UzmanlıkSpecialisthttps://hdl.handle.net/11421/25322024-03-19T11:58:23Z2024-03-19T11:58:23ZOpera ve bale repertuvarındaki önemli viyola soloları ve bu soloların çalışma stillerinin incelenmesihttps://hdl.handle.net/11421/270892023-02-14T11:14:46Z2022-01-01T00:00:00ZOpera ve bale repertuvarındaki önemli viyola soloları ve bu soloların çalışma stillerinin incelenmesi
Bu çalışmada, senfoni ve opera orkestraları için açılan viyola tutti ve viyola grup şefi sınavlarında sıklıkla karşılaşılan önemli viyola grup şefi sololarına yer verilmiştir. Sololar, opera ve bale olarak sınıflandırılmış, iki ayrı bölüm altında incelenmiştir. Opera ve balenin kısa tarihçesi, incelenen eserlerin bestecilerinin hayatı, eserlerin dönemsel özellikleri ve konusu hakkında bilgilere yer verilmiştir. Sololar; operanın konusu, müzik açısından duygusu ve ifadesine bağlı olarak müzikal ve teknik anlamda incelenmiş, çalışma sırasında yardımcı olabilecek öneriler sunulmuştur. Viyola grup şefi soloları, sınavlara hazırlanan viyolacıların başarı oranını arttırmak amacıyla, orkestra odisyonlarının giriş repertuvarları içerisinden sıklık derecesine göre seçilmiştir. Aynı zamanda, opera orkestralarında viyola grup şefi olarak görev yapan viyolacıların performanslarına katkı sağlaması hedeflenmiştir.
2022-01-01T00:00:00ZSanat eğitiminde renk ve renk öğretim yöntemleriKeser, Özlemhttps://hdl.handle.net/11421/36252021-06-16T08:52:28Z1996-01-01T00:00:00ZSanat eğitiminde renk ve renk öğretim yöntemleri
Keser, Özlem
"Sanat Eğitiminde Renk ve Renk Öğretim Yöntemleri" adı altında yapılan bu tez üç bölümden oluşur. Bu bölümlerde yer alan konular, güzel sanatlar eğitimindeki grafiksel gelişim basamağına göre öğretime uygun olan öğrencilere yöneliktir. Birinci bölümde, öğrenciler, rengin ne olduğunu öğrenirken, fiziksel sistemde rengin nasıl oluştuğunu, fizyolojik sistemde rengin oluşumunu ve rengi nasıl gördüğümüzü öğreneceklerdir. Aynı zamanda bu bölümde rengin psikolojideki yeri ve önemini kavrayacaklardır. İkinci bölümde ise renk çemberinden yola çıkarak, renk zıtlıkları ve bunların öğretim yöntemleri bulunur. Bu yöntemler içerisindeki teknikler kavranılacak konuya göre değişmiş ve çoğalmıştır. Bu bölümde öğrencilerin renk ilişkilerini öğrenmeleri ve çalışmalarında rengi nasıl kullanmaları gerektiği vurgulanmıştır. Üçüncü bölümde ise nitelikli bir kompozisyonun kurulması için gereken konulardan sözedilmiştir. Bu konular, renk uyumu, renk-form ilişkisi, renk-işlev ilişkisi, renk-malzeme ilişkisi adı altında anlatılmıştır. Renk uyumunda, çeşitli armoni sistemlerinden, renk-form ilişkisinde, renk ve formun birbiri için ne kadar önemli olduğundan söz edilmiştir. Renk-işlev ilişkisinde Bauhaus Sanat Okulu'nun ilkeler inden sözedilmiş, yaratma sürecinde kullanılan renklerin işleve uygun olması gerektiği vurgulanmıştır. Renk-malzeme ilişkisinde konu, malzeme seçiminin önemi, malzemenin renginin önemi aynı zamanda ikisinin beraber kullanımında temel işleve bağlı kalarak uyarlanması gerektiği şeklinde anlatılmıştır. Bu bölümde renkten, resmin malzemesi olarak söz edilirken, tekniğin de önemi vurgulanmıştır.
Tez (sanatta yeterlik) - Anadolu Üniversitesi; Anadolu Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Güzel Sanatlar Eğitimi Anabilim Dalı; Kayıt no: 118318
1996-01-01T00:00:00ZÇağdaş sanatta imgeGürsoytrak, Yavuz Hakanhttps://hdl.handle.net/11421/36202021-06-16T09:21:43Z1996-01-01T00:00:00ZÇağdaş sanatta imge
Gürsoytrak, Yavuz Hakan
Bir sanatta yeterlik tezi olarak bu çalışma, bilginin kaynağı olarak biçim yorumlama yöntemleri, yaşam deneyimleri ile imge ve çağın ilişkilerini keşfetmek amacındadır. Geçmiş günün toplam dağarcığı için bir kaynak ve günü yorumlamanın aracı ve sebebidir. Yapma ve yaratma, gereklilik ve uyumun çokanlamlı ilişkilerinde bulunabilir. Zamanı anlamak, zaman ve mekan arasında yanılsamalar yapmak için bir köprüdür. Zaman anlayışı evrensel ve sürekli olandan, devinimli olana doğru yönelmiş ve Fransız Devrimi'nden sonra ya ütopya ya da geçmişi yitirmişlik duygusuna dönüşmüştür. Bu anlatıcı ve eğitici olan sanat yapıtının, haz veren nesne oluşuna ve bir kişilik oluşturmaya çalışan sanatçının da izleyiciye yönelik olan bakışının, kendi iç dünyasına dönmesi anlamına gelmiştir. Yaşamdan hoşnutsuz olan birey için gerçek ve günlük yaşam kendisini kurma çabasının önüne engeller çıkarmaktadır ve kişi olan birey için bu zaman mekan bağlarından kaçmak ve kurtulmak gerekmektedir. Geleneksel biçimlendirme yöntemleri kişinin öznel dünyasını kurması için birer araçtırlar ancak gelecek kurmak çabası için yetersiz kalırlar. Evrenin merkezinde olduğuna inanan insanlık kültürü, kendi farklılığını alet yapıyor oluşunda bulmuş ve kendi yeteneklerini yüceltmiştir. Yeni bir dünyayı biçimlendirmek isteyen insanlık kültürü doğaya karşı savaşımında yeni bir toplumun kültürel biçimlerini inşa etmek istemiş ve kültürün doğasını yaratmıştır. Bu kültürün ilk biçimleri kentler, evler ve uyulması gereken kurallardır. İş kavramı uzmanlaşmayı yaratmış ve bunu yabancılaşma izlemiştir. Bilimsel ve nesnel bir dünya anlamına gelen modernizm, ruhunun içsel derinliklerin derinliklerinde 'dehalığını' yaşayan bireyi yeni dünya için otonom sanat nesnesi yapar konuma getirmiş ve onu bir nesne yapıcısı olarak değiştirmiştir. İçsel dünyasında yaşayan birey, günlük hayattan ve toplumdan kaçmakta, tepkisel davranışını güne ve gerçekliğe karşı başkaldırı biçimi olarak sunmaktadır. Kaçış onun dekadanın düşkün hayatına olduğu kadar, kır ve egzotik kültürüne göçüne neden olmuş onu bir göçmen haline getirmiştir. Topluma karşı başkaldırısı sanatçıyı ...
Tez (sanatta yeterlik) - Anadolu Üniversitesi; Anadolu Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Güzel Sanatlar Eğitimi Anabilim Dalı; Kayıt no: 118308
1996-01-01T00:00:00ZGörsel anlatımda zıtlık ve dengeVarlık Şentürk, Leylahttps://hdl.handle.net/11421/36522021-07-13T13:56:28Z1999-01-01T00:00:00ZGörsel anlatımda zıtlık ve denge
Varlık Şentürk, Leyla
Herhangi bir tasarım ya da kompozisyonda izleyiciye verilmek istenen mesaj ya da etkili anlatım, kullanılacak ögelerin niteliği ve biraraya getiriliş düzenleri ile bağlantılıdır. Tasarımın temelini oluşturan, form, ölçü, espas, doku, yön, renk ve ışık-gölge temel ögelerdir ve bu ögeler yüzey üzerinde bir takım ilişkilerle dağılım göstermektedir. Bu ilişkiler ise, uyum, hiyerarşi, tekrar, simetri, asimetri, birlik, egemenlik, zıtlık ve denge ilkeleri ile kurulmaktadır. Ögelerin biraraya geliş düzenlerini sağlayan bu ilkelerden zıtlık ve denge ilkeleri, ilgi çekiciliği sağlayan, yapıta canlılık veren, vurguyu oluşturan ve hareket hissinin oluşmasını sağlayan ilkelerdir. Görsel anlatımda yüzey üzerindeki ögelerin dağılımını düzenleyen denge; simetrik, radyal, kristalize ve asimetrik olmak üzere dört ayrı başlık altında toplanmaktadır. Simetrik, radyal ve kristalize dengede, aynen tekrarlar ya da eşit dağılımlar meydana geldiğinden, görsel anlatımda ilgi çekiciliği sağlayabilmek ve vurguyu oluşturabilmek için, genellikle zıt ilişkiler temelinde biraraya gelişleri sağlayan asimetrik denge kullanılmaktadır.
Tez (sanatta yeterlik) - Anadolu Üniversitesi; Anadolu Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Güzel Sanatlar Eğitimi Anabilim Dalı; Kayıt no: 138314
1999-01-01T00:00:00Z