dc.description.abstract | Kanser, belirli bir etyopatolojiye sahip olmadan vücudun çeşitli organlarında ve sistemlerinde ortaya çıkabilen progresif bir hastalıktır. Cerrahi ve radyoterapi gibi yöntemlerin yanı sıra, kanser tedavisi için tercih edilen bir başka etkili yol da kemoterapötik ajanların kullanımıdır. Bu nedenle, çeşitli kanser türleri üzerine etkinlik gösterme olasılığı bulunan, yeni kemoterapötik ajanlar geliştirmek için çalışmalar hala devam etmektedir.İmidazol, birçok ilacın kimyasal yapısında yer alan önemli bir heterosiklik halkadır. Kanser kemoterapisinde kullanılan bazı ilaçların bu halka sistemini taşıdığı bilinmektedir. Literatürde ana yapı olarak imidazol taşıyan bileşiklerin sentezlenmesine ve antikanser aktivitelerinin incelenmesine yönelik çok sayıda çalışma bulunmaktadır.Medisinal kimya alanında, piperazin, benzazol (benzoksazol ve benzotiyazol), ve azol (tetrazol, trizol, tiyadiazol ve tiyazolin) halka sistemleri de, yeni kemoterapötik ajanlar geliştirme amacıyla, sıklıkla çalışmalara konu edilen bazı diğer heterosiklik yapılardır.Bu noktadan hareketle, bu çalışmada, imidazol halka sistemi, temel yapı olarak belirlenmiş ve çeşitli kimyasal reaksiyonlar yoluyla, piperazin, benzazol ve azol halka sistemlerini taşıyacak biçimde türevlendirilmiştir. Böylece antikanser aktiviteden sorumlu olabileceği tahmin edilen iki farklı farmakofor grubu aynı molekülde içeren on sekiz adet yeni kimyasal bileşik sentezlenmiştir. Elde edilen bileşiklerin yapıları, infrared (IR), nükleer magnetik rezonans (NMR) ve kütle spektroskopisi verileri ile kanıtlanmıştır.Antikanser aktivite ile kimyasal yapı arasındaki ilişkiyi tespit etmek için, bileşiklerin bazı fizikokimyasal parametreleri değerlendirilmiş ve elde edilen değerler kantitatif yapı etki ilişkileri (KYEİ) analizlerinde kullanılmıştır.Antikanser etki testleri, kolon (HT-29) ve meme (MCF-7) kanser hücre tipleri üzerinde gerçekleştirilmiştir. Test bileşikleri, HT-29 hücreleri üzerinde MCF-7 hücrelerine göre daha yüksek aktivite göstermiştir. Seri içerisinde B6 ve B7 bileşikleri en etkili bileşikler olarak tespit edilmiştir. Bu bileşiklerin genotoksisiteleri hakkında bilgi edinmek amacıyla mutajenite testi gerçekleştirilmiş ve mutajen olmadıkları saptanmıştır. | en_US |