Ortaokul Öğrencilerinin Siber Zorbalık Deneyimlerinin Olweus’un Akran Zorbalığı Modeli Çerçevesinde İncelenmesi
Özet
Bu araştırmada ergenlerin siber zorbalık karşısında nasıl tepkiler verdiklerini Olweus’un Akran Zorbalığı Modeli çerçevesinde incelemek amaçlanmıştır. Bu araştırmaya Türkiye’nin yedi farklı bölgesinden yaşları 12 ve 14 arasında değişen 49 yedinci ve sekizinci sınıf öğrencisi katılmıştır. Araştırmanın verileri odak grup görüşmeleri ve yarı yapılandırılmış görüşme formu aracılığı ile toplanmıştır. Görüşmelerde ergenlere siber zorbalığa tanık olup olmadıkları sorulmuş, bir kısmı tanıklıklarının yanı sıra doğrudan kendilerinin internette maruz kaldığı ya da yaptığı davranışları paylaşmıştır. Verilerin analizinde tümdengelim yaklaşımı kullanılmıştır. Bulgular Olweus’un akran zorbalığı modeline göre sınıflandırıldığında ise katılımcıların daha önce kurban, kurbanın olası savunucusu, zorba, kurbanın savunucusu ve zorbanın gizli destekçisi statüleri ile siber zorbalığı yaşadıkları belirlenmiştir. Bununla birlikte bu araştırmada katılımcıların Olweus’un akran zorbalığı modelinde yer alan taraf tutmayan, zorbanın takipçisi ve zorbanın destekçisi statülerinde bir siber zorbalık yaşantıları olmadığı ortaya koyulmuştur. Bulgular siber zorbalık sürecinde kurbanların şamar oğlanı olarak etiketlendiklerini, güvenli internet kullanım kurallarına uygun davranmadıklarını ve sosyal destekten mahrum kaldıklarını işaret etmektedir. Kurbanın olası savunucularının ise kurbanın zarar gördüğünün farkında olmalarına rağmen yetişkinlerin ve akranların olumsuz tutumları nedeniyle kurbana yardım etmekten çekindikleri ortaya koyulmuştur. Zorba statüsünde olduğu belirlenen öğrencilerin de davranışlarının sonuçlarını düşünmeden hareket ettikleri ve internet etiğine dikkat etmedikleri bulunmuştur. Ayrıca bu öğrencilerin eğlence, öç alma ve zorbalığa uğrayan kişileri koruma amacıyla zorbalık yaptıkları belirlenmiştir. Öte yandan kurbanın destekçileri grubundaki öğrencilerin açıklamalarına göre yüksek düzeyde empatik anlayışa ve öz yeterliliğe sahip oldukları belirlenmiştir. Bu gruptaki katılımcılar siber zorbalıkla mücadele etmek amacıyla zorbalarla konuşarak uzlaşma, diğer akranlara kurbanların yanında yer aldıklarını açıkça gösterme, teknolojik becerilerini kullanarak zorbaları engelleme ve zorbalarla yüz yüze kavga etme stratejilerini kullandıklarını belirtmektedir. Zorbanın pasif destekçileri olan öğrencilerin de en çok dikkat çeken özellikleri kurbanın, zorbaca davranışı hak ettiğini düşündüğünü belirtmektedir. Bu bulgulara göre Türkiye’de ergenler siber zorbalık deneyimine sahiptir ve siber zorbalık süreci Olweus’un akran zorbalığı döngüsüne benzer şekilde işlemektedir. Çalışma siber zorbalıkla mücadele sürecinin bu statüler dikkate alınarak ve her bir statü için farklı stratejiler geliştirerek yürütülmesinin önemini ortaya koymaktadır. Bu kapsamda kurbanın pasif destekçilerinin, aktif destekçilere dönüşmesinin önündeki engeller kaldırmalı, zorbalar ve zorbaların potansiyel destekçileri için de ergenlerin empati becerilerini geliştirmeye yönelik çalışmalara ağırlık verilmelidir. In this research, cyber-bullying experiences of middle school students was investigated in terms of Olweus’ Peer Bullying Model. For this aim seven different region of Turkey was surveyed and seven focus group interviews was conducted with the participation of 49 middle school students. The participants age was differed from 12 to 14. The data was collected with semi-structured question form. In this question form students were asked to discuss their cyber-bullying experiences as being witness. However, some students wanted to talk about their experiences on being bully or victim in cyber-bullying process. Findings showed that all participants experienced cyber-bullying before. When the experiences of the students classified in terms of Olweus’ Peer Bullying Model it was revealed that participants had been in victim, possible defenders of victim, bully, defender of victim or passive defender of bully statuses in the past. On the other hand the other three statuses (disengaged onlooker, follower of bully and defender of bully) mentioned by Olweus was not found among the participants. According to the findings, victims were labeled as whipping boy; they did not follow the safety internet usage rules and they did not seek social support from peer or adults. Besides, it was found out that the possible defenders were aware of the victim’s suffer and distress but they refrain to help them because of the peers’ and adults negative attitudes. On the other hand findings of this study showed that bullies did not care the results of their behaviors and behave unethically on internet. It was revealed that these students bullied others for fun, revenge and protect victims. When it comes to the defenders of victim status, it was found that the students in this group had high level of empathy and self-efficacy. These students stated that they used different ways for fighting with bullying such as reconciliation with bullies, showing their open support to the victims in the other peers, using technological abilities to block the bullies and face-to-face fighting with bullies. As for the passive supporters of the bullies, the most remarkable thought they stated was that victims deserved bullies. These findings showed that middle school students had cyber-bullying experiences at school in Turkey and cyber-bullying is processing as the circle mentioned in Olweus’ Peer Bullying Model. This study point out the importance of the cyber-bullying statuses for the forthcoming studies. In this context researchers have to focus on removing the barriers that prevent the passive supporters of victims to be defenders of victim. Besides, studies such as improving the empathical understanding among bullies and their supporters have to be increased.
Kaynak
Anadolu Journal of Educational Sciences InternationalCilt
9Sayı
1Bağlantı
http://doi.org/10.18039/ajesi.520847https://app.trdizin.gov.tr/publication/paper/detail/TXpBeU9UVTJOZz09
https://hdl.handle.net/11421/23753