Şiir-sinema ilişkisi
Abstract
Bir yanda, yüzyılını henüz bütünlemiş, her gün yeni gelişimlere açık, genç bir sanat ; Sinema, diğer yanda insanın binlerce yıllık deneyimine tanık, köklü bir geçmişi ve geleneği olan bir başka sanat ; şiir... Ancak Baudelaire ile başlayan modern şiirin görkemli tarihi sanıldığı kadar eski değil. Modern şiir ve sinema birlikte doğan, gelişen büyüyen sanatlar... İkisi de aynı kundağın ; ''Asri Zamanlar''ın çocuğu. Şiir, sinemanın icadından önce, diğer sanat dallarını ; resmi, müziği, mimariyi, yontuyu yoğun olarak etkilemiş, onlara yol gösterici olmuş bir sanat. Şimdi onun son yari sinema... 19. yüzyılda modern şiir geleneği, 20. yüzyıla geçişte çağdaş şiirde yaşanan gelişimler, ağırlığını, etkisini belki de en fazla sinema üzerinde duyurmuş. Öte yandan sinema dili de şiiri etkilemiş, ona yeni anlatım olanakları sunmuş... Herşeyden önce, ''imge'', yani şiir ile sinema arasındaki köprü, ortak payda, bu iki sanatı böylesine birbirine yaklaştırmaya, kaynaştırmaya yetiyor. Bu çalışma, modern şiirin başlangıcından çağdaş şiirin gelişimine uzanan çizgide, şiir dilinin sinema üzerindeki etkilerini araştırmaya yönelik olduğu kadar, sinemanın şiir dilini nasıl etkilediğini, ona ne tür olanaklar sunduğunu araştırmaya yöneliktir. Vasili Kandiniski'nin de belirttiği gibi, bu gün sanatlar, birbirlerine son derece yakınlaşmış bulunuyorlar. Bu yakınlaşma sonucunda da anlaşılıyor ki; her sanatın kendine özgü bir dili ve bu dili oluşturmak için kullandığı yine kendine özgü araçları var... Her sanatın kendi yerine başka bir sanatın güçlerinin konamayacağı güçleri olduğu farkedildiğinde be böyle bir bilinçlilikle çeşitli sanatların kendilerine özgü güçlerinin birleşmesine varıldığında ''Anıtsal Sanat'' doğacaktır. ŞİİRSİNEMA, yani şiir ile sinema arasındaki yakınlaşmadan doğan ilk sağlıklı çocuk, doğması beklenen bu anıtsal sanatın ilk habercisi, ilk müjdecisidir.
Collections
- Tez Koleksiyonu [121]