Meyerhold ve Piscator'un gerçekçi tiyatroya karşı bütüncül tiyatro anlayışları
Abstract
Tiyatro sanatı çağlar boyunca insan yaşamında iki açıdan önem taşımış ve sürekli ilgi çekmiştir. Bunlar, çoşkulu, eğlenceli oyunsu biçimi ve hayatın içinde son derece somut bir amaca hizmet eden işlevidir. Değişik dönemlerde değişik işlevler yüklenen tiyatro, yine bu işlevlerin değişimine koşut olarak değişik biçimlere bürünmüş, seyircisi ile kurduğu organik bütünlüğü hep bu iki nokta aracılığıyla sağlamıştır. Tiyatro, kurduğu yapıntı dünya ile seyircisini farklı bir gerçeklik boyutuna taşımış, ona hayal gücünün sonsuz ufuklarını açmıştır. Ancak öte yandan oyunsuluğunun sağladığı özgür yaratıcığıyla da gerçek yaşamın çelişen değerlerini tüm çıplaklığıyla seyircisinin önüne sererek bir yüzleşme alanı yaratmıştır. Tiyatro sanatının yaşamla olan bu sağlam bağı gerçekçi tiyatro anlayışının gelişmesi ile sarsılmış, tiyatro sanatı yaşamın etkin sahnesinde çekilerek çerçeve sahnenin, dördüncü duvarın ardına sığınmıştır. Artık tiyatro, yaşamın büyük çelişkilerini seyircisi ile tartışmak yerine, kaderine tutsak olmuş insanın içdünyasındaki psikolojik bunalımlara yönelmiştir. Bir yandan da tüm oyunsuluğunu bir kenara bırakarak, gerçek bir yaşam kesitini tün ayrıntılarıyla taklit etmeye uğraşmıştır. Tüm bunları yaparken de en önemli ögeyi, yani seyirciyi yok saymış, seyir yerini karartarak tiyatronun organik bütünlüğüne bir darbe daha vurmuştur. Ancak toplumsal hareketliliğin doruk noktasına ulaştığı, teknolojik ve ekonomik dengelerin sınıfsal uçurumları derinleştirdiği bir dönemde ağırlığını hissettirmeye başlayan ve yaşamın çelişen değerlerini yürekten hisseden bir seyirci kitlesi gelişmekteydi ve bu seyircinin tiyatrosu gerçekçi tiyatro olamazdı. Tiyatro sanatına yaşamın içinde etkin bir işlev kazandırmayı hedefleyen ve oyunsu tadını tekrar yaratmayı amaç edinmiş tiyatral arayışlar, Meyerhold ve Piscator'un gerçekleştirdiği sahnesel ve dramaturjik yeniliklerle sağlam bir temele oturmuş, yirminci yüzyıl tiyatrosunun yenilikçi ve modern yüzünün çıkış noktası olmuştur. Meyerhold ve Piscator'un tiyatro anlayışları ve uygulamaları kimi noktalarda birbirinden farkli yönlere gitmekle beraber, sonuç olarak ortak bir noktada buluşmaktadır. Bu da, yönetmen, oyuncu ve seyircinin yaratıcı katılımlarıyla oluşan organik bir yapı, bütüncül
Collections
- Tez Koleksiyonu [33]