Doğrudan dış yatırımlar ve Türkiye uygulaması
Abstract
Doğrudan dış yatırım, bir ülkede bir firmayı satın almak veya yeni kurulan bir firma için kuruluş sermayesini sağlamak veya mevcut bir firmanın sermayesini artırmak yoluyla o ülkede bulunan firmalara yapılan ve kendisiyle birlikte teknoloji, işletmecilik bilgisi ve yatırımcının kontrol yetkisini de beraberinde getiren yatırımdır. Firmaların önemli bir kararını oluşturan doğrudan dış yatırımlar, şube açma veya yeni bir tesis kurma, birleşme veya satın alma, ortak girişimler şeklinde olabileceği gibi lisans anlaşmaları şeklinde de görülebilir. Doğrudan dış yatırımları açıklamaya yönelik çok sayıda teorik çalışma yapılmıştır. Bunlar; uluslararası ticaret teorisi, yer teorisi, yatırım teorisi, firma teorisi ve endüstriyel organizasyon teorisidir. Yatırımcı firmalar kar, maliyetin düşürülmesi, oligopol yaratılması, ekonomik fırsatların çeşitlendirilmesi, ithalat kısıtlamaların aşılması, yeni pazarların yaratılması veya mevcut pazarların korunması, rekabet imkanı, ihracat artışı, maliyeti yayma, anavatandaki çeşitli mevzuatı beğenmeme ve dış yatırım sigortası ve garantiler gibi faktörlerin etkisiyle yatırıma karar verirler. Yatırım yapacakları ülke ve yeri seçerken de yerel, ekonomik ve politik belirleyicilerle, gelir transferi ve vergi mevzuatı gibi belirleyicileri göz önüne alırlar. Doğrudan dış yatırımlar yatırımı yapan ve yatırım yapılan ülke ekonomisini olumlu ve olumsuz yönde etkileyebilir. Bu etkiler, ödemeler dengesi, yatırımlar, ihracat, rekabet gücü, sermaye birikimi, teknoloji, milli gelir, istihdam, refah ve verimlilik yönünden incelenebilir. Doğrudan dış yatırımlar Türkiye'de 1980'li yıllardan sonra önem kazanmaya başlamıştır. Pazarlama ağının genişletilmesi ve dalgalanan konjonktür bu yatırımlarda etkili olmuştur. En fazla yatırım yapılan ülkeler ise Almanya ve İngiltere olmuştur. Yatırımların ülke ekonomisi ve ekonomisinin diğer göstergeleriyle ilişkisi önemli düzeydedir.
Collections
- Tez Koleksiyonu [155]