Communication interculturelle dans l'enseignement de langue etrangere : analyse des opinions des enseignants a travers les exemples de la France et de la Turquie
Abstract
Günümüzde gelişen iletişim teknolojileri ve küreselleşmenin etkisiyle ülkeler arası sınırlar git gide yok olmaktadır. Bu durum uluslararası platformda kültürler arası iletişimi bir ihtiyaç haline getirmektedir. Kendi kültürüne farkındalık ve "kimlik" bilincinden hareketle, farklı kültürlere karşı "öteki" bilinci, "saygı" gibi kavramları geliştirerek, dil ve kültür çeşitliliğini korumak kültürlerarası iletişimin temelini oluşturan amaçlardır. Bu doğrultuda, Avrupa Dilleri Ortak Çerçeve Programı'nda belirtildiği gibi, günümüz yabancı dil öğretimi programlarının, kültürlerarasıiletişim becerisi kazanımına yönelik hedef ve uygulamalara uygun olarak hazırlanması gerekmektedir. Bu becerinin kazandırılması sürecinde en büyük sorumluluk, her eğitim sürecinde olduğu gibi,kuşkusuz öğretmenindir. Bu çalışmanın amacı, yabancı dil öğretmenlerinin kültürler arası iletişim konusundaki görüşlerini belirlemek, incelemek ve karşılaştırmaktır. Bu amaca ulaşmak için Türkiye ve Fransa'da belirlenen iki üniversitede çalışan yabancı dil öğretim elemanlarının, yabancı dil öğretiminde kültürler arası iletişim becerisine yönelik görüşlerini belirlememizi sağlayan nitel bir durum çalışması gerçekleştirilmiştir. Bu çerçevede, Fransa'da Toulouse II- Jean Jaurès Üniversitesi Fransız Dili Bölümü'den 7, İngiliz Dili Bölümü'nden 7; Türkiye'de Anadolu Üniversitesi Yabancı Diller Yüksekokulu Fransız Dili Bölümü'nden 6 olmak üzere toplam 20 öğretim elemanına önce konu ile ilgili genel görüşlerini almak amacıyla soru formu dağıtılmış, ardından bu soru formu üzerinden, görüşleri daha derinlemesine incelemek için yarı yapılandırılmış görüşme gerçekleştirilmiştir. Veriler toplam 18 aylık bir süreç zarfında elde edilmiştir. Veri analizi sonucunda beş ana tema (dil-kültür ilişkisi, yabancı dil öğretiminde kültürlerarası iletişim uygulamaları, kültürlerarası iletişim uygulamalarında yaşanan zorluklar, eğitsel dokümanlar, öğretmen ve kültürlerarası iletişim) ve yirmi yedi alt temaya ulaşılmıştır. Kültürel kimliğin, dünya görüşü, düşünce sistemi, dil kullanım şekli ve toplum içindeki davranış biçimini etkileyen önemli bir faktör olduğu ortaya çıkmıştır. Sözsüz ögeler de sözel ögeler gibi iletişim sırasında anlam taşımakta ve konuşmacılar arasında mesaj iletmektedir. Toplumdan topluma değişen kültürel farklılıklardan kaynaklanan göndermeler, iletişimde zaman zaman farklı yorumlamalara hatta yanlış anlaşılmalara neden olmaktadır. Yabancı dil öğretiminde kültürlerarası iletişim becerisi, öğrenciyi kendinden farklı olanı tanımaya ve onunla etkileşime girmeye yönlendiren öteki bilincinin gelişmesine katkı sağlar. Hedef ve kaynak kültürle birlikte farklı kültürlerden gelen bütün öğrenciler arasında da aracı konumunda olan öğretmenler yabancı dil öğretimi sürecinde kültürlerarası iletişim becerisi gelişiminde başrol oynarlar. Öğretmen, öğrencinin kendi sosyokültürel kodlarını keşiften hareketle kendi kimliğini daha iyi tanımasından ve hedef dil-kültür aracılığı ile öteki ve görecelik bilincini geliştirmesinden sorumludur. Bu bağlamda, çalışmamıza katılan bütün öğretmenler belli bir seviyeye kadar kültürlerarası iletişimin yabancı dil öğretimindeki işlevinin farkında olmalarına rağmen, kültürlerarası yaklaşımı derslerine dâhil etmede sıkıntılar yaşadıkları gözlenmiştir. Diğer yandan katılımcıların hiç birinin kültürlerarası iletişim ile ilgili herhangi bir eğitim almadıkları ortaya çıkmıştır. Çalışmamızda üç ayrı bağlam içerisinde yer alan öğretmenlerin, her birinin kendi bağlamından örnekler vermesine rağmen dil-kültür ilişkisi, kültürlerarası iletişim uygulamaları, bu uygulamalarda karşılaştıkları zorluklar ve ders materyalleri ile ilgili genellikle aynı fikirlerde olduğu sonucuna varılmış, bununla birlikte kültürlerarası iletişim çerçevesinde öğretmenin yeterliği, yurtdışı deneyimi, nesnel ve yansızlığı gibi konularda farklı görüşlere sahip oldukları ortaya çıkmıştır. Ancak bu görüş farklılıkları karşılaştırma yapılan gruplar arasında değil, her grubun kendi içindeki katılımcılardan kaynaklandığı görülmüştür.
Collections
- Tez Koleksiyonu [83]