Sayı: 05 (2013)
https://hdl.handle.net/11421/23237
Aralık 20132024-03-29T02:25:17ZModernizm sonrası alternatiflerinden: feminist söylem ve batılı sanatçılar
https://hdl.handle.net/11421/23310
Modernizm sonrası alternatiflerinden: feminist söylem ve batılı sanatçılar
Kaya Okan, Berna
Sanat, bütün insan yaşamından beslenen bir gerçekliktir. Dolayısıyla, sosyal ve psikolojik
amaçlara hizmet eder. Ayrıca, bilinçli olarak belirlenmeyen hatta sanatçının kendisinin de
farkında olmadığı kolektif mitleri yansıtan unsurları da ifade eder. Bazı duygusal ifadeler,
sanat eserleri sanatçının yaşadığı döneme damgasını vurur ve bazıları sonraki nesilleri de harekete geçirir. Böylelikle sanat eserleri incelendiğinde bazı özelliklerin zaman, mekân ve sanat
ekolüne endeksli, bazılarının ise belli bir sanatçıya özgü olduğu görülmektedir. Dolayısıyla,
herhangi bir resmin, heykelin, enstalâsyonun yorumu, kültürel yapılanmaya paralel olarak
ortaya çıkan daha derinlerdeki motiflere de başvurmayı gerektirir. Bazı teorisyenlere göre,
cinsiyet, kadın ve erkeklerde temel tecrübe, beklenti ve algı farklılıkları yaratmakta ve bunlar
yaratıcı süreçleri etkilemektedir; Art is a reality feding from human life. So ıt serves social and psikological aims then it points
out collective mits which not determines logical from artist. Some emotional terms about arts
sealed period which arists living and the others evokes later generations.Some arts depends on
period, space or ‘izm’ some arts depends on artist.So all of the art Works;paintings,sculptures and
enstallations interperations can be able to refer both cultural modificatıon and deep patterns.Some
teorisians says;sexualism, effects man and woman different ways.Especially artistic creation.
2013-01-01T00:00:00ZBiyoiktidar kavramı ve ötekileştirmenin iki kadın karakterde temsili “Meryem Ana ve Berfo Ana
https://hdl.handle.net/11421/23309
Biyoiktidar kavramı ve ötekileştirmenin iki kadın karakterde temsili “Meryem Ana ve Berfo Ana
Bozdağ, Lütfiye
Bu makalede iki imge, iki kavram ile birlikte ele alınmaktadır. İki kadın imgesinden biri,
2000 yıl öncesinde yaşayan Mesih İsa’nın annesi Meryem Ana diğeri ise; 12 Eylül 1980 askeri
darbe dönemi sonrasında gözaltında kaybedilen, işkenceden geçirilen, öldürülen evlatlarının
akıbetini sormak için bir araya gelen bir “Cumartesi Annesi”; Berfo Ana.
Meryem Ana ve kucağında ölü İsa anlamına gelen “Pieta”, sanat tarihi boyunca acı
çeken, haksızlığa uğrayan, katledilen kadın ve çocukların sembolü olmuştur. Gözaltına
alındıktan sonra kaybolan ve kendisinin izine karakolda, hapishanede hiçbir yerde rastlanamayan oğlunu arayan Berfo Ana, oğlunun akıbetini öğrenmek için verdiği mücadeleyle
sembol olmuş bir Cumartesi annesidir.
Kavramlar ise “biyoiktidar” ve “ötekileştirme”. Foucault, biyoiktidar’dan bir iktidar
teknolojisi olarak söz eder. İktidarın tek tek bedenler üzerinden toplumu disipline ettiğini
ve kontrol ettiğini söyler. Ötekileştirme, iktidarın çoğunluğu baskı altında tutmak için
toplumu kategorize ederek belli sınırlar içerisine alması ile dayattığı parçalanmışlıktır. Bu
durum “öteki”nin reddine, linç edilmesine, yok edilmesine kadar gidebilir. Tıpkı Mesih İsa
ve Berfo Ana’nın oğlu Cemil’e yapılanlar gibi.
17. yüzyıldan itibaren ortaya çıkan ancak Foucault tarafından 20. yüzyılın sonlarında yeni bir iktidar biçimi olarak temellendirilen“biyoiktidar” kavramı, bedeni yönetmeyi
seçen yeni bir tahakküm biçimi olarak günümüzde varlığını yoğun bir şekilde hissettirmektedir. Bu makalede biyoiktidarı, iki kadın karakterin yaşadıkları ötekileştirmeyi imge
üzerinden sürmeye çalışacağız.; In this article, two images, together with two concepts are discussed. The two images are the two
female characters. Mary, the mother of Jesus Christ who lived 2000 years before and the other one
is Berfo Ana whose son Cemil tortured and killed during the period of September 12, 1980 by the
military coup detainees. Berfo Ana and other mothers come together every Saturday to ask about
their lost sons. They are called as “Saturday Mothers”.
Pieta: refers to the Virgin Mary holding the dead Christ in her arms. Pieta, throughout the history of art, has been the symbol for suffering, oppressed and murdered women and children. Berfo
Ana is looking for her son everywhere. Her son after taken into custody was disappeared and his
trace was not found neither in any police station nor any prison. Berfo Ana is a Saturday Mother
who has become a symbol with her struggle to learn the fate of his son.
“Biopower” and “othering” will talk about concepts. Foucault mentions about biopower, as a
technology of power. He says; power disciplines and controls crowds through individual bodies.
Othering is a fragmentation imposed by the power. The power in order to oppress the majority
categorizes the society in borders. This process may end up with the denial, lynch even destruction
of the “other”. Just like what happened to Jesus Christ and to Cemil the Berfo’s son.
The Biopower; emerged since the Seventeenth Century as a new form of power as stated by Focoult in the late Twentieth Century has chosen managing through bodies. The “Biopower” concept
as a new form of domination shows it presence intensively in the present time. This article traces the
biopower and the othering the two female characters exposed to through concept.
2013-01-01T00:00:00ZYaş çamurlar üzerinde uygulanan mühür dekorları ve çağdaş uygulamalarından örnekler
https://hdl.handle.net/11421/23308
Yaş çamurlar üzerinde uygulanan mühür dekorları ve çağdaş uygulamalarından örnekler
Seramiğin ilk olarak şekillendirilmesinden buyana çağlar boyunca mühür dekorları, yaş çamur
dekor tekniklerinin vazgeçilmez öğelerinden biri olmuştur.
“İnsanoğlu seramiği şekillendirmeye başladığı zaman elleri ile üzerine izler yaparak ilk mühür
dekorlarını gerçekleştirmiştir. Daha sonra çeşitli doğal malzemeleri mühür biçiminde kullanarak
şekillendirdikleri formlar üzerinde dekorlar yapmışlardır.”
İlk mühür örneklerinin Hitit ve Asur Uygarlıklarında önemli belgeleri çoğaltmak amacıyla
kullanıldığını görmekteyiz. Zamanla şekil değiştirmekle beraber Orta Anadolu’da Kayseri, Batı
Anadolu’da Frig, İyon, Pers uygarlığı kalıntılarında bulunan silindir mühürlere rastlanmaktadır.
Batı Anadolu’dan başka Mezopotamya sanatı içerisinde incelenen Sümer yontusunda da silindir
mühürler karakteristik özellik gösterirler.
Mühürlerin kullanış yerleri ve amaçları ilk çağlardan günümüze çok fazla değişmemiştir. Milattan önceki yüzyıllardan beri mühürlerin kullanılış amaçları çeşitli eşyalar, hatta abideler üzerinde silinmez izler bırakmak ve bu izleri yüzyıllar sonrasına aktarmaktı. Bu özelliği mühürlere
sanatsal görünümlerinden öte, tarihsel birer belge görevi de yüklemektedir.
Seramik yüzeyler üzerinde de çeşitli objeler yardımıyla iz bırakmak mümkündür. Mühür dekorlarına bakıldığında, şekillendirme işlemi tamamlanmış deri sertliğindeki veya pişirim işlemi
yapılmış ürünlerin yüzeyleri üzerine çeşitli biçim ve büyüklüklerdeki nesnelerin bastırılıp iz bıraktırılmasıyla yapılan bir dekor uygulaması olduğunu görülmektedir.
Mühürlerin yapımında tasarıma göre istenilen desenin motifleri seçilmiş olan mühür malzemesinin üzerine çizilir. Yaş çamurlar üzerine uygulama yapılacak olan yüzeylerde desenlerin yüksek
çıkmasını istediğimiz yerler hazırladığımız mühürler üzerinde oyulur. Ayrıca bu dekor tekniği sadece yaş çamurlar üzerinde değil aynı zamanda Sıraltı Sırüstü ve yaş çamur dekorları üzerinde
uygulanabilmektedir
Bu makalede yaş çamurlar üzerinde uygulanan mühür dekorları ve çağdaş uygulamaları ele
alınacaktır.
2013-01-01T00:00:00ZOrta Çağ’ın grotesk dünyası ve Mehmed Siyah Kalem’in demonları
https://hdl.handle.net/11421/23307
Orta Çağ’ın grotesk dünyası ve Mehmed Siyah Kalem’in demonları
Karayel Gökkaya, Evren
Orta Çağ’da Doğu’dan Batı’ya resimsel imgelerde ortaya çıkan grotesk1
yaklaşımların
kesişmesi, bu imgelemi oluşturan ortak bir tabanın göstergesidir. Doğunun gizemli dünyası içinden, hem bu gizemin uyandırdığı çekicilik, hem de kendine özgü hicivli dünyası
ile uzun yıllardır araştırmacıların ilgisini çekmekte olan Mehmed Siyah Kalem’in resimlerinin ana temalarından biri olan demonlar (iblisler) da bu ortak taban içinde kültürel
etkileşimin bir parçası olmuştur. Bu global etkileşim unsurları araştırmacılar tarafından,
belli repertuvarlara dayandırılarak önemli ölçüde ortaya konmuş olsa da birbiri içine
biçimsel ya da düşünsel bağlarla girift olmuş çok sayıda imajın varlığı daha bir çok araştırmacıyı ilginç bulgulara götürecektir; Intersection of the grotesque approaches appearing in pictorial images from East to
West in the Middle Age is the indicator of a common ground creating this imagery. Within
the mysterious world of the East, demons (devils), one of the main themes of the paintings
of Mehmed Siyah Kalem, who has been drawing attention of the researchers for many
years with both the attractiveness inspired by this mystery and his authentic satiric world,
have been part of the cultural interaction within this common base. While these global interaction elements have been substantially revealed based on certain repertoires, presence
of numerous images entangled in each other with formal or intellectual ties will further
lead many researchers to interesting findings
2013-01-01T00:00:00Z