dc.description.abstract | Yunus Emre gibi cennet sevdası veya cehennem kaygısından geçmiş (cennet cennet dedikleri, birkaç huri birkaç melek) bir dervişin, idealinde herhangi bir “dünya”dan çok, Allah’a kavuşma (bana seni gerek seni) söz konusu olabilir; ancak, “Yunus Emre’nin şiirlerinden yola çıkarak içinde bulunduğumuz dünyaya dair sorunlar çözüme kavuşturulabilir ve ideal bir dünya tasarlanabilir.” diye düşünebiliriz. “Yunun Emre’nin sözlerinin çağları aşarak bugünlere ulaşması, bugünün dünyasında ona ne kadar ihtiyaç duyulduğunun da bir göstergesidir.” Diyebiliriz; zira, şiirlerindeki evrensel mesajlar, bugünün insanlığının ortak dertlerine şifa niteliği taşımaktadır; çünkü, yirminci yüzyılın Âşık Veysel’indeki dava, Yunus Emre için de aynı davadır. Bu davanın adı, “insanlık davası”dır. Bugüne kadar yaşamış olan ve yaşadığı çağı aşan sözlere sahip olan kişiler, insanlık için hep yol gösterici olmuşlar ve ideal olan ne varsa insanlığa sunmaya çalışmışlardır. Bu kişilerin başını Yunus Emre, Âşık Veysel gibi ozanlar ve Cengiz Aytmatov gibi yazarlar çekmişlerdir. Çalışmada, Yunus Emre’nin ideal dünyasının unsurları, şiirlerinden yola çıkılarak dikkatlere sunulmaya çalışılmıştır. Allah aşkı, tevhit düşüncesi, ahlaklı olmak, tanış olmak, işi kolay kılmak, sevmek sevilmek, gönüller yapmak, hoşgörülü olmak, arif olmak, kendini beğenmemek, aç gözlü olmamak, kıskanç olmamak ve cömert olmak, sabırlı olmak ve öfkelenmemek, dedikodu yapmamak, iftira etmemek ve en önemlisi ise, doğru olmak, yenilikçilik gibi, Yunus Emre’nin ideal dünyasının içinde yer alması gereken unsurlar olarak tasnif edilebilecek başlıklar sıralanmıştır. Elbette ki, bu başlıkların sayısı çoğaltılabilir. Çalışmada, sadece Yunus Emre Divanı’nda yer alan şiirler incelenmiştir. | en_US |