6537 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun Mülkiyet Hakkının Sınırlandırılmasına İlişkin Hükümlerinin Değerlendirilmesi
Abstract
Mülkiyet hakkı, irade özerkliğinin görünüm şekillerinden birini oluşturur. Liberal hukuk düzenlerinde ve bu kapsamda Ülkemizde mülkiyet hakkı, Anayasa ile teminat altına alınmış; temel hak ve hürriyetler arasında düzenlenmiştir. Ancak kişilere tanınan mülkiyet hakkı sınırsız değildir. Mülkiyet hakkına gerek malikin iradesiyle gerek kanunlarla birtakım kısıtlamalar getirilmiştir. 6537 sayılı Kanunla da mevcut Toprak Kanunumuzda değişiklik yapılmış, bu çerçevede mülkiyet hakkına kısıtlama getiren hükümlere yer verilmiştir. Anılan Kanunla getirilen kısıtlamaların amacı Ülkemizdeki tarım topraklarının bölünmesinin önüne geçerek, tarımsal verimliliğin arttırılmasıdır. Mülkiyet hakkına getirilen her kısıtlama gibi 6537 sayılı Kanunla getirilen kısıtlamaların da hakkın özünü zedelememesi gerekir. Söz konusu çalışma 6537 sayılı Kanunla getirilen kısıtlamaların incelenmesini ve bu kısıtlamaların hakkın özünü zedeleyip zedelemediğinin değerlendirilmesini amaçlamaktadır. Right to ownership is a one appearance of the freedom of will. In liberal legal systems, and thus in our country, right of ownership is secured by the Constitution and it is regulated among the fundamental rights and freedoms. However right of ownership, granted for the individuals, is not unrestricted. Right of ownership is constrained through the will of the owner or by the statutes. The Act No. 6537 has amended our Land Law and within this scope, it includes some regulations restricting the right of ownership. The aim of the restrictions regulated by the mentioned Act is to improve productivity by preventing the split of the agricultural terrain. As though all other restrictions for right of ownership, the restrictions regulated by the Act No. 6537 shall not injure the core of the right. This article herein, investigates the restrictions regulated by the Act No. 6537 and evaluates whether these restrictions injures the core of the right.
Source
Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi DergisiVolume
13Issue
2URI
http://www.trdizin.gov.tr/publication/paper/detail/TWpFNE5qazVPUT09https://hdl.handle.net/11421/18810