Kadın Yoğun Meslekleri Erilleştirmeye Yönelik Stratejiler: Türkiye'de Erkek Hemşireler Örneği
Abstract
Bu çalışma, nitel bir alan araştırmasının verilerine dayanarak Türkiye'de erkek hemşirelerin mesleklerini erilleştirme stratejilerini ortaya koymayı ve bu stratejilerin mesleği dönüştürüp dönüştürmediğini sosyolojik olarak irdelemeyi amaçlamaktadır. Veriler yarısı erkek yarısı kadın olan 42 hemşireyle yapılan derinlemesine mülakatlarla toplanmıştır ve eleştirel fenomenolojik bir bakış açısıyla değerlendirilmiştir. Bulgulara göre erkek hemşirelerin mesleği erilleştirme stratejileri hemşireliği eril söylem içinde yeniden tanımlama, duygusal emek gerektirmeyen ve kas gücünün ön planda olduğu alanlarda yoğunlaşma, meslek yerine kariyere odaklanma ve doktor otoritesine itiraz ederek hemşirelik mesleğindeki aile sembolizmini reddetme olarak sıralanabilir. Kadın katılımcılar tarafından büyük ölçüde desteklendiği gözlenen bu stratejilerin mesleğin genel olarak kadınsı addedilen niteliklerini değiştirmediği, ancak erkeklerin avantajlı olduğu yeni ve eril bir hemşirelik versiyonu inşa ettiği gözlenmiştir. Erkeklerin hemşirelik mesleğine girişi toplumsal cinsiyet eşitliği için bir fırsattır ve ataerkil değerlerin çalışma yaşamında pekiştirilmesine ve yeniden üretilmesine neden olmamalıdır. Aksi takdirde meslek içinde oluşacak ataerkil işbölümü çalışma yaşamındaki cinsiyet eşitsizliklerinin derinleşmesine neden olabilir Drawing on the data of a qualitative field research with a sample of 42 nurses, this study aims to put forward the masculinization strategies of male nurses in Turkey and to sociologically examine the transformative effects of these strategies on nursing occupation. From a critical phenomenological frame, the findings show that the masculinization strategies of male nurses are re-defining the occupation in a masculine discourse, concentrating at physical areas that doesn't require emotional labor, focusing on career rather than occupation and making masculine objections to physicians' authority. Widely supported by women participants, these strategies don't seem to transform the nursing occupation, but construct a new masculine version of nursing in which men are more favored. Men's entry to nursing occupation is an opportunity for providing gender equity and should not reproduce and reinforce patriarchal values in work life. Otherwise a gendered division of labor in nursing occupation would cause men to concentrate on advantaged areas and occupations, to widely exclude women from these area and positions and deepen work related gender inequalities
Source
Sosyoloji Araştırmaları DergisiVolume
19Issue
1URI
http://www.trdizin.gov.tr/publication/paper/detail/TWpFeE1qTTRPQT09https://hdl.handle.net/11421/14167