Televizyon haber programlarında gerçekliğin sunumu
Özet
İnsanoğluyla birlikte varolan gerçeklik olgusu ve bu gerçekliği yansıtma çabası, geçmişten günümüze kadar, hem sanat hem de iletişim biçimleriyle ele alınmıştır. İlkçağlarda, mağara duvarlarına çizilen resimlerle anlatılan dış dünya, sanat ve iletişim teknolojilerinin gelişmesiyle birlikte doğrudan aktarılma olanağı bulmuştur. Fotoğrafla başlayan ve sinemayla devam eden doğrudan yansıtma işlevi, televizyonun iletişim ortamına germesiyle birlikte daha da yaygınlaşmıştır. Günümüzde televizyon, gerek doğası gerekse teknik özellikleriyle, gerçeği oluştuğu ortamdan alarak ve çoğaltarak, bir başka zaman ve mekana aktarmayı başarmıştır. Bu aktarımın anında gerçekleştirilmesi de televizyona özgü bir özellik olarak kabul edilmiştir. Televizyonun doğası nedeniyle sürekli yinelediği ''canlılık'' ve ''anındalık'' olguları, televizyonun ilettiği mesajların daha da gerçek olarak algılanmasına yol açmaktadır. Olaylarımeydana geldiği anda aktarabilme özelliğine sahip olan televizyon, bir anlamda gerçeklik ideolojisi yaratma yolundadır. Televizyonda iletilecek mesaj, çeşitli program türleri aracılığıyla aktarılır. Televizyonun en gerçekçi program türü ise haber programlarıdır. Gerçeği olduğu gibi aktarmayı amaçlayan haber programlarında iletilecek mesaj, görüntüsel anlatım öğeleri ile düzenlenmekte ve sunulmaktadır. Programlarda kullanılan görüntüsel anlatım öğeleri ; aydınlatma, renk, çekim ölçekleri, çekim açıları, hareket, mekan, grafik öğeler ve ses'dir. ''Televizyon Haber Programlarında Gerçekliğin Sunumu'' adlı bu çalışma dört bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde, gerçeklik olgusu ele alınarak, gerçeğin sanat ve iletişim biçimlerine nasıl yansıdığına değinilmiştir. Daha sonra televizyonun doğası, dili, anlatım özellikleri ve içeriği (haber programlar) ele alınarak, gerçekliğin bu araçta nasıl bir işlev gördüğü incelenmiştir. Çalışmanın ikinci bölümünde yöntem hakkında bilgiler verilmiştir. Araştırmanın evren, örneklem ve verilerine ilişkin açıklamalar bu bölümde yapılmıştır. Çalışmanın üçüncü bölümünde ise elde edilen veriler, sayı ve yüzde olarak çizelgelere aktarılmış, elde edilen bulgular, ilk bölümdeki çalışma amaçları doğrultusunda yorumlanmıştır. Çalışmanın son bölümünde ise araştırmanın kısa bir özeti verildikten sonra, elde edilen sonuçlar bu bölümde açıklanmış ve yargıya varılmıştır.
Bağlantı
https://hdl.handle.net/11421/10036
Koleksiyonlar
- Tez Koleksiyonu [121]