Bir hukuka uygunluk nedeni olarak hiciv hakkı ve sınırları
Abstract
Bir ifade formu olan hiciv aracılığı ile insan kusurları, siyaset ve toplum üzerinden mizah yapılır. Hiciv, uzun yıllar boyunca, özellikle ceza hukuku boyutunda eleştiri hakkı kapsamında ele alınmıştır. Ancak hiciv yoluyla hakaret suçunun işlendiğine yönelik iddiaların, haber verme ve eleştiri hakkı kapsamında karşılanmasında yaşanılan güçlük, hicvin tarihsel kökenlerine de verilen referanslarla bağımsız bir ifade özgürlüğü alanı olarak “hiciv hakkı” kavramıyla aşılmak istenmektedir. Bu hak, diğer taraftan sınırsız da değildir. Bir hukuka uygunluk nedeni olarak hiciv hakkının kapsamının ve sınırlarının belirlenmesi gerekir. Bu bağlamda önemli bir husus da kutsal değerlere yönelik yapılan hicivdir. Hicvin hukuka uygunluk nedeni olarak görülmesi;ayrımcı, nefret söylemi ile nefret suçu kapsamında ve ahlaki olarak utanç verici kaba kombinasyonlarla yapılan veya somut isnat içeren hicvi dokunulmaz kılmamalıdır. With the satire which is a type of expression, humor is made upon the defect of the people, politics and the society. Satire has been dealt within the context of right to criticize especially in terms of criminal law for many years. However, the difficulty experienced on meeting the allegation of offence of libel through satire within the scope of the right to criticize is being desired to overcome with the concept of right to satire” which is a independent field of freedom of expression with the references given also to the historical roots of the satire. On the other hand, this right is not unlimited. As a cause of compliance with law, the scope and the boundary of the right to satire should be defined. In this regard, a significant term is a satire related to the sacred values. To declare the satire as a cause of compliance with the law should not indemnify the satire which is discriminatory, within the scope of hate speech and the hate crime and being done with morally embarrassing rude combinations or including substantial attribution.
Source
Ceza Hukuku DergisiVolume
7Issue
19URI
http://www.trdizin.gov.tr/publication/paper/detail/TVRNME56VXlNZz09https://hdl.handle.net/11421/18761