Söylentilerin kurumsal iletişim açısından değerlendirilmesi ve bir uygulama örneği
Abstract
Söylenti ve dedikodu, genel anlamda inanılması isteği ile kişiden kişiye aktanlan ve resmi olmayan bir iletişim türü olarak bilinir. Kişilerarası ilişkilerin doğal bir sonucu olarak ortaya çıkan söylenti ve dedikodu, kurum içinde en az resmi iletişim kadar önem taşımaktadır. Çünkü bu tür bir iletişim, ne kadar doğru bilgi taşımak isterse istesin, zaman zaman yanlış, eksik ve abartılmış bilgi aktararak yanlış anlaşılmaya, korku, endişe ve şüpheye neden olabilmektedir. Bu açıdan bakıldığında, kurumlardaki resmi olmayan iletişim kanallannın, resmi iletişim kanallanna ek olarak kontrollü bir şekilde kullanılmasının önemi ortaya çıkmaktadır. Buradan hareketle, çalışmanın birinci bölümünde, söylenti ve dedikodu kavramlan tanımlanmış, oluşumlan, işlevleri ve aralanndaki farklar belirtilmiştir. İkinci bölümde, söylentinin yayılma süreci ile bu süreçte bilginin uğradığı bozulma aşamalan, bir iletişim sorunu olarak kabul edilen belirsizlik kavramı ve söylentiye inanma nedenleri incelenmiştir. Üçüncü bölümde ise, kurumsal iletişim süreci, bu sürecin işleyişi ve kurumsal söylentiler değerlendirilmiştir. Kurum içi halkla ilişkiler açısından kurumsal söylentileri değerlendirdiğimizde, söylenti ve dedikodunun iletişim sürecinde kaçınılmaz olarak yer aldığı görülmektedir. Ancak söylenti ve dedikodulann kurumlarda kabul edilebilirlik sınırlannı aşaması kurum içi halkla ilişkilerin devreye girmesi ve müdahalede bulunması gerektiğini karşımıza çıkarmaktadır. Çalışmanın dördüncü bölümünde, Türkiye'nin en büyük 500 şirketi sıralamasında yer alan kurumlann üst düzey yöneticilerinin söylentilerin etkileri, söylentilere yönelik geliştirilen stratejiler ve söylentilere ilişkin görüşleri değerlendirilmiştir.
Collections
- Tez Koleksiyonu [35]