Stroklu hastalarda iki boyutlu ekokardiyografi ve doppler sonuçları ile serebral BT lezyonlarının özellikleri
Abstract
Nöroloji pratiğinde en sık görülen bir hastalık olan SHV'da risk faktörlerinin saptanması ve bu konuda alınacak önlemler, hastalığın görülme sıklığını büyük ölçüde etkileyebilir. SHV'da risk faktörlerinin, özellikle kardiyak patolojilerinin belirlenmesinde Ekokardiyografinin önemi büyüktür. Ancak çalışmamızda kardiyak patolojinin saptanmasında EKO'nun yanında EKG'nin de değerli bir metod olduğu sonucuna vardık. Çalışmaya serebrovasküler hastalık tablosundaki 80 olgu alınmış ve bunların bilgisayarlı tomografi özellikleri ile ekokardiyografik sonuçları karşılaştırılmıştır. Çalışmamızda en sık karşılaştığımız kardiyak patolojiler arasında olan sol ventrikül hipertrofisi ve kalp kapak hastalıkları kardiyoemembolik strokun önde gelen nedenlerinden olmuşlardır. Olgularımızın EKG sonuçlarını değerlendirdiğimizde atrial fibrilasyonunda kardiyojenik strokun oluşmasında önemli bir etken olduğu dikkati çekmiş ve özel likle yaşlı hastalarda hipertansiyonun strok oluşumunda ayrı bir anlamı olduğu belirlenmiştir. Olgularımızın BT sonuçlarını değerlendirdiğimizde sol ventrikül hipertrofisi ve disfonksiyonu sonucunda ventrikül içinde meydana gelen stazın tromboemboli oluşumunu başlattığı ve bu embolilerin de önemli bir bölümünün major kortikal arterleri (özellikle MCA'yı) tuttuğunu söyleyebiliriz. Atrial fibrilasyon sonucunda gelişen kardiyojenik embolilerde de en sık orta serebral arter tutulmaktadır. Kronik sol ventrikül hipertrofisi olan hipertansif hastalarda serebral emboli potansiyeli fazladır. Hipertansif hastalarımızda major kortikal arter tutulumunun yanısıra, laküner infarkt ve Leuko-araosis' in de çoğunlukta olduğu görülmüştür. Sonuç olarak SHV'da BT özelliklerinin ve Ekokardiyografik ile saptanan risk faktörlerinin hastanın prognozu hakkında bize ne ölçüde yardımcı olabileceğini göstermeyi amaçladık.
Collections
- Tez Koleksiyonu [152]