Alt beden elektromyostimülasyon antrenmanı ve detraining'in performansa etkileri
Özet
Elektromyostimülasyon (EMS), kas ya da sinir bölgelerine dışsal olarak uygulanan elektriksel akımlarla kassal aktivasyon elde etme ve bu yolla istemli olarak aktive edilmesi zor olan hızlı motor ünitelerin yavaş motor ünitelerle beraber senkronize katılımıyla antrene edilerek sportif performansta fonksiyonel artışlar elde etme amaçlı kullanılan konvansiyonel olmayan bir antrenman metodudur. Bu çalışmanın amacı 6 haftalık alt beden EMS antrenmanının ve takip eden 4 haftalık detraning periyodunun performansa etkilerini araştırmaktır. Çalışmada yarışmacı sporcu olmayan fiziksel olarak aktif 38 gönüllü katılımcı (yaş: 21.5±2.5yıl, boy uzunluğu: 175±6.5cm, vücut ağırlığı: 67.7±7.7kg, beden kütle indeksi: 21.7±1.9kg/m2, vücut yağ yüzdesi: %14.4±5.3) EMS grubu (EG, n=16) ve istemli grup (İG, n=22) olmak üzere iki gruba ayrılmıştır. Antrenman öncesi, sonrası ve detraining sonrası antropometrik ve vücut yağ yüzdesi ölçümleri, skuat ve aktif sıçrama, 40m sprint, izokinetik kuvvet (60, 180 ve 300o.s-1 açısal hızlarda diz ekstansiyon-fleksiyonu), anaerobik güç ve kapasite testleri yapılmıştır. EG, 6 hafta boyunca haftanın 2 günü 110-120o diz eklem açı aralığında maksimal istemli izometrik kasılmalarla senkronize olacak şekilde baldır, uyluk ve kalça bölgesi majör kaslar üzerine yerleştirilen şerit elektrotlar aracılığıyla uygulanan EMS antrenmanına katılmıştır. İG ise EG grubuyla aynı uygulamayı EMS olmadan yapmıştır. Takip eden detraining süreci boyunca katılımcıların hiçbiri herhangi bir alt beden egzersizine katılmamıştır. Antrenman öncesi, sonrası ve detraining sonrası yapılan test ve ölçümler arasında fark olup olmadığı tekrarlı ölçümlerde iki yönlü varyans analiziyle incelenmiştir. Normal dağılım göstermeyen verilere logaritmik dönüşüm uygulanmıştır. ANOVA testi sonucunda anlamlı fark gösteren ortalamaların belirlenmesinde post-hoc testlerinden LSD (En küçük önemli fark) testi kullanılmıştır. Antrenman süreci ve bunu takip eden detraining sonrası skuat sıçramada gruplararası (p=0.043) ve grupiçi (p=0.034) anlamlı fark bulunmuştur. Antropometrik ve vücut yağ yüzdesi ölçümleri, aktif sıçrama, 40m sprint, 60, 180 ve 300o.s-1 açısal hızlarda sağ ve sol diz ekstansiyon ve fleksiyon izokinetik kuvveti, anaerobik güç ve kapasite değişkenlerinde ise gruplararasında istatistiksel anlamlı fark bulunmamıştır. Bu bulgular skuat sıçrama haricindeki diğer tüm değişkenler açısından 6 haftalık alt beden EMS antrenmanının ve 4 haftalık detrainingin performansa etkisi olmadığını göstermiştir. Sonuç olarak maksimal izometrik kasılmalar üzerine maksimal tolere edilebilen akım şiddetinde uygulanan alt beden EMS antrenmanının yarışmacı sporcu olmayan fiziksel olarak aktif bireylerde konvansiyonel antrenmanlardan daha etkili olmadığı ve farklı protokollerle daha ayrıntılı çalışmalara gereksinim olduğu belirlenmiştir.
Bağlantı
https://hdl.handle.net/11421/7045
Koleksiyonlar
- Tez Koleksiyonu [29]