Yapay döllenme tekniklerinin soybağı hukuku ve kişilik hakkı bakımından sonuçları
Abstract
Soybağı hukuku bakımından Türkiye'de her ne kadar türdeş olmayan (heterolog) döllenme, kocanın ölümünden sonra (post mortal) döllenme yasal olmasa da bu uygulamaların fiilen yapılmasının önüne geçilemediği durumlarla karşılaşılma olasılığı mevcuttur. Türdeş olmayan döllenmenin evli çiftlerde uygulanması sonucunda, çocuğun babayla soybağının nasıl kurulacağı kocanın rızasının olması ve olmaması olasılıklarına göre İsviçre ve Alman hukuklarına kıyasla soybağının reddi davası hakkı incelenmiştir. Evli olmayan kadında türdeş olmayan döllenme uygulanması durumunda ise Medeni Kanun'da anılan tanıma, tanımanın iptali ve babalık davası süreçleri incelenmiştir. Tamamen yeni bir müessese olan taşıyıcı annelikte ise anne ile soybağının kurulması öğretideki görüşler doğrultusunda baba ile soybağının kurulması hükümlerin ekıyasen değerlendirilmiştir. Taşıyıcı annelikte üç farklı annelik olasılığı biyolojik, genetik ve sosyal annelik kurumları üzerinde durulmuştur.Yapay döllenme tekniklerinin kişilik hakkı bakımından incelenecek sonuçları arasında bireylerin üreme hakkı, insan embriyosu ve cenininin yaşam hakkı ve kişinin kökenini bilme hakkı bulunmaktadır. Üreme hakkının hukuki mevzuattaki temelleri ile eşitlik ilkesine aykırı olduğu savunulan kısıtlamalar AİHM kararları ışığında incelenmiştir. İnsan embriyosu ve cenininin yaşam hakkının hukuki mevzuattaki temelleri ile bu hakkı ihlal edici genetik tanılama teknikleri ve fazla üretilen embriyo ve ceninlerin imhası üzerinde biyoetik disiplinini de dikkate alınarak tartışılmıştır. Kişinin kökenini bilme hakkını kısıtlayan bebek sandığı, sperm bağışı gibi uygulamalar da AİHM kararları doğrultusunda incelenmiştir.
Collections
- Tez Koleksiyonu [53]