1960 sonrası heykelin kamusal alandaki yeri
Abstract
Bu çalışmada kamusal alan kavramı, anıt heykellerinin yanında diğer sanat yapıtlarının kent değerlerini koruması ve izleyici-mekân ilişkisi incelenmiştir. Bu bağlamda, kamusal alan heykelinin çevreyle, izleyiciyle ve birbirleriyle olan ilişkisi örnek verilerek açıklanmıştır. Heykel sanatının farklı dönemlerde ve bölgelerde özgün kullanımları, işlevleri ve biçimleri vardır. Kamusal alanlar, bu üretilen sanat eserlerinin sergilenmesi için her zaman en uygun yerler olmuştur. Kamusal alanda bulunan sanat eserleri, toplumsal kültürün ve yaşamın bir göstergesi niteliğini taşımaktadır. Kentlerde kamusal alanlar; hem sembolik hem de fiziksel sorunları çözümler. Bu çözümlemede sanatın etkili bir yolu vardır. Kent ve kamusal alan sanatı arasındaki ilişkinin değerlendirilmesi ve çerçevelenmesi, kentsel tasarımda farklı disiplinler tarafından ortaklaşa ele alınmaktadır. Açık alan heykeli, çevresiyle kurduğu ilişkiyle beraber, mekânın dinamikleri ile kaynaşarak, düşünsel ve fiziksel bütünlüğü oluşturmaktadır. Çeşitli form ve tekniklerle ifade edilen kamusal alan heykeli, özellikle 1960'tan günümüze kadar kent ve sanatın bütünleşmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Heykel, bir avuç içinde tutulacak kadar küçük olabileceği gibi, insan ile gökyüzü arasında ilişki kuracak kadar büyük de olabilir. Heykel, bu çeşitliliği ile tarih boyunca pek çok farklı işlevi barındırmış, insanın karşısında durarak kendisini ve dünyayı algılamasına yardımcı olmuş, çevresiyle olan ilişkisini nesnelleştirmiştir. Kamusal alanın toplum üzerindeki belirleyici rolü ile birlikte kamusal alanda heykel, kentin vazgeçilmez bir unsuru haline gelmiştir. Modern sanatın etkisiyle 1960 yılından sonra kamusal alan heykelleri soyut eserlere yönelip çeşitli biçim, anlatım ve malzemelerle daha zengin hale gelmiştir. Kent kavramı geliştikçe, kamusal mekanlar önem kazanmakta ve bu alanlardaki heykeller kentin kimliğini şekillendirmektedir. Kamusal alan heykelinin 1960 sonrasındaki gelişim süreci ve sanattaki açılımları tanımlanırken, başta sanat yapıtlarının ve mekanlarının çeşitlenmesi olmak üzere; izleyici, mekân ve heykel ilişkisi, sanatçıların bu alanda yaptıkları çalışmalarla birlikte incelemiştir.
Collections
- Tez Koleksiyonu [39]