Okul öncesi dönem çocuklarının okula uyum süreci ile ebeveynlerinin çocuk yetiştirme tutumları arasındaki ilişki
Özet
Araştırmanın amacı okul öncesi dönem çocuklarının okula uyum süreci ile ebeveynlerinin çocuk yetiştirme tutumları arasındaki ilişkiyi incelemektir. Araştırma karma yöntem desenlerinden, açımlayıcı sıralı karma yöntem deseni ile yapılmıştır. Araştırmanın evrenini 2014-2015 eğitim öğretim yılında Eskişehir il merkezindeki Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı anasınıflarında eğitim gören çocuklar, çocukların öğretmenleri ve aileleri oluşturmuştur. Araştırmanın örneklemini belirlerken, olasılığa dayalı örnekleme yaklaşımlarından sistematik örneklemeden yararlanılmıştır. Araştırmanın nicel kısmında örneklem grubunu, 380 çocuk, çocukların aileleri ve öğretmenleri oluştururken, nitel kısmının katılımcılarını ise okula uyum problemi yaşadığı belirlenen 9 çocuk,9 aile ve 9 öğretmen oluşturmuştur. Araştırmada veri toplama aracı olarak "Okula Uyum Öğretmen Değerlendirme Ölçeği", "Ebeveyn Tutum Ölçeği", "Yarı-Yapılandırılmış Öğretmen Görüşme Formu" ve "Yarı-Yapılandırılmış Ebeveyn Görüşme Formu" kullanılmıştır. Öncelikle öğretmenlerden sınıflarındaki her bir çocuk için Okula Uyum Öğretmen Değerlendirme Ölçeğini, ailelerden de Ebeveyn Tutum Ölçeğini doldurmaları istenmiştir. Daha sonra Okula Uyum Öğretmen Değerlendirme Ölçeği puanlarına göre en düşük puana sahip 9 çocuk belirlenmiş ve bu çocukların aile ve öğretmenleri ile görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın nicel bölümünde, annelerin çalışma durumları ve çocukların cinsiyeti ile çocuk yetiştirme tutumları arasında bir fark olup olmadığına bağımsız örneklemler için t testi ile bakılmıştır. Ayrıca, annelerin çalışma durumları ile çocukların cinsiyeti ve okula uyumları arasında bir fark olup olmadığını bulmak için t testi yapılmıştır. Anne ve babaları ile yaşayan çocuklar ile diğer ailelerde (dağılmış aile vb.) yaşayan çocukların okula uyumları arasındaki farka bakmak için Mann-Whitney U Testi kullanılmıştır. Araştırmanın nitel verilerinin çözümlenmesinde betimlemenin daha ön planda tutulduğu betimsel analiz yöntemi kullanılmıştır. Araştırma sonucunda çalışmaya katılan ebeveynlerin demokratik ve aşırı koruyucu tutum puan ortalamalarının yüksek, otoriter ve izin verici ebeveyn tutum puanlarının ise düşük olduğu belirlenmiştir. Aynı zamanda araştırmaya katılan çocukların okula uyum puanlarına göre 24 (%6,31)'ünün okula uyum problemi yaşadığı, 356 (%93,69)'sının ise okula uyum sağladığı sonucuna ulaşılmıştır. Annelerin çalışma durumları ile çocuk yetiştirme tutumları arasındaki farka bakıldığında annelerin çalışma durumları ile aşırı koruyucu ebeveyn tutumları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark olduğu ve çalışmayan annelerin, çalışan annelere göre daha koruyucu bir ebeveyn tutumu sergiledikleri sonucuna ulaşılmıştır. Annelerin çalışma durumları ile çocukların okula uyumları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark görülmemiştir. Ayrıca, çocukların cinsiyeti ile ebeveynlerin çocuk yetiştirme tutumları arasında da istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır. Anne babaları ile yaşayan çocuklar ile diğer ailelerde yaşayan çocukların okula uyumları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark olmamasına rağmen, testin anlamlılık değeri ve sıra ortalamasına bakıldığında anne babasıyla birlikte yaşayan çocukların farklı yerlerde yaşayan çocuklara göre okula daha uyumlu oldukları sonucuna ulaşılmıştır. Öğretmenlerle yapılan görüşmeler sonucunda, öğretmenlerin okula uyumu tanımlarken daha çok uyumlu çocukların özelliklerinden söz ettikleri görülmüştür. Ayrıca, çocukların okula uyumlarını sağlamak için bir takım çalışmalar yaptıklarını ve bu süreçte ailevi bazı problemlerle karşılaştıklarını dile getirmişlerdir. Öğretmenler çocukların okula uyumunu kolaylaştırmak için okulun ilk günlerinde genellikle basit etkinlikler yaptıklarını, çocuklarla sohbet ettiklerini ve okula uyum çalışmaları yaptıklarını belirtmişlerdir. Bununla birlikte kendisiyle görüşme yapılan öğretmenlerden bir bölümü sınıfında okulu sevmeme, okula gelmek istememe davranışını gösteren çocuklar olduğunu ailevi sorunlar, anneye aşırı bağımlı olma ve okula devamsızlık yapma gibi nedenlerden kaynaklanan sorunlar yaşadıklarını ifade etmişlerdir. Öğretmenlerin çocuklarla okulda veya evde yaşadıkları hakkında sohbet ettiklerini, okuldan şikâyet eden çocukları olmadığını ancak okul saatleri içerisinde "eve gitmeye ne kadar zaman kaldı?" gibi sorular soran ya da herhangi bir neden belirterek etkinliği bırakmak veya sınıftan çıkmak isteyen çocuklar olduğunu belirtmişlerdir. Öğretmenlerin tamamı çocukların okul ya da çalışanlarla ilgili herhangi bir sorun yaşamadıklarını belirtirken bazı çocukların sınıfta arkadaşları ile sorunlar yaşadıklarını dile getirmişlerdir. Öğretmenler ebeveynlerle çoğunlukla çocukları okula bırakırken ve daha az oranda veli toplantıları aracılığı ile iletişim kurduklarını bununla birlikte genellikle her gün görüştüklerini belirtmişlerdir. Ebeveynlerle yapılan görüşmeler sonucunda, ebeveynler çocukların kendileri tarafından okul saatleri içerisinde bırakılıp-alındığını belirtmişlerdir. Bununla birlikte, ebeveynlerin bir bölümü çocuklarının evde oyuna dalma, uyku problemi (sabahları uyanamama), gitmemek için bahaneler üretme gibi nedenlerden okula gitmek istemediklerini dile getirmişlerdir. Çocukların yıl içerisinde okul değişikliği yapmadıklarını belirten ebeveynler çocukları ile eve geldikten sonra sohbet etmeye çalıştıklarını ancak çocukların okulda yaptıkları hakkında çok fazla konuşmak istemediklerini dile getirmişlerdir. Ebeveynlerin tümü çocuklarının okulu, öğretmenini ve arkadaşlarını sevdiğini okul ve çalışanlar ile ilgili herhangi bir sorun yaşamadığını belirtmişlerdir. Ancak ebeveynlerin küçük bir bölümü çocuklarının arkadaşları ile sorun yaşadığını belirtmişlerdir. Ebeveynlerden bir bölümü öğretmenlerle her gün, bir bölümü ise işi oldukça veya çocukla ilgili bir şey olduğunda ya da veli toplantılarında görüştüklerini söylemişlerdir. Ebeveynlerin tümü öğretmenlerin kendileri ile olan iletişiminden memnun olduklarını belirtmişlerdir. Araştırmanın bulguları doğrultusunda ailelere, eğitimcilere, araştırmacılara ve eğitim politikacılarına yönelik önerilerde bulunulmuştur.
Bağlantı
https://hdl.handle.net/11421/3512
Koleksiyonlar
- Tez Koleksiyonu [315]