İletişim fakülteleri öğretim üyelerinin ve öğrencilerinin sayısal vatandaşlık özyeterliklerine ilişkin algılarının değerlendirilmesi
Abstract
Sayısal teknolojilerin, özellikle internet teknolojisinin, bilgi devrimi sonrasında toplumsal tabana oldukça hızlı bir biçimde yayılması ve çevrimiçi yaşantının bireylerin günlük yaşamının vazgeçilmez bir parçası haline gelmesi sonucu vatandaşlığın yeni bir formu olan sayısal vatandaşlık bireylerin öğrenmeleri ve geliştirmeleri gereken bir yeterlik olarak kendine yer bulmuştur. Özellikle 2000'li yıllarla birlikte bir bütün olarak iletişim ve eğitim sektörlerinin sayısal teknolojilerle iç içe geçmesi, beraberinde iletişim fakültelerinde sayısal teknolojilerin kullanımının yaygınlaştırılması, bu teknolojileri kullanabilecek ve öğretebilecek kişilerin istihdam edilmesi ve sayısal teknolojilere hakim "sayısal vatandaşların" yetiştirilmesi gerekliliğini getirmiştir. Bu bağlamda, bu araştırmanın genel amacı iletişim fakültelerinin birer üyesi olarak öğretim üyeleri ve öğrencilerin sayısal vatandaşlık özyeterlik algılarının belirlenmesidir. Araştırma, betimsel bir çalışmadır. Öncelikle sayısal vatandaşlık ile ilgili alanyazın taraması yapılmıştır. Daha sonra ölçümün yapılabilmesi için Likert tipi bir ölçek geliştirilmiştir. Geliştirilen ölçek üç bölümden oluşmuştur. İlk bölümde bireylere ilişkin genel bilgiler toplanmıştır. İkinci bölümde sayısal vatandaşlığın gerçekleşebilmesi için bir ön koşul olarak bireylerin teknoloji hakimiyetleri ölçülmüştür. Üçüncü bölümde ise Mike Ribble (2008) tarafından ortaya atılan sayısal vatandaşlığın dokuz bileşeni çerçevesinde hazırlanan ifadeler katılımcılara yöneltilmiştir. Daha sonra sorular SPSS aracılığıyla analiz edilmiştir. Ardından örneklem içerisinden gönüllü olan kişilerle yarı yapılandırılmış görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Nicel ve nitel verilerin yorumlanması ile de bazı çıkarımlarda bulunulmuştur. Katılımcıların genel olarak sayısal vatandaşlık özyeterlik algılarının yüksek olduğu görülmüştür. Bununla birlikte sayısal vatandaşlığın bileşenleri üzerinden cinsiyete, statüye, bölümlere, gelir gruplarına ve unvana göre belirlenen gruplar arasında karşılaştırmalar yapıldığında çeşitli farklılıklar çıkmıştır. Nicel veriler yarı yapılandırılmış görüşme sonucunda elde edilen verilerle karşılaştırıldığında bir fark olduğu gözlemlenmiştir. Bu fark kendisini şu şekilde göstermiştir: Likert ölçeği sonucunda hem öğretim üyelerinin hem de öğrencilerin kendilerini sayısal vatandaşlık konusunda yeterli gördükleri gözlemlenmiştir; ancak yarı yapılandırılmış görüşmelere katılan öğretim üyeleri kendilerini, öteki öğretim üyelerini ve öğrencileri bu konuda yetersiz gördüklerini belirtmişlerdir. Bununla birlikte öğrenciler de yarı yapılandırılmış görüşmeler esnasında öğretim üyelerinin sayısal vatandaşlık konusunda yetersiz olduklarına inandıklarını belirtmişlerdir. Ayrıca katılımcıların üyesi oldukları kurumun ve ayrıca hükümetin konu ile ilgili çalışmalarını yetersiz gördüğü, konuyla ilgili olarak çeşitli eleştirilerinin ve geleceğe ilişkin endişelerinin olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bu da gerek belirtilen farkın sebebinin anlaşılması için fiili durumun ölçülmesini gerekse bireylerin yetersiz gördüğü noktaların ve endişelerinin giderilmesi için çeşitli çalışmaların yapılması gerekliliğini ortaya çıkarmaktadır.
Collections
- Tez Koleksiyonu [137]