Yüksek LisansMSchttps://hdl.handle.net/11421/23032024-03-28T21:53:16Z2024-03-28T21:53:16ZBağımsız devletler topluluğu ülkelerinin küresel rekabetçilik durumunun WASPAS yöntemiyle değerlendirilmesihttps://hdl.handle.net/11421/262902021-11-03T06:59:32Z2019-01-01T00:00:00ZBağımsız devletler topluluğu ülkelerinin küresel rekabetçilik durumunun WASPAS yöntemiyle değerlendirilmesi
Bu tez çalışmasında BDT'ye üye olan 7 ülkenin 2010-2013 yılları için Küresel rekabetçilik durumu ÇKKV tekniği olan WASPAS kullanılarak incelenmiştir. Ülkelerin değerlendirilmesinde kullanılan veriler, Dünya Ekonomik Forumu tarafından yıllık olarak yayınlanan Küresel Rekabet Edebilirlik Raporunda yer alan Yönetici Görüşleri anketinden sağlanmıştır. Küresel Rekabetçiliği en çok etkileyen kriterlerin hangileri olduğunu belirlemek amacıyla nesnel ağırlıklandırma yöntemlerinden olan CRITIC kullanılarak kriterlere ilişkin ağırlık değerleri belirlenmiştir. BDT'ye üye 7 ülkenin küresel rekabetçilik durumları, 40 kriter ele alınarak, EXCEL 2013 ile analiz edilmiştir. Elde edilen ülke sıralamalarına göre 2010 ve 2011 yılları için Azerbaycan ilk sırada yerini alırken, 2012 ve 2013 yılları için ilk sırada Kazakistan konumlanmıştır.
2019-01-01T00:00:00ZAzerbaycanlı gençlerin hazır giyim markalarına karşı marka sadakatini etkileyen faktörlerhttps://hdl.handle.net/11421/262832021-11-02T06:22:48Z2019-01-01T00:00:00ZAzerbaycanlı gençlerin hazır giyim markalarına karşı marka sadakatini etkileyen faktörler
Markalar arasında artan rekabet, markaların sadık müşterilere sahip olmak için daha fazla çaba göstermesini beraberinde getirmektedir. Marka sadakatinin olması için markaların tüketicilerin istek ve beklentilerini dikkate alması, yoğun bir şekilde çalışması gerekmektedir. Bu çalışmanın amacı gençlerin hazır giyim markalarına karşı marka sadakatini etkileyen faktörleri belirlemektedir. Çalışmada 428 kişinin katılım gösterdiği bir anket uygulaması yapılmıştır. Ulaşılan sonuçlara göre marka sadakatinin belirleyicileri arasında markaya duyulan güven, marka imajı ve marka değeri yer almaktadır. Marka sadakati ile marka değeri, marka imajı, marka güveni arasında pozitif yönlü bir ilişki olduğu yönünde sonuçlar elde edilmiştir. Çalışmada ayrıca tüketicilerin eğitim durumu ve medeni halinin marka sadakati açısından farklılaştığı,; yaş, cinsiyet, gelir düzeyi değişkenleri açısından ise bir farklılık olmadığını gösteren sonuçlara ulaşılmıştır. 428 genç Azerbaycanlı katılımcının verdiği yanıtlarla bu sonuçların ortaya çıkması, çalışmanın sınırlılıklarını meydana getirmektedir.
2019-01-01T00:00:00ZNesnelerin interneti teknolojilerinin tüketiciler tarafından kabulüne ilişkin bir model önerisi : bir uygulamahttps://hdl.handle.net/11421/262792021-11-01T08:31:22Z2019-01-01T00:00:00ZNesnelerin interneti teknolojilerinin tüketiciler tarafından kabulüne ilişkin bir model önerisi : bir uygulama
Özeti: Tüketicilerin günlük yaşamlarını ve birçok tüketim desenlerini derinden etkileyecek Nesnelerin İnterneti (Nİ) teknolojilerine ne kadar hazırız sorusundan yola çıkılarak gerçekleştirilen bu çalışmanın amacı, gelecekte Nİ teknolojilerinin tüketiciler tarafından kabulüne yönelik davranışsal niyetin açıklanmasıdır. Bu bağlamda Bütünleşik Teknoloji Kabul ve Kullanım Teorisi 2 temel model kabul edilmiş ve Teknoloji Hazır Olma İndeksi alt boyutları, güven ile güvenlik ve mahremiyet, temel modelde yer alan diğer değişkenlerle beraber davranışsal niyete etkileri bakımından incelenmiştir. Toplam 377 katılımcıdan toplanan veriler neticesinde araştırma modelinin analizi ve değerlendirilmesi için, PLS-Yapısal Eşitlik Modellemesi yöntemi kullanılmıştır. Ölçüm modeli ve yapısal modelin analizi sonucu bütün ilişki yollarının çalıştığı ikinci bir modelin de sunulduğu bu çalışma, Nİ teknolojilerinin tüketiciler tarafından kabulünü incelemesi ve alanyazında daha önce tanımlanmamış yeni ilişkileri ortaya koyması bakımından birçok özgün değer yaratacak bulguya ulaşmıştır. Buna göre tüketicilerin Nİ teknolojilerini benimsemelerinde bu teknolojilere bağımlı olacaklarına yönelik inançları ve kullanıma yönelik elde edilecek haz ve eğlence inancı, algılanan fayda gibi diğer bütün değişkenlere göre daha önemli olmaktadır. Ayrıca tüketicilerin yenilikçilik ve iyimserlik seviyeleri arttıkça, yeni teknolojilere yönelik sahip oldukları kontrol inançları da artmakta ve dolayısıyla bu teknolojilere olan güvenleri artarken aynı zamanda kullanıma yönelik harcayacakları çabanın daha az olacağına olan inançları da artmaktadır. Birçok başka ilişkinin de ilk olarak keşfedildiği bu çalışma, yeni teknolojilerin tüketiciler tarafından kabulü noktasında davranışsal niyetin oluşumunun ne kadar karmaşık bir yapıda olduğuna işaret etmektedir. Bu bağlamda çalışmanın sonuçları hem ileriki akademik çalışmalara hem de uygulayıcılara ışık tutacak önemli ipuçlarına sahip olmaktadır.
2019-01-01T00:00:00ZTürkiye'deki devlet üniversitelerinin iç denetim etkinliğinin değerlendirilmesihttps://hdl.handle.net/11421/262782021-11-01T08:24:29Z2019-01-01T00:00:00ZTürkiye'deki devlet üniversitelerinin iç denetim etkinliğinin değerlendirilmesi
Dünya'da yaşanan muhasebe skandalları sonrası muhasebe ve denetim konularının önemi bir kez daha anlaşılmıştır. Bu nedenle iç denetim, kurumun üst yönetimine güvence ve danışmanlık hizmeti sağlayan özerk bir birim halini almıştır. Bununla birlikte kurumlar için hayati önem teşkil eden kurumsal yönetim, risk yönetimi ve iç kontrol sistemlerinin etkinliğinin ölçülmesi ve geliştirilmesi görevleri, iç denetimin kurumlar ve ülkeler için ne kadar önemli olduğunun bir göstergesidir. Türkiye'de iç denetim faaliyeti öncelikli olarak özel sektörde başlamış olsa da kamu sektörü için varlığı özel sektör kadar önemlidir. Bu nedenle 5018 sayılı kanunun kabulü iç denetim faaliyetinin kamu kurumlarında yerleşmesi için önemli bir adım olmuştur. Bu kanunun kabulü ile birlikte iç denetim kamu kurumlarında uygulanmaya başlamıştır. Böylelikle iç denetimin gelişimi, araştırmacılar için de birer çalışma konusu halini almıştır. Çalışmanın birinci bölümünde İç Denetimin Kavramsal Çerçevesi, ikinci bölümünde İç Denetimin Faaliyet Alanı, üçüncü bölümünde ise Devlet Üniversitelerinin İç Denetim Yapısı ve İç Denetim Etkinliği yer almakta ve son bölümde yapılmış olan uygulama ile devlet üniversitelerindeki iç denetimin etkinliğini belirleyen faktörlerin kurum içindeki varlık düzeylerinin belirlenmesi yoluyla üniversitelerdeki iç denetim etkinliği ölçülmeye ve iç denetçilerin çalışma süreleriyle bu faktörlere bakış açıları değerlendirilmeye çalışılmıştır. Araştırma sonucunda, iç denetçilerin çalıştıkları kurumlarda, iç denetim faaliyeti esnasında bağımsızlığı zedeleyecek herhangi bir kısıtlama ile karşılaşmadıkları belirlenmiştir. Ayrıca üniversite üst yönetimlerinin, iç denetim faaliyetlerini destekler tutumda olduğu iç denetçiler tarafından belirtilmiştir. Bu sonuçlarla bağlantılı olarak iç denetçilerin mesleki yeterlilik ve gelişim konusunda gerekli bilgilere ve desteğe sahip oldukları ve mevzuatın öngördüğü görev ve sorumlulukları yerine getirdikleri belirlenmiştir.
2019-01-01T00:00:00Z