Tez KoleksiyonuThesis Collectionhttps://hdl.handle.net/11421/24192024-03-28T15:11:13Z2024-03-28T15:11:13ZÇizgi filmde mekân ('Çığlık' film uygulaması)https://hdl.handle.net/11421/271052023-02-21T08:24:46Z2022-01-01T00:00:00ZÇizgi filmde mekân ('Çığlık' film uygulaması)
Sanat, insanın var olduğu ilk çağlardan günümüze kadar olan zaman sürecinde gelişerek değişim göstermeye devam etmektedir. İnsan da deneylediği ve/veya edindiği bilgiyi doğru olarak saptamak, saklamak ve aktarmak için çeşitli kayıt ve aktarım yöntemleri, bir başka deyişle anlatım biçimleri oluşturmaktadır. Bu anlatım biçimlerinden biri olan sinema hem eğitici-belgeselci yanı, hem de eğlendirici yanı sayesinde zaman içerisinde gelişmekte ve popülerliğini artırmaktadır. Çizgi film sanatı da, sinemaya paralel olarak gelişmesinin yanı sıra, kendine özgü bir dil geliştirmiştir. Sinemadan devraldığı illüzyonu bir adım ileri taşımış ve izleyicisini gerçek olarak yaratılması olanaklı olmayan diyarlara götürmüştür. Her anlatının bir zaman akışına, karakterlere, çatışmaya vb. gibi bileşenlere gereksinim duymasının yanı sıra, anlatı içerisinde gerçekleşecek olayların geçeceği mekâna, mekânlara da ihtiyacı vardır. Mekân, karakterleri öyküye bağlayan, karakterleri birbirine ilişkilendiren ve olay örgüsünün gelişmesini sağlayan önemli bir unsurdur. Mekân, çizgi filmin biçimine, tarzına hizmet eder, belirleyici bir rol üstlenmektedir. 'Çizgi Filmde Mekân' başlıklı bu çalışmada, öncelikle mekânın tanımlanması yapılarak, kısaca mekânın, bir çizgi film eseri için önemi, gerekliliği üzerinde durulmuştur. Mekânın bileşenleri incelenmiş ve çeşitli örnekler yardımıyla, yaratım süreci içerisinde mekânın zengin ifade biçimlerinin öykünün anlatımına sağladığı katkıların önemi, araştırılarak elde edilen bulgular sayesinde 'ÇIĞLIK' adlı bir çizgi film uygulaması gerçekleştirilmiştir. Öykü içindeki çatışma mekânlarla desteklenmiş, karakterin gerçek hayatındaki halinin algılanışı ve kendi hayal dünyasındaki halinin algılanışı arasındaki tezat gösterilmeye çalışılarak, mekânın karakterin en önemli vurgulayıcısı olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
2022-01-01T00:00:00ZAnimasyon ve büyülü gerçekçilikhttps://hdl.handle.net/11421/267612022-08-22T11:49:25Z2021-01-01T00:00:00ZAnimasyon ve büyülü gerçekçilik
Yirminci yüzyılın en önemli sanat formlarından biri olan animasyon, ağırlıklı olarak ortaya koyduğu görsel estetikle ilgi çekmiş ve genel olarak bu çerçevede ele alınmıştır. Yirminci yüzyıl başında ABD'nin standartlarını oluşturduğu animasyon endüstrisi, eğlence sektörünün önemli taşlarından biri olur. Bu bağlamda sanat formunun anlatı stratejisi temel olarak klasik anlatıya dayanır. Klasik anlatı dışında farklı anlatı perspektiflerinden biri olan büyülü gerçekçi anlatı modunun animasyon formuyla olan ilişkisini çözümlemeye çalışan bu araştırma, anlatısal animasyonun zengin ifade potansiyelini ortaya koymaya çalışmıştır. Büyülü gerçekçi teorinin eksik bir halkasını oluşturan çizgi öykü ve anlatısal animasyonun, büyülü gerçekli kurgunun farklı dönem, disiplin ve coğrafyalarda birbirleriyle bağlantılı görünen tarihi dönüşüm süreci içerisindeki rolünü tanımlamak ve büyülü gerçekçi anlatı modu ile anlatısal animasyonun bu tarihsel süreç içinde anlatı olanaklarını geliştirmede birbirlerine nasıl katkıda bulunduklarını çözümleyebilmek bu araştırmanın temel hareket noktasını oluşturmuştur. Bu amaç doğrultusunda anlatısal animasyonun büyülü gerçekçi anlatı modu ile olan ilişkisi, tarihsel çözümleme yaklaşımıyla büyülü gerçekçi teori temel alınarak incelenmiştir. Bu tarihsel çözümleme sonucunda analitik bir genellemeye ulaşılmıştır. Sonuç olarak animasyon sanat formu ve büyülü gerçekçi kurgu arasında güçlü bir uyumun var olduğu ve tarih boyunca bu uyumun nasıl gerçekleştiği yapısal bir çerçevede ortaya konulmuştur. Böylece hem büyülü gerçekçi teoride hem de anlatısal animasyonun klasik anlatı dışında var olan yaratıcı görsel ifade biçimlerinin zenginliğinin anlaşılmasında var olan literatüre yeni bir pencere açılmaya çalışılmıştır. Bunun yanında araştırmanın sonuçlarına dayanarak "Pandaların nesli nasıl tükendi?" isimli kısa animasyon film yapılmıştır.
2021-01-01T00:00:00ZÇizgi filmde karakterlerin Türkçe konuşturulmasıÇevik, Rıdvanhttps://hdl.handle.net/11421/65822021-04-14T07:09:37Z2017-01-01T00:00:00ZÇizgi filmde karakterlerin Türkçe konuşturulması
Çevik, Rıdvan
Çizgi film, görsel özellikleri ön planda olan bir sanat olmasına karşın, konuşma her zaman çizgi filmde önemli bir yere sahip olmuştur. Çizgi film karakterlerinin konuşmaları tarihsel süreçte evrimleşmiş, gelişmiş, çeşitli dönemlerde değişimlere uğramış, farklı araç ve yöntemlerle çizgi film sanatçıları tarafından karakterlere yansıtılmıştır. Ülkemizde üretilen çizgi film yapımlarında konuşmanın ön planda tutulduğu bir anlatının egemen olduğu görülmektedir. Bu durum karakterlerin Türkçe konuşturulması konusunda evrensel özelliklerin yanı sıra Türkçe'ye özgü niteliklerin de belirlenmesine yönelik bir gereksinim oluşturmaktadır. Bu niteliklerin yanısıra çizgi film yapımında canlandırma sürecine ek olarak, canlandırma öncesi ve sonrası aşamalarda karakterleri konuşturmaya yönelik süreçlerin incelenmesi ve değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu çerçevede ilgili kaynakların araştırılması yoluyla konuyla ilgili bilgilerin bir araya getirilmesi, derlenmesi ve açıklanması gereği bulunmaktadır. Bu çalışmada karakterlerin nitelikli ve Türkçe konuşturulmasına yönelik özellik ve yöntemlerin araştırılmasına, elde edilecek verilerin çözümlenmesine ve bu doğrultuda bir uygulama gerçekleştirilmesine odaklanılmaktadır. Bu doğrultuda ağız ve beden ifadeleri, diyalog, seslendirme, diyalogların modellenmesi, çizgi film sanatçılarının rollerine hazırlanmaları ve canlandırma süreçleri ayrıntılı bir biçimde incelenmiştir.
Tez (sanatta yeterlilik) - Anadolu Üniversitesi; Anadolu Üniversitesi, Güzel Sanatlar Enstitüsü, Çizgi Film (Animasyon) Anasanat Dalı; Kayıt no: 433644
2017-01-01T00:00:00ZHareketli ortamlarda tipografik rezonansTorun, İpekhttps://hdl.handle.net/11421/65782021-04-26T08:06:43Z2014-01-01T00:00:00ZHareketli ortamlarda tipografik rezonans
Torun, İpek
Bu araştırma, ilk ve orta okul öğretmenlerinin kişilik tipleri ve MBTI profilleri ile öğrenme ve öğretim sürecinde kullandıkları stratejiler arasındaki ilişkiyi çeşitli değişkenler yönünden betimlemeyi amaçlamaktadır. Tekil ve ilişkisel tarama modeliyle desenlenen bu araştırmanın ömeklemini, Eskişehir ilindeki ilk ve orta okullarda görev yapan 580 sınıf ve alan öğretmeni oluşturmaktadır. Araştırmanın verileri, Myers Briggs Tip Belirleyici (MBTI) G Formu, Öğrenme stratejilerini belirleme ölçeği ve Öğretim stratejileri ölçeği kullanılarak, Mayıs-Haziran 2012 tarihleri arasında toplanmıştır. Katılımcı öğretmenlerden elde edilen veriler, SPSS 15.00 (Deneme sürümü) programında; ki-kare testi, bağımsız ömeklem t-testi (independent samples t-test), eşleştirilmiş iki grup arasındaki farkların testi (paired sample t-test), yinelenen ölçümler için tek faktörlü varyans analizi, karma desenli anova, tek yönlü varyans analizi ve Tukey HSD teknikleri kullanılarak çözümlenmiştir.
Tez (sanatta yeterlilik) - Anadolu Üniversitesi; Anadolu Üniversitesi, Güzel Sanatlar Enstitüsü, Çizgi Film (Animasyon) Anasanat Dalı; Kayıt no: 382376
2014-01-01T00:00:00Z