Dış ticarette korumacılık ve anti damping uygulaması : Türkiye için bir model önerisi
Abstract
İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra çok taraflı ticaretin yaygınlaştırrılması ve ülkeler arasında mal ve hizmet akımlarının serbestçe dolanımının sağlanması amaçlarına yönelik olarak bir çok tedbirler alınmıştır. Bu tedbirlerin bir kısmı bazı uluslararası ekonomik kurumların kuruluşlarına imkan sağlarken bir kısmıda uluslararası ticareti düzenleyen ve dünya ülkelerinin imzasına açık bazı anlaşmaların oluşturulmasını öngörmüştür. Bu anlaşmaların en önemlilerinden biri de GATT' dır. 1950'li yıllarda 1980'li yıllara kadar geçen süre içinde GATT'ın ortaya koyduğu ilkeler doğrultusunda dünya ülkelerinin ticarete koyduğu sınırlamalar önemli ölçüde azaltılmış uluslararası ticarete konu olan mal çeşidi ve değeri tarihin hiç bir döneminde görülmedik ölçüde büyümüştür. Bu arada büyümenin getirdiği bazı sıkıntılar da ortaya çıkmıştır. Bu sıkıntıların başlıcalarından birisi dampingli satış yapan ülkelerin mallarını ithal eden ülkelerin yerli sanayilerinin, bu mallarla rekabet edemez duruma düşmeleridir. Dampingli ithalat, serbest rekabet kurallarına aykırı olarak yapıldığı ve dolayısıyla haksız rekabete sebep olduğu için, başta üretiler olmak üzere devleti olumsuz yönde etkilemektedir. Ayrıca ilk etapta ucuzluğu ve yabancı menşeli olması nedeniyle cazip olsa bile uzun vadede tüketicileri olumsuz yönde etkileme özelliğine sahiptir. Zira bu ithalattan dolayı yerli üreticilerin faliyetlerine son vermek zorunda kalınması ve piyasadan çekilmesi ithalatçıyı piyasanın tek hakimi yapmakta ve böylece tekelci güç kazanan ithalatçı firma, fiyatları istediği gibi tüketiciler aleyhine yükseltmeke imkanına sahip olmaktadır.
Collections
- Tez Koleksiyonu [399]