Ticaret Hukuku Anabilim Dalıhttps://hdl.handle.net/11421/183792024-03-29T13:01:19Z2024-03-29T13:01:19ZSaldırgan satış yöntemlerine karşı tüketicilerin korunmasıhttps://hdl.handle.net/11421/266492022-07-20T11:42:33Z2016-01-01T00:00:00ZSaldırgan satış yöntemlerine karşı tüketicilerin korunması
Saldırgan satış yöntemleri tüm dünyada büyük bir sorun oluşturmaktadır. Bu konuda herhangi bir düzenleme olmadığında bundan işletmeler yarar sağlar. Tüketiciler için ödedikleri paraları geri almaları, imkânsız olmasa da çok güç olmaktadır. Bu tür satış yöntemlerinin mağdurlarının önemli bir kısmı toplumdaki korumaya muhtaç kişilerdir. Bu nedenle saldırgan satış yöntemleri önemli konular arasında yer almaktadır. Nitekim Türkiye’de, 2012 tarihli Türk Ticaret Kanunu, yanıltılan ve iradesi sakatlanan tüketicilere tazminat talep olanağı sağlayan hükümlere yer vermiştir. TTK m. 55/1(a)8’e göre, saldırgan reklamlar saldırgan satış yöntemi olarak kabul edilmemektedirler. Ancak bu, tür saldırgan satış yöntemleri hukuka uygun olarak kabul edilmezler. Bu tür reklamlar genel haksız rekabet hükümlerine tabidirler. Tüm saldırgan satış yöntemleri haksız değildir. Saldırganlık önemli ve olmalı tüketici/alıcı tuzağa düşürülmelidir. 2015 tarihli Elektronik Ticaret Kanunu, 2013 tarihli Tüketiciyi Koruma Kanunu ve 2015 tarihli Ticari Reklamlar ve Haksız Ticari Uygulamalar Yönetmeliğinde de saldırgan satış yöntemlerine karşı tüketiciyi koruyucu hükümlere yer verilmiştir.
2016-01-01T00:00:00Zİmtiyazlı Pay Kavramı ve Kayıtlı Sermaye Sisteminde İmtiyazlı Paylarhttps://hdl.handle.net/11421/266372022-07-05T12:12:04Z2016-01-01T00:00:00Zİmtiyazlı Pay Kavramı ve Kayıtlı Sermaye Sisteminde İmtiyazlı Paylar
Kayıtlı sermaye sistemi, 6762 sayılı Eski Türk Ticaret Kanunu döneminde yalnızca Sermaye Piyasası Kanunu’na tabi anonim şirketlerde etkin olarak kullanılabilmekteydi. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile birlikte kayıtlı sermaye sistemi, halka açık olmayan anonim şirketler için de etkin hale getirilmiştir. Kayıtlı sermaye sisteminde imtiyazlı payların çıkarılması çalışmamızın konusunu oluşturmaktadır. Çalışmamız kapsamında, imtiyaz kavramı, imtiyazlı payın çıkarılmasına dair ilkeler, esas sermaye sistemi ve kayıtlı sermaye sisteminde imtiyazlı payın çıkarılması 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu, 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu ve Sermaye Piyasası Kurulu’nun Tebliği doğrultusunda incelenmiştir.
2016-01-01T00:00:00ZYönetim kurulu üyelerinin kişisel haklarının kurul kararı ile ihlal edilmesi ve ilgili kararların butlanıhttps://hdl.handle.net/11421/266352022-07-05T07:11:23Z2016-01-01T00:00:00ZYönetim kurulu üyelerinin kişisel haklarının kurul kararı ile ihlal edilmesi ve ilgili kararların butlanı
TTK m. 391 gereği, “Yönetim kurulu kararının batıl olduğunun tespiti mahkemeden istenebilir. Özellikle; Eşit işlem ilkesine aykırı olan, anonim şirketin temel yapısına uymayan veya sermayenin korunması ilkesini gözetmeyen, pay sahiplerinin, özellikle vazgeçilmez nitelikteki haklarını ihlal eden veya bunların kullanılmalarını kısıtlayan ya da güçleştiren, diğer organların devredilemez yetkilerine giren ve bu yetkilerin devrine ilişkin, kararlar batıldır”. Butlan sebepleri sınırlı sayıda olmadığından başkaca butlan sebepleri de mevcuttur. Özellikle, genel hükümlere (BK m. 27), anasözleşme hükümlerine, potansiyel pay sahiplerini, alacaklıları ve şirket çalışanlarının haklarını koruyan hükümlere, yönetim kurulu toplantılarının yapılmasına ve yönetim kurulu üyelerinin kişisel haklarına ilişkin hükümlere aykırı yönetim kurulu kararları da batıldır. Bu çalışmada yönetim kurulu üyelerinin kişisel haklarına ilişkin hükümlere aykırı yönetim kurulu kararlarının butlanı halleri inceleme altına alınmıştır.
2016-01-01T00:00:00ZProf. Dr. Ernst E. Hirsch’in Hatıralarım Eseri bağlamında 1933 üniversite reformu ve hukukçu olmakhttps://hdl.handle.net/11421/265962022-06-07T07:42:08Z2021-01-01T00:00:00ZProf. Dr. Ernst E. Hirsch’in Hatıralarım Eseri bağlamında 1933 üniversite reformu ve hukukçu olmak
Çalışmada, dört yüzden fazla insan, yaklaşık bir düzine şehir ve beş hukuk fakültesine değinerek Prof. Hirsch’in zaman sınırlarını aşan hayat hikâyesinin ilk elli yılının anlatıldığı Hatıralarım isimli eseri incelenmiştir. Sadece hukukçular için değil, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nin inşa edilme çabaları, bu doğrultuda sosyal, ekonomik ve siyasi hayatı yeniden düzenlemeyi hedefleyen devrimler ve bu devrimlerin etkinliği, çok partili hayata geçiş ve Türkiye’de hala tartışılmaya devam eden eski ile yeni arasındaki ikilik ve dengeye ilişkin farklı bir bakış açısı okumak isteyen herkes için, yazarın Atatürk’ün 1933’te gerçekleştirdiği üniversite reformu ve döneme ilişkin gözlem ve tecrübelerine yönelik değerlendirmelere yer verilmiştir. Ardından, hayatını hukukun bilimsel çerçevede gelişmesi ve hukukçu bilim insanlarının yetişmesine adayan Prof. Hirsch’in, hukuk eğitimine ve hukukçuluğa dair görüşleri ele alınmıştır.
2021-01-01T00:00:00Z