Makale KoleksiyonuArticle Collectionhttps://hdl.handle.net/11421/20562024-03-29T13:04:49Z2024-03-29T13:04:49ZTürkiye’de büyüme ve sektörel bazda elektrik tüketimi arasındaki ilişkiTosun, BengüBartik, Ayvazhttps://hdl.handle.net/11421/258012021-04-15T11:24:28Z2020-01-01T00:00:00ZTürkiye’de büyüme ve sektörel bazda elektrik tüketimi arasındaki ilişki
Tosun, Bengü; Bartik, Ayvaz
İnsanlığın var oluşundan günümüze kadar geçen sürede değişen hayat şartlarına bağlı olarak kullanılan enerji kaynakları farklılık göstermiştir. Özellikle Sanayi Devrimi ile birlikte üretim ve tüketimin artması ve dolasıyla büyüme olgusunun ekonomiler açısından önemli bir hedef haline gelmesi, enerji kaynaklarının üretim sürecinde daha fazla kullanılmasına, buna bağlı olarak enerji tüketiminin büyüme ile ilişkilendirilmesine yol açmıştır. Bu durum konuya ilişkin olarak geliştirilen çalışmaların artmasına neden olmuş, literatürde enerji tüketimi ile büyüme arasındaki ilişki bazı kullanım avantajları sebebiyle elektrik enerjisi perspektifinden sıklıkla ele alınmıştır. Elektrik tüketimi, üretim sürecinde geniş bir kullanım alanına sahip olması ve hem tek başına, hem de emek ve sermaye faktörlerinin bir tamamlayıcısı olması yönüyle büyüme sürecine önemli derecede katkı sunmaktadır. Elektrik tüketimi - büyüme ilişkisi ise özellikle oluşturulacak enerji politikaları açısından önem arz etmektedir. Türkiye için gerçekleştirilen çalışmada, 1990 – 2018 dönemi kapsamındaki veriler kullanılarak sektörel elektrik tüketimi - büyüme ilişkisi ARDL Sınır Testi ve Toda-Yamamoto nedensellik testi ile incelenmiştir. Analiz sonucunda, hane halkı ve aydınlatma sektörlerindeki elektrik tüketiminin büyüme üzerindeki etkisinin pozitif, sanayi sektöründeki elektrik tüketiminin etkisinin negatif olduğu tespit edilmiştir. İlişkinin yönünü belirlemek amacıyla yapılan nedensellik testi sonuçları ise, büyümeden hane halkı ve resmi dairelerdeki elektrik tüketimine; sanayi ve aydınlatma sektörlerindeki elektrik tüketiminden büyümeye doğru tek yönlü bir nedensellik ilişkisi olduğunu göstermiştir.; In the period from the existence of mankind to the present, the energy sources used differ depending on the changing life conditions. Especially with the Industrial Revolution, the increase in production and consumption, and the fact that growth has become an important target for economies, has led to more use of energy resources in the production process and, accordingly, the association of energy consumption with growth. This situation has increased the studies developed on the subject, and in the literature, the relationship between energy consumption and growth has been handled from the perspective of electrical energy due to some usage advantages. The fact that electricity consumption has a wide use in the production process and contributes significantly to the growth process both alone and as a complement to labor and capital factors. The relationship electricity consumption - growth is especially important in terms of energy policies to be created. This study was performed for Turkey, with the using of data from 1990 - 2018 period, the relationship sectoral electricity consumption - growth were examined by the ARDL Bounds Test and Toda-Yamamoto causality test. As a result of the analysis, it has been determined that the effect of electricity consumption in the household and illumination sectors on growth is positive and the effect of electricity consumption in the industry sector is negative. The causality test results conducted to determine the direction of the relationship, it has been observed that there is a one-way causality relationship from growth to electricity consumption of households and government agencies and from electricity consumption of industry and illumination sectors to growth.
2020-01-01T00:00:00ZBilişim sektöründe kadının yeri: literatür taramasıhttps://hdl.handle.net/11421/255942021-03-15T07:47:08Z2020-01-01T00:00:00ZBilişim sektöründe kadının yeri: literatür taraması
İşgücü piyasasında tüm sektörlerde gözlendiği üzere bilişim sektöründe de meslek
grupları ve kariyer pozisyonlarının toplumsal cinsiyet temelli ayrışmaktadır. Bilişim sek
-
töründe yer alan mesleklerin önemli bir kısmı erkek egemen (eril) meslekler olarak ni
-
telendirilmektedir. Sektörde titiz, incelikli ve hassas çalışmayı gerektiren meslekler ise kadın
(dişil) meslekleri olarak sınıflandırılmıştır. Kariyer pozisyonlarında da kadın yöneticile
-
rinin yoğunluğunun erkek yöneticilere oranla daha düşük olması, yönetici pozisyonlarına
gelme ya da getirilme noktasında toplumsal cinsiyet temelli ayrımcılığın göstergelerin
-
dendir. Çalışmanın amaçlarından ilki, Türkiye’de bilişim sektöründe kalkınmanın önemli
unsurlarından biri olan kadın istihdamını betimsel olarak analiz etmek ve elde edilen
bulgular sonucunda kadınların sektörde istihdamını engelleyen bireysel ve çevresel be
-
lirleyenleri ortaya çıkarmaktır. Bir diğer amaç ise kadınların bilişim sektöründe yönetici
pozisyonlarında daha az yer almalarının nedenlerinin sorgulanmasıdır. Tüm bu amaçlar
kapsamında çalışmada ulusal ve uluslararası yazında yer alan araştırmalar ve istatistiki
göstergeler çerçevesinde, kadınların durumu ve konumu betimsel olarak incelenmiştir.; In all sectors in labor market, group of profession and career positions in Information
Technology (IT) sector are differentiated by gender. Mostly, professions in the IT sector s described as male dominated professions. Wor
k in sector are classified as female
professions require rigorous, refined and precise. Fact that the intensity of female managers
in career positions is lower than that male managers.The first aim of the study, IT sector
is one of the important elements to analyze descriptive of female employment in Turkey.
As a result of findings obtained, it is aimed to reveal the individual and environmental
determinants that prevent employment of women in the sector. Another aim is to question reasons why women are less involved in managerial positions in the IT sector. In this study, situation and position of women were examined descriptively in framework of research and statistical indicators in the national and international literature.
2020-01-01T00:00:00ZSosyal hizmetler önlisans programı öğrencilerinin staj uygulamalarına ilişkin görüş ve düşüncelerinin değerlendirilmesi: Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi örneğihttps://hdl.handle.net/11421/247132020-09-07T11:32:21Z2017-01-01T00:00:00ZSosyal hizmetler önlisans programı öğrencilerinin staj uygulamalarına ilişkin görüş ve düşüncelerinin değerlendirilmesi: Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi örneği
Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Sosyal Hizmetler Önlisans Programı, sosyal hizmet alanında çalışmakta olan ara
elemanların niteliklerini artırmak ve ihtiyaç duyulan yeni ara elemanları yetiştirmek amacıyla 2008-2009 öğretim yılında
eğitime başlamıştır. Bilindiği gibi sosyal hizmet hem bir bilim dalı hem de uygulaması olan bir meslektir. Bir mesleği
öğrenmenin yolu ise o mesleğe ilişkin teorik bilgileri yeterince öğrendikten sonra bu bilgileri çalışma hayatında uygulamaktan
geçmektedir. Mesleğinin başarılı bir şekilde yürütülebilmesi için de uygulamasının stajlar yoluyla doğru bir şekilde
gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Öğrencilerin bu programdan diploma alabilmeleri için 120 ESTS krediyi tamamladıktan sonra
24 işgünü staj yapmaları gerekmektedir. Bu sistem içerisinde her yıl yaklaşık 5.000 öğrenci staj yapmaktadır. Ancak bu
büyüklükteki bir öğrenci grubunun, stajlarının ne kadarının kurallara uygun olarak yapılıp yapılmadığı tam olarak
denetlenememektedir. Ayrıca, öğrencilerin staj yaptıkları süreçte birtakım güçlüklerle karşı karşıya kaldıkları da
anlaşılmaktadır. Bu çalışmada staj yapan öğrencilerin stajlarla ilgili görüş, beklenti ve sorunları anket yöntemiyle analiz
edilmiştir.; The Social Services Associate Degree Program in Anadolu University Open Education Faculty began to provide training in
academic year 2008-2009 to improve the attributes of staff operating in social service field and train new intermediate staff
needed. As it is known, the social service is a discipline and an applied profession. The way of learning a profession is first to
learn adequately the theoretical knowledge regarding that profession, and then to apply such knowledge in the working life. The
application should be implemented correctly by means of internships so that its profession is maintained successfully. It is
required that the student completes 120 ECTS credits and then does internship for 24 working days so that the students receive
diploma from this program. Within this system, 5,000 students do internship in every year. However, it cannot be entirely
checked whether how much of the internship of a student group in such size does in compliance with the rules. Besides, it is
understood that the students face some difficulties during their internship period. In this study the opinions, expectations and
problems of intern students have been analyzed by means of survey method.
2017-01-01T00:00:00Z