Gelişmiş Arama

Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.advisorBirsen, Halûk
dc.contributor.authorÖzmen, Kürşat
dc.date.accessioned2009-12-02T14:54:40Z
dc.date.available2009-12-02T14:54:40Z
dc.date.issued2009
dc.identifier.uri
dc.identifier.urihttps://hdl.handle.net/11421/7683
dc.descriptionTez (yüksek lisans) - Anadolu Üniversitesien_US
dc.descriptionAnadolu Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Basın ve Yayın Anabilim Dalıen_US
dc.descriptionKayıt no: 208002en_US
dc.description.abstractAnayasa bir toplumun en temel kurallar bütünüdür. Toplumu şekillendiren ve onu oluşturan tüm parçaların nasıl ahenkle işleyeceğini belirleyen bir manifestodur. Bir kurallar bütünüdür ancak çıkış noktası toplumun ihtiyaçlarıdır. Türkiye’deki Anayasa örneklerine bakıldığında ise çıkış noktasının bir istisna ile hep devletin ihtiyaçları olduğu görülür. Varoluş savaşını güçlüklerle kazanarak kurulan yeni devletin dönemsel ihtiyaçlarıyla hazırlanan ilk anayasayı özgürlükçü ve bugün bile özlemle anılan bir anayasa izlemiştir. Ancak ardından gelen anayasa özgürlüklerin Türk halkına fazla geldiği düşüncesiyle kısıtlamalardan oluşan devletçi bir metne dönüşmüştür. Bu yüzden de yürürlüğe girdiğinden beri defalarca değiştirilmiştir. Bu kadar çok değişiklik yapılması aslında onun ne kadar yetersiz olduğunu göstermeye yeterlidir. Dönemsel değişimler yerine yeni bir anayasa yapılması gerektiği düşüncesi uzun yıllardır politikacılar, STK’lar, yargı erki, akademisyenler tarafından farklı zamanlarda bir çok kez gündeme getirilmiştir. Ancak 2002 yılında tek başına iktidara gelen AKP, bu değişiklik için kolları sıvadığında tartışmalar, yaparsın-yapamazsın eksenine sıkışmıştır. Elbette AKP iktidarına yönelik itirazların haklı tarafları da yok değil. Bu yüzden ülkenin en temel yapısal taşlarında bile köklü değişiklikler yapacak bu adım ortaya atıldığı ilk günden itibaren aylarca tartışıldı. Gündemin önemli bir maddesi haline gelmesiyle gazetelerde tuttuğu yer de giderek arttı. Gazeteler siyasi ve ekonomik konumlarından yola çıkarak bu tartışmaları kendi açılarından yorumladı ve kimi zaman iyi kimi zaman kötü yönde katkıda bulundu. İşte bu çalışma da gazetelerin yeni anayasa çalışmalarına demokrasi açısından yaklaşımlarını ortaya koymaya analiz etmeye çalıştı. Beş gazete 1 Ağustos 2007 ile 31 Aralık 2007 tarihleri arasında taranmış ve ulaşılan haberler içerik analizi ile değerlendirilmiştir. Yapılan inceleme sonucunda gazetelerin sayfalarına taşıdığı haberlerin büyük çoğunluğunun laiklik ve yetki tartışması hakkında olduğu tespit edilmiştir. Diğer yandan, Temel Haklar ve Özgürlükler konusu ise çok arka planda kalmıştır. Elde edilen bu veriler ışığında Türk basınının yeni anayasa çalışmalarına demokratikleşme açısından çok fazla katkı yapmadığı görülmüştür.en_US
dc.language.isoturen_US
dc.publisherAnadolu Üniversitesien_US
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccessen_US
dc.subjectBasın ve siyaset -- Türkiyeen_US
dc.subjectAnayasalar -- Türkiyeen_US
dc.subjectKamuoyu -- Türkiyeen_US
dc.titleDemokratikleşme açısından gazetelerin yeni anayasa çalışmalarına yaklaşımı : (Hürriyet, Cumhuriyet, Akşam, Zaman ve Tercüman gazeteleri özelinde)en_US
dc.typemasterThesisen_US
dc.contributor.departmentSosyal Bilimler Enstitüsüen_US
dc.identifier.startpageX, 194 y. + 1 CD-ROM.en_US
dc.relation.publicationcategoryTezen_US


Bu öğenin dosyaları:

Thumbnail

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster