Cilt.18 Sayı.2
https://hdl.handle.net/11421/25284
2024-03-29T02:14:34ZTürkiye’de çok boyutlu zenginliğin analizi: 2006-2010 yılları karşılaştırması
https://hdl.handle.net/11421/25630
Türkiye’de çok boyutlu zenginliğin analizi: 2006-2010 yılları karşılaştırması
Kontbay Busun, Sine; Darik, Gonca
Bu çalışmada 2006-2010 Gelir ve Yaşam Koşulları
Araştırması verileri ile Peichl ve Pestel (2013a)’in ikili
eşik değeri yöntemi kullanılarak Türkiye’de çoklu-zenginliğin gelişimi incelenmiştir. Çoklu-zenginlik, sadece
tek bir zenginlik ölçütünün – en yaygın şekliyle gelir
seviyesinin – dağılımına bakmak yerine, birden fazla
zenginlik ölçütünü eş zamanlı göz önünde bulunduran
bir kavramdır. Çalışmada, zenginlik tanımlanırken
düzenli ödenen vergiler, aylık ortalama konut masrafı,
menkul kıymet geliri ve menkul kıymet harici kullanılabilir gelir olmak üzere toplam dört zenginlik boyutunun
ortak dağılımına bakılmış ve zengin hanehalkı, boyut
ayarlamalı zenginlik ve ortalama zenginlik oranları
hesaplanmıştır. Zengin hanehalkı oranının gösterdiği
üzere; 2006 ve 2010 yıllarında Türkiye’deki hanehalklarının yarısından fazlası hiç bir boyutta en üst yüzde
20’lik dilime girmemektedir. Sonuçlar, ele alınan dönem
içinde gelir-servet dağılımının en üst derecede zengin
(dört boyutun dördünde de zengin) gurup lehine değiştiğini göstermektedir. Bulgular gelir-servet eşitsizliğine
arttırıcı yönde katkı yapan menkul kıymet geliri ve verginin, bölüşüm eşitsizliğini azaltmayı hedefleyen politaka yapıcılar açısından önemini ortaya koymaktadır.; We study the change in multidimensional affluence
for Turkey from 2006 to 2010 by applying Peichl and
Pestel’s (2013a) dual cut-off method to Income and
Living Condition Survey. Multidimensional affluence considers the joint distribution of different richness
indicators instead of only income as the traditional
proxy of affluence. We use taxes, monthly average
main residence expenses, income from securities and
disposible income net of securities as the affluence dimensions to calculate the headcount ratio, dimension
adjusted headcount ratio and average affluence share.
The headcount ratio indicates that, in both 2006 and
2010 more than half of the households in Turkey are
not at the top twenty percent of the distribution in any
of the affluence dimensions. The results show that, from
2006 to 2010, the affluence evolves in favor of the households who are well off in all four dimensions. The
results highlights the importance of income from securities and taxes for the policy makers aiming to reduce
distributional inequality.
2018-01-01T00:00:00ZÇok ölçütlü karar verme yöntemleriyle hayırsever kuruluşlarında verimlilik analizi
https://hdl.handle.net/11421/25628
Çok ölçütlü karar verme yöntemleriyle hayırsever kuruluşlarında verimlilik analizi
Özbek, Aşır
Kâr amacı güden işletmeler gibi sosyal alanlarda hizmet veren Sivil Toplum Kuruluşları da (STK) hizmetlerinin kesintisiz olarak devam etmesi için sürekli olarak
kendilerini yenilemeli ve geliştirmelidir. Bu iyileştirme
ve dönüşüm sürecini ciddiye alan kuruluşlar, verdikleri
hizmetlerde belirli bir standarda ulaşmakta ve faaliyetlerini uzun süre devam ettirebilmektedir. Diğer taraftan kendilerini sürekli olarak iyileştirmeyi önemsemeyen kuruluşlar ise bağışçılarının kendilerine verdiği
katkıyı verimli olarak kullanamadıklarından dolayı
zamanla gelir kaybına uğramakta ve devamlılıklarını
sürdürmekte zorluklarla karşılaşmaktadır. Bu nedenlerden dolayı STK’lar da kâr amacı güden işletmeler
gibi verimli ve etkin çalışmak durumundadır. STK’lar
belirli aralıklarla verimlilik analizi yaparak mevcut
durumlarını kontrol etmeli ve bu doğrultuda gerekli
yapısal ve stratejik kararları zaman geçirmeden almaları gerekmektedir.
Bu çalışma ile 2004 yılından itibaren Kırıkkale’de sosyal alanlarda özelliklede hayır işlerinde hizmet veren
«Beşinci Mevsim Yardım Derneğinin» 2005-2014 yılları
arasındaki verimliliği analiz edilmiştir. Model iki farklı
yöntemin entegre olarak uygulanmasını ve sonuçların
karşılaştırılmasını öngörmektedir. Bu yöntemler; Veri
Zarflama Analizi (VZA) ve Efficiency Analysis Technique With Output Satisficing (EATWOS) tekniklerini
içermektedir. Modelde kullanılan girdi ve çıktı faktörlerinin ağırlıkları puanlama tekniği ile elde edilmiştir. Modelin ilgili STK’ya uygulanması neticesinde
2007 ve 2011 yıllarındaki faaliyetlerin diğer yıllara
göre daha az verimli geçtiğini söylemek mümkündür.; Not only businesses, but also non-governmental organizations (NGOs) should constantly renew and improve themselves to maintain sustainability in their social
services. Those organizations which take this improvement and transformation process seriously can sustain a certain standard and operate for a long term.
However, those which do not care about it will have
difficulty maintaining their continuity as they will face
income loss in time because of the inefficiency in using
the donations properly. Therefore, efficiency is as an
important issue for NGOs as it is for businesses. That
is why it is crucial for an NGO to go through efficiency
analysis at certain intervals to see the situation and to
make the necessary structural and strategic changes accordingly. This study deals with the efficiency analysis of a charity
organization called “Beşinci Mevsim Yardım Derneği, operating in Kırıkkale since 2004. The model used
in the study involves using two different methods integrally (Data Envelopment Analysis (DEA) and Efficiency Analysis Technique with Output Satisficing
(EATWOS)), and comparing the results. The input and
output weights used in the model were calculated by
scoring technique. The findings indicate that this charity organization showed a lower performance in 2007
and 2011 than in the other years.
2018-01-01T00:00:00ZAB’ye tam üyelik sürecinde aday ülkelerin insani gelişme, eğitim ve gelir indekslerinin çok amaçlı doğrusal programlama ile çoklu periyotlu olarak değerlendirilmesi
https://hdl.handle.net/11421/25627
AB’ye tam üyelik sürecinde aday ülkelerin insani gelişme, eğitim ve gelir indekslerinin çok amaçlı doğrusal programlama ile çoklu periyotlu olarak değerlendirilmesi
Eren, Miraç; Kaynak, Selahattin
Avrupa birliğine tam üye olmak aday statüsündeki ülkeler için oldukça önemlidir. Tam üyelik süreci uzun
vadeli ekonomik ve sosyal reformlar gerektirmektedir. Avrupa Birliğine aday statüsünde olan ülkelerden
hangisinin tam üyelik için hazır olduğunu belirlemek,
bilimsel çalışmaların odaklandığı bir alan olmuştur.
Bu çalışmanın amacı, Avrupa Birliği’ne tam üye olmak
için aday statüsünde olan ülkeleri insani gelişim, sağlık, eğitim ve sosyo-ekonomik standartların belirlenmesinde etkili olan değişkenler yoluyla karşılaştırmaktır.
Bu amaç doğrultusunda Avrupa birliğine tam üyelik
sürecinde aday statüsünde olan Karadağ, Makedonya,
Sırbistan ve Türkiye’nin 2005-2014 dönemi verileri
analiz edilmiştir. Bir dizi kısıtlamalar kümesine bağlı
olarak iki veya daha fazla birbiriyle çelişen amaçların
arasında ödünleşmeler ile optimal bir çözüm sağlayan
ve zaman boyutunu da ele alan çoklu periyotlu çok
amaçlı programlama analizi yöntemi kullanılmıştır.
Böylece, ağırlık sonuçlarına bağlı olarak, hangi ülkenin
tam üyeliğine yakın olduğunu belirleyen bilimsel bir
yaklaşım sunulmuştur.; The becoming a full member to the European Union is
of great importance for the candidate countries, because
the full membership is a long-term process that requires serious economic and social reforms. Determining
which candidate is ready for full membership process has
become an area where the focus of scientific studies is.
The aim of this work is to compare the countries that
are candidate status in order to become a full member
of the European union by variables that are efficient in
determining of human development, health, education
and the socio-economic standards of them. In this process, the data up to 2014 from 2005 of the four candidate
countries such as Montenegro, Macedonia, Serbia and
Turkey in the process of full membership to the European union were dealt with. The multi objective linear
programming based on multiple period, both providing
an optimal solution and considering time dimension, by
means of tradeoffs between two or more conflicting objectives depending on the series of restrictions, was used.
As a result of, the findings weighting candidate countries in a manner that will simultaneously optimize all of
the objectives emerged. Thus, as a depending on the weighting results, a scientific approach determining which
country is close to full membership has been presented.
2018-01-01T00:00:00ZSosyal araştırmalar enstitüsü ile erich fromm ve sigmund freud ilişkisi
https://hdl.handle.net/11421/25625
Sosyal araştırmalar enstitüsü ile erich fromm ve sigmund freud ilişkisi
Kiraz, Selin
Sosyal Araştırmalar Enstitü’sü, eleştirel perspektifi daima göz önünde bulundurarak çalışmalarını yürüten,
tarihsel süreç içerisinde birçok konu, olay ve sorun olarak gördükleri alanlarda çalışmalarda bulunan Almanya merkezli bir okuldur. Enstitü üyelerinin yayımlanan
çalışmalarında tarih, sosyoloji, siyaset bilimi gibi başat
alanlar göze çarpar niteliktedir. Psikanaliz konusundaki çalışmaları ise diğer alanlara göre oldukça sayılı fakat bir o kadar da incelenmeye değerdir. Bu çalışmada,
Enstitü’ye katıldığı ilk dönemde kendisini NeoFreudcu
olarak addeden Erich Fromm’dan yola çıkarak Enstitü
üyelerinin psikanalizle ilgili çalışmaları incelenmiş ve
üyelerin bu bilimsel alana olan olumlu-olumsuz görüşleri ele alınmıştır. Çalışmanın amacı, birçok alanda
sosyal bilimler adına çok değerli çalışmalara imza atan
bu kuramcıların psikanalize ve Freud’un kuramlarına
bakış açılarını yansıtmak ve psikanalizi kendi çalışmalarında nasıl kullandıklarını belirlemektir.; The Institute for Social Research is a German-centered
school always carrying out their work with a critical
perspective that has been working in the fields of many
issues, events and problems in the historical process. In
the published works of the members of the Institute, the
leading fields such as history, sociology, politics are remarkable. The studies on the subject of psychoanalysis
are rather numerous compared to other fields, but they
need to be examined as well. In this study, the studies
of psychoanalysis of Institute members are examined
via Erich Fromm, who regarded himself as NeoFreudist
and the positive-negative opinions of the members on
this scientific field were discussed. The aim of the study
is to reflect on the views of psychoanalysis and Freud’s
theories of these theoreticians who have signed many
valuable works on behalf of many social sciences, and
how they use psychoanalysis in their own work.
2018-01-01T00:00:00Z