Küresel yaşlanma serüveninde yaşlanan Türkiye üzerine bir değerlendirme
View/ Open
Access
info:eu-repo/semantics/openAccessDate
2023Author
Anadolu Üniversitesi
0000-0003-2589-9510
Arı, Münevver
Metadata
Show full item recordCitation
Arı, M. (2023). Küresel yaşlanma serüveninde yaşlanan Türkiye üzerine bir değerlendirme. Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 23 (Özel Sayı), 261-278.Abstract
Nüfusun değişen yaş yapısıyla birlikte dünyayı etkisi altına alan küresel yaşlanma süreci Türkiye’yi de yakında etkilemektedir. Doğum oranları, ölüm oranları ve göç hareketleri gibi demografik özelliklerle birlikte bu değişim açıkça görülmekte ve toplumdaki yaş gruplarına bakıldığında da yaşlı nüfusun payının arttığı anlaşılmaktadır. Bu çalışmada Cumhuriyetin 100. Yılında Türkiye’de yaşlanma olgusunun nasıl bir süreç yaşadığını, nüfus verileri ve literatürde yer alan çalışmalar üzerinden ele almakta ve toplumun yaşlanan topluma doğru nasıl bir dönüşüm yaşadığı, bu dönüşümün çeşitli toplumsal kurum ve yapıları nasıl dönüştürmeye başladığı yaşlılık konulu yapılmış sosyolojik ve sosyal gerontolojik çalışmalarla ilişkilendirilmesini konu edinmektedir. Çalışma yaşlanma konusunda Türkiye’nin 100 yıllık süreçteki değişimlerinin neler olduğunu tespit etmeyi amaçlamaktadır. Bu zaman zarfında yaşlılık olgusunun nasıl bir süreçten geçtiğine bakıldığında, yaşlılara yönelik bakım hizmetlerinin her ne kadar devlet ve aile ortaklaşmasıyla yürütüldüğü anlaşılsa da bu konuda sorumluluğun ailenin üzerine yüklenmiş bir sorumluluk olduğu incelenen çalışmalardan da anlaşılmıştır. Türkiye için yaşlı toplum olmanın, yaşlı nüfusun getirilerinden özellikle birkaçı çarpıcıdır. Yaşlı nüfus içinde kadın nüfusun fazla olması yaşlılığın kadınlaşması beraberinde getirirken bir diğer konu ise yalnız yaşayan yaşlıların artmasıdır. Ayrıca kadın nüfusun erkek nüfusa göre daha yoksul olması da bir kesişimselliğin olduğunu göstermektedir. Yaşlı nüfus gruplarının yoksul olması, yalnız yaşayan birey olması, kırsalda yaşaması, engelli olması, bir nüfus grubu olarak toplum içinde onları daha savunmasız bireyler haline getirmekte ve onları toplumsal hayat içinde dezavantajlı bir grup olarak bırakmaktadır. Yaşlılara yönelik tutumun negatif ayrımcı bir oluşum gösterdiği ve bu ayrımın sadece yaşlarından dolayı yapıldığı da bir diğer konudur.