Diyarbakır Artuklu Dönemi Urfa Kapısı’nın Figürlü Kabartmalarına İkonografik Yaklaşım
Özet
Diyarbakır'ı batısından Urfa'ya bağlayan yolun başlangıcında yer alan Urfa Kapı, 4. yüzyılda inşa edilen Bizans dönemi kent surunun dört ana kapısından biridir. İki burç ve bu burçlar arasından, kente giriş çıkışların gerçekleştirildiği Urfa Kapı, Hasankeyf Artuklu Sultanı Nureddin Muhammed'in, babası Fahreddin Kara Arslan'ın üç kez kuşatmasına rağmen alamadığı Diyarbakır'ı, Selahaddin Eyyübi'nin de başında bulunduğu Eyyübi kuvvetleriyle birlikte Nisan 1183 tarihinde kuşatarak 9 Mayıs 1183 tarihinde almasından hemen sonra yeniden düzenlenmiştir. Bu düzenleme sırasında Artuklu dönemi kuzey kapısı (Urfa Kapı) figürlü kabartmalarla bezenmiştir. Kapı üstündeki ağır sur duvarının yükünü hafifleten düz boşaltma kemerinin kilit taşına üst üste yerleştirilen iki kabartmadan alttaki bir boğa başına, üstteki boğanın boynuzlarına konmuş bir kartala aittir. Boğa başı kabartmasının boynuzları haricindeki baş kısmı ile kartal kabartmasının başı günümüze gelememiştir. Günümüze gelebilen anlaşılmaktadır. Kapı ile boşaltma kemeri arasında oluşan altı düz, üstü yay biçimli boşlukta, iki yanından gövdeleri düğüm ve büklümlü birer bulunmaktadır. Bu kitabede sadece yazıyla yazılmış hicri 579 (11831194) yılı bildirilmektedir. Boşaltma kemerinin hemen üstündeki sur duvarının yüzeyinde Artuklu hükümdarı Nureddin Muhammed'in adının yazılı olduğu üç satırlık bani kitabesi yer almaktadır. Kapının sövelerinin birbirlerine bakan iç yüzlerindeki konsollarda ayrıca başlarına çelenk gibi birer halka geçirilmiş birer boğa başı kabartması bulunmakta, kapının demir kanatların çok sayıdaki boğa başı ve koç başı biçimli kakmalarıyla kompozisyon tamamlanmaktadır Max Berchem, Artuklu dönemi Urfa Kapısı'nın figürlü kompozisyonunda muzaffer hükümdar sembolü görerek, Artuklu hükümdarı Nureddin Muhammed'in bani kitabesinde yer alan şahin sıfatına dayanarak boğa başının üstündeki kartal figürünün, Artuklu hükümdarının zaferini simgeleyen bir şahin olabileceğini belirtmiş ve burada Diyarbakır kentine ait bir arma aramıştır. Boğa başı kabartmasının da İnaloğulları ya da Nisanoğullarını simgeleyebileceğini ileri sürerek bu tezini Ulu Camii'nin doğu maksuresinin 1155-1156 ve 1163-1164 tarihli kitabeleri ile yapının doğu cephesindeki büyük kemer açıklığının köşelerindeki Nisanoğullarının İnaloğullarına üstün geldiğinin sembolize edildiğini belirttiği aslan-boğa mücadele sahnelerinin sembolizmine ve üstlerinde yer alan Nisanoğullarına ait tarihsiz kitabede İnaloğullarının adının dahi anılmayışına dayandırmıştır. Oysa, Diyarbakır Ulu Camii yapı topluluğunda bulunan İnaloğullarına ait kitabeler, aslan-boğa mücadele sahnelerinin Nisanoğulları değil İnaloğulları tarafından İlaldı'nın (öl.1141) hükümdarlığı sırasında yaptırılmış olabileceklerine işaret etmektedir. Öte yandan muzaffer hükümdarların ezici gücünü ifade eden aslanboğa mücadele sahnelerinin, MÖ 4000'e dayanan bir geçmişi ve astrolojik bir anlamı vardır. Aslan ve Boğa takım yıldızları, sanatta aslan-boğa mücadele sahneleriyle gösterilmiş, MÖ 500'den sonra AyGüneş takviminin başlangıcını, Zerdüşt takvime göre yeni yıl başlangıcını, Nevruz ve 21 Mart gününü (ilkbahar ekinoksu) ifade etmişlerdir. İnaloğlu hükümdarı İlaldı'nın vaktiyle önce bir deprem ve ardından gerçekleşen bir yangınla tamamen harap olan Ulu Camii'yi yeniden ayağa kaldırarak doğu ve batı yapılarını inşa ettiren kişi olarak, yapılarının inşasının başlama tarihini uğurlu addeddiği bir tarihte başlatmış olabilir. Eğer böyleyse, 1141 Nisan-Mayıs tarihli kitabe verisinin de desteklediği gibi Ulu Camii avlusuna bakan orta revak kemerinin kuzey impostu üzerinde, Boğa burcunu temsilen boğa başı, güney impostu üzerinde Güneş'i sembolize eden aslan başı kabartmasının bulunuşu anlam kazanır. 8 Mayıs 1141'de tam Güneş tutulması gerçekleşmiştir. Doğu yapının doğu cephesindeki aslan boğa mücadele sahnelerinin yeni gün anlamına gelen Eski Türk ve İranlıların kutladıkları Nevruz sembolü olma ihtimallerini de çok yükseltir. boğa-ejder birlikteliği oluşturan kompozisyonların hemen hepsinde boğanın üstün konumda bulunduğu, ejderin yenilen hayvan olarak gösterildiği kabul edilmiştir. Oysa Artuklu dönemi Urfa Kapısındaki kompozisyonun ne boğa başı, ne kanatlı ejder, ne de üstlerindeki kartal figürü birbiriyle mücadele içinde değildir. Kapının inşa edildiği tarih aralığı içerisinde gerçekleşen Ay ve Güneş tutulmaları Artuklu dönemi Urfa Kapısı'nın ejder kabartmalarının, yalancı gezegen olarak adlandırılan sekizinci cevzeher gezegenini sembolü olarak bu kompozisyonda yer aldıklarına işaret etmektedir. Urfa Kapı'nın üstten yuvarlatılmış bir taşa yazılan tarih kitabesi, başlı başına felek çarkını ima eder durumdadır. Kitabede belirtilen 579 hicri yılı, 26 Nisan 1183-13 Nisan 1184 tarihleri arasındaki bir zaman dilimini kapsamaktadır. Diyarbakır'ın alındığı tarihe (9 Mayıs 1183) en yakın olarak 23 Mayıs 1183'de İkizler burcunda Güneş tutulması gerçekleşmiştir. Urfa Kapısı'nın kuzey kapısının üstündeki duvara yerleştirilen ikizler burcuyla ilgili tutulan cevzeher (rahu) ve tutulma canavarı olarak da adlandırılan ejder kabartmaları, bu tutulmayla ilgili olabilirler. Artuklu hükümdarı Nureddin Muhammed de Urfa Kapı'nın yeniden düzenlenmesi ve yeni bir kapı oluşturulması işini, uğurlu addettiği İkizler burcunun hükmünü sürdüğü dönemde 23 Mayıs 1183 tarihinde başlatmış olabilir. Diyarbakır, 9 Mayıs 1183 yılında Boğa burcu hükmünü sürerken alındığından kapının kilit taşına bu burcu sembolize eden boğa başı kabartması işlenmiş olmalıdır. Bu da Diyarbakır'daki Artuklu hakimiyetinin başlangıcı için çıkartılan horoskopunun, en uygun sembollerle Urfa Kapısı üzerinde ifade edilmesi anlamına gelir ve boğa başı kabartmasının ağzındaki halkayı, Diyarbakır'ın kilidinin 1183 yılında, Boğa burcu hükmünü sürerken açıldığını duyuran bir zafer halkasına dönüştürür. 1183 yılının ardından gelen 1184 yılının On iki hayvanlı Türk takvimine göre ejder yılına denk gelmesi de ayrıca dikkate değer bir olgudur. Urfa Kapi (Urfa Gate) is one of the four main gates built in the 4th century Byzantine era city walls of Diyarbakir that leads the road from the west to the town of Urfa. The gate is between the two towers, regulates in and out of city flow was built during the reign of Hasankeyf Artuqi Sultan Nureddin Mohammed whose father Fahreddin Kara Arslan failed to conquer the city on three attempts before his conclusive attempt in April 1183 with the cooperation of the Selahaddin Ayyubid who led Ayyubid forces, and took over the city on 9th of May 1183, and Artuqi era northern gate (Urfa Kapi) was then refurbished, and decorated with figured reliefs. A beam to relieve the weight of the massive wall over the gate have two superimposed reliefs of which the lower depicts a bull’s head, and the second figure is an eagle on the head of the bull. These whole figures of bull’s head and the eagle’s head did not survive until today except the horns. The traces left today hint there was a ring held by the mouth of the bull. Between the curved cavity of the lintel and the gate there lies a flat base with arched top where in the middle there is a winged dragon figure with swirling body and knotted tails on each end surrounding the inscription showing the date. It only gives the date in writing as Hegira 579 (years 1183-1194). On the surface of the wall right over the lintel there lays an inscription of three lines naming the Artuqi ruler Nureddin Mohammad as the patron. On the gate frames facing each other has two reliefs of bullheads with wreath like rings on their necks along with complementing compositions of several reliefs of bullheads and ram heads. Max Berchem in search of victorious commander symbol on the figured composition of Urfa Kapi, explained the inscription naming Artuqi ruler as falcon, interpreted the figured decorations of the gate symbolizing the city’s conqueror and tried to find a coat of arms of the city. He went on his interpretation that the eagle over the bull’s head could be a symbol of Inalogullari or Nisanogullari (principalities). He based his interpretations on the inscriptions dated 1155-1156 and 1163-1164 on the eastern extensions of Grand Mosque (Ulu Djami), and lion-bull combat reliefs, and the dateless inscriptions made by Nisanogullari on the edges of greater arches of the building’s eastern façade, without any reference to Ilhanogullari, he believed that these represented the victory of Nisanogullari over Ilhanogullari. On the contrary, the inscriptions on the group of buildings of Grand Mosque point out that they belong to Inalogullari and in fact, the lion-bull struggle reliefs were made during the reign of Ilaldi (died 1141), the ruler of Inalogullari. It could be assumed that Ilaldi, the ruler of Inalogullari rebuilt the Grand Mosque after devastating earthquake and fire. As a person who had it made the eastern and western blocks of the building, he might have thought that a propitious day must be chosen for the groundbreaking. If so, the inscription showing the date of April-May 1141 supports this idea that on the northern impost of the middle porch vault facing the Grand Mosque courtyard there is a relief of a bull’s head representing zodiac sign of Taurus, and on the southern impost there is a lion’s head relief symbolizing the Sun proves to be meaningful. On the date of May 8th, 1141 there occurred an eclipse of the Sun. There is a strong probability that the depictions of lion and bull struggle mean a new day, which used to be celebrated by ancient Turks and Iranians as Nevruz. As in all bull-dragon reliefs the bull always appears to be the dominating, winning figure, and the dragon is depicted as the defeated animal. However, in this Artuqi era Urfa Kapi neither bull’s head and winged dragon, nor the figure of eagle on top were depicted as fighting each other. In fact, it was pointed out that during the construction period of the gate the Sun was eclipsed, and Urfa Kapi reliefs of the dragons represent the symbol of eighth planet Djawzahr, also called the pseudo planet. The stone inscription of Urfa Kapi with its upper scale rounded up implies the wheel of fortune. The Hegira year of 579 covers the dates between 26th of April, 1183 and 13th of April, 1184. The closest date to the conquest of the city of Diyarbakir (i.e. 9th of May, 1183) was the eclipse of the Sun on the Gemini on 23rd of May, 1183. On the upper part of the northern gate wall there is a Gemini sign related to Djawzahr (Rahu), and dragon reliefs that are called the eclipse monsters are also related to this particular eclipse. Artuqi ruler Nureddin Muhammad must have thought also that initiation of renovation of the gate deliberately coincided with the zodiac sign of Gemini that was thought a charm of luck when the calendar indicated 23rd of May, 1183. When Diyarbakir was taken over the zodiac sign of Taurus was current on the day of 9th of May, 1183, and for this coincidence the bull’s head must have been depicted on the keystone of the gate. This means that the horoscope showed the beginning of the Artuqi dominance in Diyarbakir, and therefore the most appropriate symbols were depicted on the upper façade of the gate such as the ring held by the mouth of the bull’s head symbolizes the city lock was opened in the year 1183 as an indication of the ring of victory when the sign of Taurus was active. It is also interesting that the following year 1184 is the year of the Dragon according to the 12 animal Turkish zodiac.
Kaynak
Turkish Studies (Elektronik)Cilt
10Sayı
6Bağlantı
http://www.trdizin.gov.tr/publication/paper/detail/TWpjNE5UY3hNUT09https://hdl.handle.net/11421/11190
Koleksiyonlar
- Makale Koleksiyonu [791]
- TR-Dizin İndeksli Yayınlar Koleksiyonu [3512]