. Rütbe bakımından olmasa da işlev bakımından Divan-ı Hümayun üyelerinden birisi nişancıdır. Farsça bir kelime olan nişanın Türkçe karşılığı olarak tuğra, Arapça karşılığı olarak tevki kullanılmıştır. Nişancının bilinen görevlerinden birisi öncelikle padişahın imzası olan tuğrayı padişahın iradesi adına çıkarılan resmi belgelere çekmekti. Sonra, yeni fethedilen toprakları deftere kaydetmekti. Belli aralarla yinelenen toprak yazımlarının kayıtlarının saklandığı defterhane onun emri altındaydı. Nişancının çok bilinen bir görevi de dış ülkelerle yazışmalardı. Bir çeşit dışişleri görevini de yürütüyordu. Nişancının pek ön plana çıkmayan bir görevi de sivil kanunların, şeriat alanı dışında kalan örfi kanunların hazırlanmasıdır. Bazı Osmanlı kanunnameleri kendisinden bu görevinden dolayı Müfti-i Kanun diye söz etmişlerdir. Nişancının bir başka görev alanı ise devlet bürokrasisinin şefi olmasıdır. Emrindeki katipler aracılığıyla devlet işlerini yürütmekte kendisine bağlı reisülküttab aracılığıyla Divan-ı Hümayun toplantılarının hazırlanması ve yürütülmesinde rolü olmaktadır. Nişancı, XVII. yüzyıl ortalarında devlet işlerinin Divan-ı Hümayun'dan, sadrazam konağına taşınması ile önemli görevleri reisülküttaba kaptırmıştır. Görev olarak önemini zamanla yitiren nişancı, mevki olarak yerini korumuş, XVII. yüzyıl ortalarından , 1836'da görevinin sona erdirilmesine kadar Divan-ı Hümayun'daki yerini, mevkiini şeklen de olsa muhafaza etmiştir.
Collections
- Tez Koleksiyonu [76]