Tez KoleksiyonuThesis Collectionhttps://hdl.handle.net/11421/24072024-03-28T19:32:09Z2024-03-28T19:32:09ZDijital sanatın gösterim yöntemlerine heykel perspektifinden bakış ile üç boyutlu sanal sanat yapıtlarının sergilenme olanaklarının incelenmesiUygan, Ozanhttps://hdl.handle.net/11421/271092023-06-16T06:50:19Z2022-01-01T00:00:00ZDijital sanatın gösterim yöntemlerine heykel perspektifinden bakış ile üç boyutlu sanal sanat yapıtlarının sergilenme olanaklarının incelenmesi
Uygan, Ozan
Heykel sanatı 20. yy'da modern sanat ve ardından gelen postmodern dönemde, biçim ve içerik bağlamlarında büyük değişiklikler geçirmiştir. Heykel, insanın görme duyusunun yarattığı üç boyutlu algıya dayanan, uzamsal bir sanattır. Yüzyılın ikinci yarısından itibaren hızla gelişen bilgisayar ve elektronik teknolojilerinin kullanımı önceki medya araçlarını katlayan bir hızla artmış, 1990'larda internet gündelik yaşamda sıklıkla kullanılmaya başlanmış ve bu gelişmeler sanata da etki etmiştir. Önce bilgisayar sanatı, sonra dijital sanat kendilerine has özellikleri ile ayrı bir kategori olarak ortaya çıkmış ve bu sanat alanları, diğer sanat mecraları ile etkileşime girmiştir. Dijital sanat yapıtlarının satılma, sergilenme, arşivleme, konservasyon faaliyetleri geleneksel-den farklı olduğundan, başlangıçta ana akım sanat dünyası ile mesafeli olmuş fakat, dijital sanat üreticileri, kendi topluluklarını ve kurumlarını yaratmış ve bu mecrayı geliştirmiştir. Bilgisayar ve benzeri cihazların görüntüleme arabirimleri olan ekranlar-da insan bilgisayar arayüzlerinin geliştirilmesi, bu cihazları görsel bir yapıya bürün-dürmüştür. Bilgisayar grafiklerinde üç boyutlu nesnelerin görüntülenmesine dair araştırmalar ve üç boyutlu uzamsal algıyı sağlayan görüntüleme sistemleri, heykelde tasarım ve üretime katkı sağlamasının yanında, dijital ortamlarda yaratılan uzamlarda üç boyutlu sanat yapıtlarının yapılabilmesine olanak tanıyarak, tamamen fiziksel olarak görülen heykel sanatının, yalnızca sanal ortamlarda üretilip izleyiciye sunulabilmesine olanak tanımıştır.
2022-01-01T00:00:00ZModernist soyut heykelden hareketle jeneratif sanat yöntemlerinin sanat üretimindeki araçsallığının gösterilmesihttps://hdl.handle.net/11421/267152022-08-11T10:22:52Z2021-01-01T00:00:00ZModernist soyut heykelden hareketle jeneratif sanat yöntemlerinin sanat üretimindeki araçsallığının gösterilmesi
Bu çalışmada sanat eserinin kurallarla tanımlanması ve üretilmesi durumuna işaret eden jeneratif sanat kavramı ile modernist soyut heykel sanatının temelleri arasındaki ilişki incelenmiştir. Bu bağlamda, soyut sanat eserlerinin sayısal ve kurallı olarak tanımlanabilmesi ve bilgisayarların kurallı sistemler ile sanat üretebilme olanağı araştırılmıştır. Tarihsel süreçte 'Jeneratif Sanat' adı altında bir sanat alanı olarak işaret edilen jeneratif olma özelliğinin, geleneksel sanat üretimlerinde dahi özsel bir süreç olduğunu, dolayısıyla bu türden bir özelliğin ayrı bir sanat alanı olarak işaret edilemeyeceğinin gösterilmesi hedeflenmiştir. Bu temelden hareketle de, Jeneratif Sanat adı altında belirtilen dijital jeneratif üretim yöntemlerinin sanat üretiminde ancak ve ancak üretim sürecine açıklık sağlayabilecek, üretimi hızlandırabilecek ve sanatçının stilsel ilerleyişini destekleyebilecek birer araç olarak ele alınabileceği görülmüştür.
2021-01-01T00:00:00Z20. yüzyıl heykelinde görsel ve estetik bir öge olarak yapay ışıkhttps://hdl.handle.net/11421/267142022-08-11T10:16:20Z2021-01-01T00:00:00Z20. yüzyıl heykelinde görsel ve estetik bir öge olarak yapay ışık
Görmenin birincil gerekliliği olan ışık, sanatsal üretimler için vazgeçilmez bir unsur olmuş ve tarihsel süreçte sanat eserlerinde farklı şekillerde yer almıştır. Heykelde ışık konusu Rönesans sanatçıları tarafından da araştırılmıştır. Işık konusundaki en radikal değişim Rodin'in heykel yüzeyine müdahaleleriyle gerçekleşmiştir. Heykelin biçimsel yapısı 20. Yüzyılda değişime uğramaya başlamış, plastik türevi şeffaf ve yarı saydam malzemelerin kullanımıyla heykel, hafif bir görünüme kavuşmuştur. Teknolojik olarak yaşanan dönüşüm ile birlikte sanat alanında yeni ufuklar açılmış ve yapay ışığın heykelde yeni bir malzeme ve dil olabilme olasılığı gündeme gelmiştir. Bu bağlamda oluşturulan farklı sanat hareketlerinde yapay ışığın kullanımı araştırılmış ve alternatif yaklaşımlar geliştirilmiştir. Bu çalışmada heykelde yapay ışık kullanımıyla ortaya çıkan biçimsel ve görsel etkiler incelenmiş, heykelin maddesel yapısında ele alınan biçimsel ögelerin yapay ışıkla nasıl sağlandığı ve yapay ışık kullanımının günümüz sanatında hangi noktaya geldiği araştırılmıştır.
2021-01-01T00:00:00ZHeykelde özne-nesneUz, Nurbiyehttps://hdl.handle.net/11421/66382021-06-10T08:37:45Z2002-01-01T00:00:00ZHeykelde özne-nesne
Uz, Nurbiye
Özne, bilen varlık, bilme gücüne sahip ve iradesi olan insan; nesne ise, üzerinden fikir üretilen, öznenin bilmesine konu olan, düşünen özneye karşılık düşünülen şey olarak tanım bulur. Bu kavramlar, heykel içinde ve heykelle birlikte değerlendirildiğinde sözcük anlamlarından farklı olabilecek sonuçlar çıkmaktadır. Bu kavramlarla, özne-nesne, öznel-nesnel, öznellik-nesnellik, öznel-nesnel realite ve ide vb. açılımlarıyla insan heykel iletişim şekli belirlenmektedir. İnsanlaşma sürecinin başlangıcından bu yana, özne-nesne kavramları, insanın kendisi ve aklı üzerindeki bilgilerine, gelişimlerine, insanın dünyadaki yerine, ilişkilerine, bilincin ve sanatsal bilincin gelişimine ve bilgiye dayalı olarak değişmekte ve gelişmektedir. Sanat yapan varlık olarak insan, bu sayede doğaya üstünlük kurmaya çalışmakta, nesnelere yeni biçimler vererek hakim olma çabasındadır. Binlerce yıllık çalışma faaliyetlerinin sonunda sanat, içinde bulunduğumuz dünyanın estetik bir biçimde kavranılmasının, insanın yaratıcı imgeleminin, fikirlerinin ve duygularının nesne olarak somutlaştırmasını olanaklı kılmıştır. En eski dönemlerde mağara duvarlarında görülen sanat yapıtları, sonradan gün ışığına çıkmaya başlamış, doğadaki nesneler sembolik işaretlere, simgelere dönüşmüş, insan ilk kez kendini yaşamın, çalışmanın, üretimin öznesi olarak görmüş, üretilen sanat eserlerinde kendine de yer vermeye başlamıştır. Bu süreç içerisinde ortaya çıkan estetik ürünlerde, kendi öznelliği ve içinde bulunduğu toplumun sınırlarını aşarak diğer insanların yaşamlarını, estetik duygularını etkilemişler ve yeniden şekillenmesine neden olmuşlardır. Bu süreç içerisinde insanın bilgilerindeki gelişmeler, sanatsal bilgiyi netleştirmelerini sağlamıştır. Heykel sanatında özne-nesne; heykel-insan ilişkisinde, iç-dış algı, öznel-nesnel yaklaşımlar, duygusal-duyarlı davranmak, ontik-grup içinde değerlendirme ve empati kurmak şeklinde belirir. Bu sayede yapıt en doğru anlaşılma olanağı kazanmaktadır. Heykelin öznesi-nesnesi belirlemelerinde sanatçı; içinde bulunduğumuz dünyanın tüm varlıklarını kullanarak, yetenekleri doğrultusunda kendini nesne olarak ifade eden bir öznedir. Amacı, bir duyguyu, düşünceyi, heyecanı vb. yeni ve özgün bir biçimde somutlaştırıp başkalarıyla paylaşmaktır ve bu gereksinmeleri karşılayan aracı kişidir. Buradaki özne-nesne ilişkisi; öznenin nesne olarak yeni anlatımlar sunması şeklindedir. Yani özneyi nesneye, nesneyi özneye bağlayan, bu anlamda öznenin nesneleşmesi nesnenin özneleşmesi şeklindedir. Alıcı olarak ise, yaratılan bu yeni özneyi tarih adına yargılayan, onun yaşayabilirliliğini sağlayan, kararlar veren, onu anlayan öznedir. Yine nesneden özneye, özneden nesneye aktarımlar söz konusudur. Bir sanat nesnesi olarak heykelin kendisi ise, insanın doğaya karşı yaşama savaşı ile başlayan, plastik sanatların en eski uygulamalarındandır. Uzayda yer kaplayan üç boyutlu bu sanat nesnesi, çağlar boyunca bir araç olarak kullanılmış, dini ve mimari bağımlı gelişmiştir. Düşünsel ve biçimsel özgürlüğüne modern sanatla kavuşan heykelde, sanat üzerindeki aklın önemi, yerini bilim, psikoloji, doğa, bireysel duygular ve düşüncelere kuşkusuz teknolojidir. Farklı malzeme kullanılarak, heykelde nesne kullanımı gerçekleşmiştir. Sanatçılar, sadece kalıcı iş yapma düşüncesinden uzaklaşıp, gündelik kullanıma yönelik eşyalar, atık maddeler, teknoloji, elektrik, ve bilgisayarla yeni denemeler yapmıştır. Yaşamsal alanlar oluşturulmuş, seyirci yapıtın içine katılarak nesnel parçası haline gelebilmiştir.
Tez (sanatta yeterlilik) - Anadolu Üniversitesi; Anadolu Üniversitesi, Güzel Sanatlar Enstitüsü, Heykel Anasanat Dalı; Kayıt no: 164588
2002-01-01T00:00:00Z