Türkiye’ye yönelik mülteci ve sığınmacı hareketleri
Özet
Siyasal sistemlerin değişimi, kabileler arası çatışma, iç savaş, insan hakları ihlali, ülke işgali, mevcut ulus devlet sınırlarının yeniden belirlenmesi, ekolojik dengesizlik ve benzeri dinamikler, yaşam riski taşıyanların doğdukları ve büyüdükleri yerleşkelerden farklı sosyokültürel yapılara sahip coğrafyalara zorunlu olarak göç etmelerine yol açmaktadır. Güncel veriler, zorunlu insan hareketliliğinin giderek yaygınlaştığını, çeşitlendiğini ve ivme kazandığını işaret etmektedir. Küresel göç dinamiklerinin ve kaynaklarının, göçmen profilinin ve göç yollarının köklü değişime uğradığı 1980’lerden itibaren Avrupa kıtası ile yoğun iltica hareketlerinin kaynaklandığı bölgeler arasında, düzensiz göç akımlarının kavşağında yer alan ülkelerden biri haline gelen Türkiye, artık sadece 1960’lı yıllardan bu yana ulusötesi emek göçü veren ve son dönemde göç alan bir ülke değildir; ayrıca üçüncü bir ülkeye gitmeyi hedefleyen mülteci adaylarının ve sığınmacıların tercih ettikleri bir geçiş ülkesi konumuna evrilmiştir. Avrupa Birliği’nin göç akımlarını kendi sınırları dışında tutmayı hedefleyen göç ve iltica politikaları, Türkiye’nin düzensiz göç konusunda tampon ülke konumuna gelmesine yol açmıştır. Küresel dinamiklere bağlı olarak sürekli artma eğilimi gösteren zorunlu insan hareketliliğinin Türkiye’ye ekonomik, hukuki, toplumsal ve siyasal etkileri kaçınılmazdır. Konuya ilişkin araştırmalar, iltica mevzuatının ve uygulamaların yetersizliğinden kaynaklanan çok boyutlu sorunları işaret etmektedir. Changes in political systems and national frontiers, conflicts between tribes, civil war, human rights violations, country invasions, ecological and natural disasters and similar factors cause people to migrate from their homes to regions with different sociocultural dynamics. Actual data captured from numerous sources point out that human migration is getting widespread and varied all around the world The dramatic transformation happening since 1980s in global migration dynamics has transformed Turkey into a busy intersection for irregular migration flows. Turkey is deemed not only a country of emigration and immigration but also a transit Centre for asylum-seekers and refugees who aim to settle in a third country. Latest European Union immigration policies indicate that the EU aims to restrain irregular immigrants out of its borders and that Turkey is appointed with a mission of becoming a buffer-country between the EU and the rest of the world. The accelerated migration movement is highly expected to have serious economic, legal, social and political effects on Turkey. Research studies conducted on this subject unveil multi-dimensional problems causing from insufficient asylum legislation and ineffective application of rules
Kaynak
Celal Bayar Üniversitesi Sosyal Bilimler DergisiCilt
12Sayı
2Bağlantı
http://www.trdizin.gov.tr/publication/paper/detail/TVRVM05UUTBOQT09https://hdl.handle.net/11421/14145