Post- panoptikon çağı: Gözetimin dijitalleşmesi ve çevrimiçi kimliğin gizliliği üzerine bir analiz
Künye
Özdemir, Ş. (2020). Post- panoptikon çağı: Gözetimin dijitalleşmesi ve çevrimiçi kimliğin gizliliği üzerine bir analiz. Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 20 (3), 81-108.Özet
Gözetim, insanlık tarihi boyunca bir güç ve iktidar aracı olmuştur. Ağırlıklı olarak Bentham ve
Foucault ile anılan Panoptikon, gözetim olgusu ile en çok anılan tasarım olup pek çok teorisyenin
ilgisini çekmiş ve çekmektedir. Panoptikon’dan yola çıkarak zaman içerinde Süper-panoptikon,
Sinoptikon, Omniptikon, Katoptikon gibi pek çok terim de yazına girmiş, gözetim çalışmaları
yıllar içinde çok daha fazla zenginlik kazanmıştır.
Dijital iletişim araçlarının gün geçtikçe insan hayatına daha çok girdiği post-panoptikon çağında
bu araçların kullanımı vasıtası ile yapılan gözetim zaman zaman temel hak ve özgürlükleri de
tehdit eder duruma gelmiştir. Çoğu insanın zaman zaman bilinçsizce ve çoğu zaman gönüllü
olarak gözetleyenlere teslim ettiği veriler insanların sadece kendi mahremiyetlerini ve
güvenliklerini değil içinde bulundukları toplumları da tehdit edebilmektedir. Bu tehditlerin
başında ayrımcılık, dışlama, zorlama, edilgenleştirme ve korku ve güvensizliğin gittikçe artması
sayılabilir. Gerek politika yapıcılar gerekse işletmeler tarafından yapılan gözetim yeni bir tür gelir
aracı yaratmıştır ki o da “veri”dir. Gözetleme kapitalizminde veri artık yeni bir para birimidir.
Veri, alınabilir, satılabilir, değer kazanabilir ya da kaybedebilir, yatırım ve ticareti yapılabilir bir
varlık haline gelmiştir.
Bu çalışma, Panoptikon analojisi üzerinden, dijital iletişim araçları vasıtası ile hangi verinin ne
şekilde elde edildiği ve hangi amaçlarla kullanıldığı, dijital gözetlemenin sıradan insanlar ve genel
olarak toplumsal yapı için nasıl tehdit oluşturabildiğini farklı örnekler ve vakalar ile destekleyerek
incelemeyi amaçlamaktadır. Surveillance has been a mean for gaining power throughout human history. Panoptikon, which is
mainly referred to Bentham and Foucault, is the most mentioned design with the surveillance
phenomenon and attracts the attention of many theorists. Over time, many terms such as Superpanopticon, Synopticon, Omnipticon, Catopicon have entered the literature, and surveillance
studies have gained much importance over the years.
In the post-panopticon era, where digital communication tools are increasingly used, surveillance
through the use of these tools has sometimes threatened fundamental human rights and freedoms.
The data that most people sometimes hand over to the observers unconsciously and often
voluntarily may threaten not only their own privacy and security, but also the communities which
they live in. Among these threats are discrimination, exclusion, coercion, passivisation, and
increasing fear and insecurity. Surveillance by both policy makers and businesses has created a
new type of revenue instrument, which is “data”. In surveillance capitalism, data is a new type of
currency. Data has become an asset that can be bought, sold, raised or decreased in value,
invested, and traded.
The aim of this study is to examine which data is obtained through digital communication tools
for what purposes, and how digital surveillance may threaten ordinary people and societies in
general by using different examples and cases through the Panopticon analogy.
Kaynak
Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler DergisiCilt
20Sayı
3Bağlantı
https://hdl.handle.net/11421/25868Koleksiyonlar
- Cilt: 20 Sayı. 3 [15]