Türkçe konuşan dudak damak yarığı olan çocukların alveolar ve post-alveolar sürtünmeli seslerinin akustik olarak incelenmesi
Özet
Dudak damak yarığı en sık görülen doğum defektleri arasındadır. Bu durum yarıkla dünyaya gelen bireyde fiziksel görünüm, beslenme, ortodonti, işitme ve konuşmada bazı problemlere sebep olabilir. Velofarengeal yetmezlik dudak damak yarığı olan bireylerin konuşmalarında görülebilen bir sorundur. Velofarengeal mekanizmanın doğru çalışamamasından kaynaklı ağız içerisine gelmesi gereken hava basıncı nazal kaviteye kaçarak burundan çıkar ve genizsi bir konuşmaya neden olur. Bu tür bir konuşmada, üretimi için yüksek basınç gerektiren sürtünmeli, durak sürtünmeli ve patlamalı sesler gibi sesler bozulmaya uğrar. Bu çalışmanın amacı hipernazalitesi olan dudak damak yarıklı çocukların sürtünmeli seslerini akustik olarak incelenmektir. Bu amaçla çalışmada hedef olarak seçilen sibilant sürtünmeli seslerin (/s, z, ? , ?/) süre, ağırlık merkezi, eğimlilik ve basıklık değerleri incelenmiştir. Özellikleri incelenen bu sibilant sesler sözcük başı konumdayken taşıyıcı cümle içerisinde yer almıştır. Çalışmaya anadilleri Türkçe olan, hipernazalite sorunu yaşayan dört dudak damak yarıklı çocuk ile herhangi bir dudak damak yarığı, hipernazalitesi ve sesletim problemi olmayan dört çocuk katılmıştır (4 erkek, 4 kız). Katılımcıların yaş aralığı 10-12 arasında değişmektedir. Çalışmanın istatistiği için Open Source Statistics Software R kullanılmıştır. Bu programda linear mixed effects model uygulanmıştır. Çalışmanın sonucunda hedef seslerin süresinin, hipernazalitesi olan damak yarıklı çocuklarda daha uzun olduğu görülmüştür. Ayrıca hipernazalitesi olan çocuklarda Ağırlık Merkezi değeri daha düşüktür. eğimlilik değeri hipernazalitesi olan ve olmayan grupta farklılık göstermezken, basıklık değeri hipernazalitesi olan katılımcılarda daha düşüktür. Çalışmaya konu olan sürtünmeli seslerin süresine, ağırlık merkezi ve basıklık değerine hipernazalitenin etkisi vardır. Tüm sonuçlar hipernazalitesi olan çocukların ağız içi basıncını oluşturabilmek için daha uzun zamana ihtiyaç duyduklarını, sesletim yeri olarak daha art bölgeleri tercih ettiklerini ancak sürtünmeli bir sesi oluşturabilmek için gerekli olan türbülansı yaratabildiklerini göstermektedir.
Bağlantı
https://hdl.handle.net/11421/7164
Koleksiyonlar
- Tez Koleksiyonu [123]