Eğitim Bilimleri Bölümü
https://hdl.handle.net/11421/1885
Department of Educational Sciences2024-03-28T15:17:27ZUluslararası bir kavram karmaşası: Yeterlik, yeterlilik ve yetkinlik kavramları üzerine bir doküman incelemesi
https://hdl.handle.net/11421/27552
Uluslararası bir kavram karmaşası: Yeterlik, yeterlilik ve yetkinlik kavramları üzerine bir doküman incelemesi
Eğitim bilimleri alanında bazı terimler ve kavramlar üzerinde henüz bir anlam ve tanım birliği sağlanamamıştır. Bazı kavramlar farklı araştırmacılar tarafından farklı biçimlerde tanımlanmakta ya da kavramlara farklı anlamlar yüklenebilmektedir. Bazı kavramlar ise zaman içinde farklı isimlere evrilebilmekte ve bu alanyazında bir kavram karmaşasına sebep olmaktadır. Çünkü bu durum aynı kavramın farklı ya da yanlış yorumlanmasına yol açabilmektedir. Bazen de bu kavramlar için yanlış Türkçe-İngilizce karşılıklar kullanılabilmektedir. Türkçede bu kavramlardan en çok kullanılan ve birbiriyle karıştırılanları yeterlik, yeterlilik ve yetkinlik, İngilizcede ise “competence” “competency” ve “competent” kavramlarıdır. “Yeterlik ve yeterlilik” ile “competence ve competency” kavramları çoğu zaman birbirlerinin eşanlamlıları olarak kullanılmaktadır. Bu ise kavramların tam olarak ne ifade ettiğinin anlaşılmasını zorlaştırmaktadır. Bununla birlikte aynı kavram karmaşası yalnızca ulusal alanyazınla sınırlı değildir. Uluslararası alanyazında da kavramlar birbirleriyle karıştırılabilmektedir. Bu nedenle, bu kavramların aslında ne anlam ifade ettiklerine yönelik ortak bir anlayışın geliştirilmesinin ve doğru Türkçe karşılıklarının kullanılmasının eğitim bilimleri ve insan kaynakları alanlarına katkı sağlayabileceği düşünülmektedir. Doküman analizine dayanan bu çalışmada yeterlik ve yeterlilik kavramlarının eğitim bilimleri ve insan kaynakları alanında incelenen çalışmalarda gerçekte ne anlama geldiği açıklanmaktadır. Kavramların ulusal ve uluslararası alanyazında nasıl ve hangi anlamlarda kullanıldığı örneklerle gösterilmekte ve anlam karmaşalarının önüne geçmek için nasıl ve hangi anlamlarda kullanılmaları gerektiği açıklanmaktadır.
2022-01-01T00:00:00ZÖğretim elemanlarının yükseköğretim kurumlarının örgütsel unutma düzeyine ilişkin görüşlerinin incelenmesi
https://hdl.handle.net/11421/27549
Öğretim elemanlarının yükseköğretim kurumlarının örgütsel unutma düzeyine ilişkin görüşlerinin incelenmesi
Araştırmanın amacı, öğretim elemanlarının yükseköğretim kurumlarının örgütsel unutma düzeyine ilişkin görüşlerinin incelenmesidir. Ayrıca öğretim elemanlarının örgütsel unutma düzeyine ilişkin görüşlerinin cinsiyet, yaş, akademik unvan ve çalışılan üniversite değişkenlerine göre farklılaşıp farklılaşmadığı da incelenmiştir. Nicel olan bu araştırma, tarama modelinde desenlenmiştir. Araştırmanın evreni, 2019-2020 eğitim-öğretim güz döneminde Anadolu, Eskişehir Osmangazi ve Eskişehir Teknik üniversitelerinde görev yapan 3771 öğretim elemanını kapsamaktadır. Örneklemini ise evrenden tabakalı örnekleme yöntemi ile seçilen 524 öğretim elemanı oluşturmaktadır. Araştırmanın verileri araştırmacılar tarafından geliştirilen “Örgütsel Unutma Ölçeği” ve “Kişisel Bilgi Formu” ile elde edilmiştir. Araştırma verilerinin analizinde betimleyici istatistikler, bağımsız örneklem t testi ve tek yönlü ANOVA kullanılmıştır. Araştırma sonuçları, öğretim elemanlarının yükseköğretim kurumlarının kazara unutma düzeylerini yüksek, amaçlı düzeylerini orta olarak değerlendirdiklerini göstermiştir. Öğretim elemanlarının yükseköğretim kurumlarının örgütsel unutma düzeylerine ilişkin görüşleri ile cinsiyet, yaş, akademik unvan ve çalışılan üniversite değişkenleri arasında anlamlı farklılıklar bulunduğu saptanmıştır. Buna göre; cinsiyet değişkeni ile amaçlı unutma arasında, yaş ve akademik unvan değişkenleri ile kazara unutma arasında, çalışılan üniversite değişkeni ile hem amaçlı hem de kazara unutma boyutları arasında anlamlı farklılıklar olduğu saptanmıştır. Araştırma sonuçları doğrultusunda yükseköğretim kurumlarının kazara unutmaları önleyebilmek adına etkili bilgi yönetim mekanizmaları kurmaları ve birimlere yapılan atamalar bağlamında yüksek iş gücü devir hızlarını en aza indirgemeleri önerilmektedir. Ayrıca yükseköğretim kurumlarının amaçlı unutmalardan daha fazla yararlanabilmesi için kurumların örgüt hafızalarını sürekli olarak gözden geçirmeleri ve güncel bilgiler doğrultusunda yenilemelerinin sağlanması da öneri olarak sunulmuştur.
2022-01-01T00:00:00ZZ kuşağı öğretmen adaylarının yaşam boyu öğrenmeleri ve dijital okuryazarlıkları arasındaki ilişki
https://hdl.handle.net/11421/27518
Z kuşağı öğretmen adaylarının yaşam boyu öğrenmeleri ve dijital okuryazarlıkları arasındaki ilişki
Bu araştırmanın amacı, 2018-2019 eğitim öğretim yılında, Anadolu Üniversitesi, Eğitim Fakültesinde öğrenim gören Z kuşağı 1. Sınıf öğretmen adaylarının yaşam boyu öğrenme eğilimlerinin ve dijital okuryazarlıklarının belirlenmesi ve bu iki değişken arasındaki ilişkiyi ortaya koymaktır. Bu temel amacın yanı sıra öğretmen adaylarının cinsiyet, yaş ve bölümleri gibi kişisel özellikleri ile yaşam boyu öğrenme eğilimleri ve dijital okuryazarlıklarına ilişkin görüşleri arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılıklar olup olmadığı belirlenmiştir. Araştırma, ilişkisel tarama modelinde desenlenmiştir. Araştırmanın verileri “Yaşam Boyu Öğrenme Eğilimleri Ölçeği” ve “Dijital Okuryazarlık Ölçeği” likert tipi veri toplama araçları ve kişisel bilgi formu aracılığıyla toplanmıştır. 2018-2019 eğitim-öğretim yılında Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesinde öğrenim gören 397 kişiden oluşan 1. sınıf öğretmen adayına ölçek uygulanmıştır. Araştırmanın nicel verileri SPSS 22.0’a aktarılarak çözümlenmiştir. Cinsiyet ve bölüm değişkeni kapsamında, araştırmaya katılım sağlayan öğretmen adaylarının yaşam boyu öğrenme eğilimlerinde istatistikî olarak anlamlı bir fark olup olmadığına bakmak için T-Test ve tek yönlü ANOVA uygulanmıştır. Öğretmen adaylarının yaşam boyu öğrenme eğilimleri ile dijital okuryazarlıkları arasında anlamlı bir ilişki olup olmadığına bakmak için korelasyon analizinden yararlanılmıştır. Araştırmanın sonucunda, öğretmen adaylarının yaşam boyu öğrenme eğilimlerinin ve dijital okuryazarlıklarının “yüksek” seviyede olduğu belirlenmiştir. Öğretmen adaylarının yaşam boyu öğrenme eğilimleri ve alt boyutları ile cinsiyet ve bölüm değişkenlerine göre farklılaşmaktadır. Öğretmen adaylarının yaşam boyu öğrenme eğilimleri ve alt boyutlarında sonuçlar hem cinsiyet hem bölüm değişkenine göre farklılık göstermektedir. Öğretmen adaylarının dijital okuryazarlık yeterlilikleri bölüm değişkenine göre anlamlı bir farklılık göstermemesine karşın cinsiyet değişkenine göre anlamlı bir farklılık görülmektedir. Öğretmen adaylarının yaşam boyu öğrenme eğilimleri ile dijital okuryazarlıkları arasında anlamlı bir ilişki bulunmamaktadır.
2021-01-01T00:00:00ZTürkiye’de mesleki ve teknik eğitim alanında hazırlanan lisansüstü tezlerin incelenmesi
https://hdl.handle.net/11421/27513
Türkiye’de mesleki ve teknik eğitim alanında hazırlanan lisansüstü tezlerin incelenmesi
Bu araştırmanın amacı mesleki ve teknik eğitim alanında yapılmış olan lisansüstü tezlerin incelenmesidir. Araştırma nitel araştırma bağlamında yapılandırılmıştır. Araştırmaya YÖK Ulusal Tez Merkezi’ne kayıtlı olan 1986-2020 yılları arasında yapılmış 433 lisansüstü tez dâhil edilmiştir. Araştırmada Uysal (2013) tarafından geliştirilen ölçütler doğrultusunda hazırlanan lisansüstü tezlerin değerlendirilmesi formu, araştırmanın amaçları doğrultusunda düzenlenerek kullanılmıştır. Verilerin çözümlenmesi yüzde-frekans analizleri ve içerik analizleri ile yapılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre mesleki ve teknik eğitim alanına ilişkin yapılan lisansüstü tezlerden; yüksek lisans tezlerinin sayısının doktora tezlerinin sayısından yüksek olduğu belirlenmiştir. Tezlerde en çok öğrencilerle çalışılan konulara yer verilmiştir. Öğretmenlerle çalışılan konular ise ikinci sırada çalışılan konudur. Staj ve beceri eğitimi ile öğrenci sorunlarına ilişkin konulara da yoğun bir şekilde yer verilmiştir. En az çalışılan konu ise mesleki ve teknik eğitimde ailenin rolü ve gelişimine yönelik konulardır. En dikkat çekici bulgu ise mezun öğrencilerle ve ailelerle çok az çalışma yapılmış olmasıdır. Tezlerin örneklem türünü oluşturan grup en çok öğrencilerden oluşmaktadır. En fazla kullanılan örnekleme yöntemi ise rastgele örnekleme yöntemidir. Tezlerde en çok kullanılan yöntem nicel, en çok kullanılan veri toplama aracı anket, en çok kullanılan veri analizi tekniği ise betimsel istatistiklerden yüzde ve frekans analizi tekniğidir. Lisansüstü tezlerde geliştirilen politika önerileri uygulayıcılara yönelik öneriler ve araştırmacılara yönelik öneriler olmak üzere iki kategoride incelenmiştir. Politika önerileri incelendiğinde en çok uygulayıcılara yönelik önerilere yer verildiği görülmektedir. Uygulayıcılara yönelik öneriler incelendiğinde ise en fazla eğitim politikası geliştirenlere yönelik öneriler geliştirilmiş olduğu belirlenirken, en az çalışma koşullarının ve özlük haklarının iyileştirilmesine yönelik öneriler geliştirildiği belirlenmiştir. Araştırma, mesleki ve teknik eğitim alanına yönelik eğilimleri ve bunlara yönelik politika önerilerini bütünsel bir bakış açısıyla 35 yıllık bir süreçte YÖK Yayın ve Dokümantasyon Dairesi Başkanlığı tarafından arşivlenen lisansüstü tezlerin incelenip sunulması açısından önem taşımaktadır.
2021-01-01T00:00:00Z