Sayı: 20
https://hdl.handle.net/11421/728
20032024-03-29T08:04:12ZHabermas’ın Burjuva Kamusal Alanı Tanımı Çerçevesinde Yazılı Basının Konumu ve Dönüşümü
https://hdl.handle.net/11421/1672
Habermas’ın Burjuva Kamusal Alanı Tanımı Çerçevesinde Yazılı Basının Konumu ve Dönüşümü
Dağtaş, Banu; Dağtaş, Erdal
Bu makalede Habermas 'm idealize ettiği 18. yüzyüda ortaya çıkarı “burjuva kamusal alanının’’, 19. yüzyıl ve 20. yüzyılda geçirdiği dönüşüm bağlamında yazılı basının geçirdiği değişim irdelenmiştir. 19. yüzyılda yazılı basın ticarileşmiş ve yeni okur olan daha geniş kitlelere seslenmiştir. 20.yüzyılda ise yazılı basına ek olarak bir kültür endüstrisinden bahsetmeyi haklı çıkaracak ölçüde sinema, radyo ve televizyon alternatif kamusal alanların oluşma zeminini hazırlamıştır. Bu oluşan yeni kamusal alan ortamı olan kitle iletişim araçları, Habermas'in ideal bulduğu 18. yüzyıl burjuva kamusal alanından içerik olarak farklılaşmıştır. Hatta Habermas'a göre 19. yüzyılda ve 20. yüzyılda kamusal alan yok olmuştur. Ancak Habermas ’ın ideal bulduğu 18. yüzyıl burjuva kamusal alanı da eğitimli ve mülkiyetli bireylere ait olası ve farklı gruplara kapalı olması gibi nedenlerle eleştirilmektedir. Bazı yazarlara göre 19. ve 20. yüzyılda kamusal alan yok olmamış, aksine çoklaşmıştır.; His article deals with the change that written press experienced with regards to change of bourgeoisie public sphere, which appeared first in 18ᵗʰ century and was idealized by Habermas, in 15ᵗʰ and 20ᵗʰ century. 19ᵗʰ century is characterized by commercialization of written press and therefore widespread reader 20ᵗʰ century, in addition to written press, on the other hand, initiated conditions to the emergence of alternative mass media such as cinema, radio and television, which would later signify a culture industry. These new mass media which constitute new public sphere are quite distinct in content compared to the public sphere of 18ᵗʰ century, idealized by Habermas. He even claimed that public sphere dissappeared in 19ᵗʰ and 20ᵗʰ century. 18ᵗʰ century bourgeoisie public sphere, idealized by Habermas, was critised due to the fact that it was available to well-educated and prosperous individuals but not to different groups. According to some authors, public sphere did not disappear in l9ᵗʰ and 20ᵗʰ century and it even became more avaialble.
2003-01-01T00:00:00Zİstihdam Edilebilirlik Becerileri ve Bu Becerilerin Kazandırılmasına Yönelik Stratejiler
https://hdl.handle.net/11421/1349
İstihdam Edilebilirlik Becerileri ve Bu Becerilerin Kazandırılmasına Yönelik Stratejiler
Ünal, Figen
Bu çalışmanın temel amacı, istihdam edilebilirlik becerilerini belirlemek ve bu becerilerin kazandırılmasına yönelik stratejileri ortaya koymaktır. Araştırma, genel tarama modelinde yürütülmüştür. Araştırma verileri anket tekniğiyle toplanmıştır. İstihdam edilebilirlik becerilerini belirlemek amacıyla geliştirilen 100 maddelik Likert ölçeği Eskişehir’de farklı sektörlerde etkinlik gösteren ve çalışan sayısı 50'den çok olan 75 işletmenin insan kaynakları yöneticilerine uygulanmıştır. Verilerin istatistiksel çözümlemeleri korelasyon, t-testi ve çoklu regresyon teknikleriyle yapılmıştır. Sonuçlar göstermektedir ki, işverenler, işe başvuran adaylarda sorumluluk, teknoloji, uyum, ekip çalışması, düşünme, iletişim, akademik işlem ve kendini yönetme becerilerini aramaktadırlar, işverenlerin gerekli gördükleri becerilerin düzeyi ile çalışanların sahip oldukları becerilerin düzeyi karşılaştırıldığında ise, işverenlerin, işe başvuran adayları hiçbir beceri kategorisinde yeterli bulmadıkları anlaşılmaktadır. İstihdam edilebilirlik becerilerinin kazandırılabilmesi için eğitimde bazı stratejileri izlemeye gereksinim vardır.; The main purpose of this study is to identify employability skills, assess the level of their existence in job applicants, and recommend necessary educational strategies in education. The data were gathered through questionnaire technique. A Likert type scale, including 100 items related to employability skills, was administered to the human resources managers of the 75 selected companies in Eskişehir, each of which employed more than 50 workers and functioned in different sectors of the economy. Correlation analysis, t-test, and multiple regression techniques were used in analyzing the data. Results show that employers ' want certain employability skills in job applicants: These include the skills related to responsibility, technology, adjustment, team work, thinking, communication, academic knowledge, and self-management. However, employers indicate that job applicants exhibit none of these skills at a satisfactory level. Some educational strategies should be used for the successful acquisition of employability skills.
2003-01-01T00:00:00ZÇevrimiçi Eğitimde Güdüleyici Öğrenme Sistemlerinin Tasarımı
https://hdl.handle.net/11421/1348
Çevrimiçi Eğitimde Güdüleyici Öğrenme Sistemlerinin Tasarımı
Balaban Salı, Jale
Bir süreç olarak bakıldığında, öğretim tasarımı, belirli bir hedef kitlenin eğitim gereksinimlerinin saptanması ve bu gereksinimleri giderebilmek amacıyla işlevsel öğrenme sistemlerinin geliştirilmesidir. Nitekim, etkili öğrenme sistemlerinin geliştirilmesine yönelik çalışmaların sonucunda bazı öğretim tasarımı kuramları ortaya çıkmıştır. Bunlardan güdüsel tasarım kuramı, öğrenme güdüsünü sürekli kılan bir öğretim tasarımı için öğretim süreçlerini öğrencilerin dikkatlerini, ilgilerini, güvenlerini ve doyumlarını artıran stratejilerle yapılandırmak gerektiğini belirtmektedir. Araştırmalar göstermektedir ki, söz konusu stratejilere dayalı olarak geliştirilen sistemler, öğretim sırasında öğrencinin dikkatini artırmakta, gereksinimleriyle ilişki kurmakta, başarı için olumlu beklenti yaratmakta ve başarının pekiştirilmesiyle doyum sağlamaya yardımcı olmaktadır. Bu çalışmada, bu konuyla ilgili yapılmış araştırmalar ve çevrimiçi eğitimde daha etkili güdüleyici öğretim tasarımları sunabilmek için öneriler özetlenmiştir.; Instructional design is concerned with identifying learning needs of a target group and developing a learning system toward accommodating these needs. Some instructional design theories discovered in the result of the studies which developing effective learning systems. The one which is called motivational design theory indicates that the instructional processes have to contain strategies which enhance learner's attention, relevance, confidence and satisfaction in order to maintain learner’s motivation in instructional design. Research shows that instructional systems developed based on these strategies enhance learners’s attention, build relevance with their needs, help learners establish a positive expectancy for success and help learners establish a positive feelings about what has been accomplished during the learning. This paper summarizes results of current research on these matters, discusses implications of new developments, and offers recommendations for more effective motivational design for the purpose of online education.
2003-01-01T00:00:00ZBilimsel Araştırma ve Etik
https://hdl.handle.net/11421/1346
Bilimsel Araştırma ve Etik
Küçük, Mestan
Wilson (1981) gerek fizyolojik gerekse toplumsal nedenlerden kaynaklansın insanın anlama, keşfetme ve merakla ilgili olarak bazı zihinsel gereksinimleri olduğunu belirtmektedir. İnsanoğlunun diğer fizyolojik gereksinimler gibi bilgiye olan bu ihtiyacı başka bir deyişle bu itici güç, doğru ve güvenilir bilgiler sağlayan bilimsel araştırmanın ve bilimin doğmasına ve gelişmesine yol açmıştır. Bilginin öneminin ve miktarının artması, bunların gelişen teknoloji aracılığıyla hızlı ve kolay bir şekilde iletilmesi aynı zamanda da paylaşılması bilimsel bilginin üretildiği eğitim, öğretim kurumlarının sorumluluklarım da arttırmıştır. Bu kurumlarda bilgi paylaşımı ve üretimi görevini üstlenen insanlara da yeni sorumluluklar yüklemiştir. Bu yeni oluşan durumda eğitim ve öğretim kurumlarındaki bilim insanlarının görevi, sürekli değişen ve gelişen bu bilgilerden haberdar olmak, insanları haberdar etmek ve onlara yeni yollar açmak olmuştur. Bilim insanları bu sorumluluklarını yerine getirirken dikkat etmeleri gereken en önemli konu ve başlıca dayanakları ise doğruluk ve erdemlik gibi nitelikleri kapsayan bilim etiğidir. Bu çalışmada, araştırmanın konusunu insan katılımcıların oluşturduğu durumlarda uyulması gereken kurallardan, bilimde etik dışı davranışlardan ve yazar adlarıyla ilgili etik kurallardan bahsedilmiştir.; Wilson (1981) indicates that human beings have mental needs, based on physiological and social reasons, such as comprehension, inquiry and curiosity. Like other physiological needs, necessity of information has brought about emergence and development of the scientific research and science that provide accurate and reliable information. Increasing the importance and amaount of information along with fast and easy distribution of these information via developing technologies gives new responsibilities to academicians. In this new world it was expected that academicians are always aware of changes and developments in information, and they should inform people of these informations. While they fulfill these tasks, one of the main points that academicians must take into account is the scientific ethic, which includes honesty and virtuousness. This paper discusses the ethic rules related to the presentation of authors’ names, to the scientific misconducts, and especially to the participants ' rights.
2003-01-01T00:00:00Z