Safra kesesi hastalıklarında asemptomatik koroner arter hastalığı insidansı
Özet
Safra kesesi hastalığı ile iskemik kalp hastalığı, sıklıkla birlikte görülmektedir. Bu çalışmada, kolesistopatili fakat koroner patolojisi gizli kalmış vakaların açığa çıkarılmasını amaçladık. Basit visserokardiyak refleksle oluşan kalp bulgularının uzaklaştı- rılması için, akut kolesistit vakaları çalışmaya alınmadı. Anamnez, fizik muayene, elektrokardiografiyle aşikar kalp hastalığı tespit edilenler ile, obesite, diabet, ailevi erken arterioskleroz gibi iskemik kalp hastalığı riski taşıyanlar, çalışma dışı bırakıldı. Toplam 52 deneğin yaş ortalaması 45 civarı bulundu. Denek grubunu. 17 erkek hasta, 9 kadın hasta ve aynı oranlarda kontrol grubu oluşturdu. Tüm deneklerde total lipid, total kolesterol, HDL kolesterol, trigliserid ve lipoprotein elektroforezi incelendi. Hasta kadınlarda, kontrol kadın gruplarına göre total lipid ve total koles- terol değerlerinde yükseklik bulunuyordu. Kadın hastalardaki bu yük- seklik, laboratuarlarımızın gösterdiği normal sınırlarda olup, iskemik kalp hastalığına etken olmayacağı düşünüldü. Trigliserid değerleri kontrol ve hasta gruplarında farklı bulunmadı. HDL Koles- terol değerleri ise kadın gruplarda erkek gruplardan yüksekti. Fakat hem kontrol kadın, hem de hasta kadın grupta aynı değerleri gösterdiğinden safra taşı teşekkülünde ilişki kurulamadı. Tüm denekler, dönerband (Treadmill) egzersiz testine ve ekokardiografik incelemeye tabi tutuldular. Egzersiz testinde hasta erkek grubunda üç pozitif vakaya karşılık, kontrol grubunda hiç test müsbetliği görülmedi. Koroner iskemiyi düşündürecek bu sayısal fark istatistiksel olarak önemli bulunamadı. Kadın hastalarda kontrol gruplarına göre, test müsbetliği istatistiksel önem gösteriyordu. (p[0.05) Bruce protokolu uygulanan egzersiz testinde, kolesistopatili gruplar kontrol gruplarına göre, daha kısa efor sürdürebildi. Aynı şekilde kalp atım hızları da, hasta gruplarda kontrol gruplarına göre düşük bulundu. Hasta gruplar kontro gruplarına göre, bu efor sürelerinde kısalık ve kalp atım sayılarında yeterli artış olmaması, istatistiksel önem taşıyordu. (p[0.01). Tüm deneklerde efor öncesi ve efor sonrası ekokardiografik olarak ejeksiyon fraksiyonu, küçük çapın yüzde kısalması, sirkumfe- ransiyel fibril kısalma hızı hesap edildi. Sol ventrikül ...
Bağlantı
https://hdl.handle.net/11421/7440
Koleksiyonlar
- Tez Koleksiyonu [152]