dc.description.abstract | İnsanoğlu yüzyıllar önce mağara duvarlarına çizdiği durağan re- simlerle tatmin olmamış, doğal süreci içinde gözlemlediği hareketleri çizdiği şekillere aktarmak istemiştir. Gelişen zaman sürecinde aynı kaygıyı Yunanlı, Mısırlı sanatçılarda yaşadılar ve teknolojik geli- şimlerin oluşumuna kadar, heykellerinde, resimlerinde, kabartmaların- da dinamizm, ifade ve hareket duygusunu vermeye çalıştılar. Durağan resimleri, bir ışık kaynağı yardımı ile duvara yansıtma ve bu geliş- menin ardından görüntüleri bir hareket dizinini oluşturacak bir biçim- de yansıtma olayları sinemanın ilk adımları oldu. 19. yy. sonlarında filmin bulunuşu ve sinemanın gelişimi ile animasyon temel yapılanma- sını oluşturmaya başladı ve kitle iletişim aracı olarak kabul edildi. Toplumlararası etkileşim, kültürel, teknolojik gelişim kitle ile- tişim araçlarının önemini arttırdı, özellikle de televizyon en yaygın iletişim aracı olarak görsel-işitsel iletileri (mesajları) aktaran bir işlev yüklendi. Bu süreçte nüfus artışı eğitim alanında yeni ya- pılanmaları getirdi ve televizyon bu alanda etkin bir rol üstlendi. Eğitim iletişimde, istenilen yöndeki mesajların kişiliğe ulaşmasında televizyon programlarının yapımı önem kazandı. Animasyon bu program- ların içinde görsel düzenlemelerle destekleyici bir unsur oldu. Karma- şık, bilinmeyen yapıların sembollerle görsel düzenlemeler haline dö- nüştürülerek sunumun öğrenme sürecine katkısı sağlandı. Çocukluk döne- minde kişilik oluşumunun televizyonla etkileşimli biçimlenmesi ve ani- masyon'un bu süreçteki yeri, onun eğlendirirken eğitmek özelliğiyle özdeşleşerek birliktelik, sevgi, saygı gibi soyut kavramların film içinde alıcı kişiliğe iletilmesini sağladı. Bilgisayarın gelişimi, eğitim alanına ve animasyon'a yeni boyut- lar kazandırarak, alıcı kişiliğin mesaj ile etkileşimini sağladı. Do- layısıyla mesaj saklanabilir, tekrarlanabilir ve istendiği zaman alıcı kişilik tarafından alınabilir duruma geldi. Gelişen dünyamızda, kalabalık sınıflar, programlanmamış sistemler v.b. sorunlar eğitim teknolojisinin yeni yollara ihtiyacı olduğunu göstermektedir. İnsanın öğrenme sürecinin % 83 lük bölümünü görme ey- leminin oluşturması, görsel düzenlemelerle iletilen bilginin daha et- kin olabileceğini göstermektedir. Animasyon bu alanda istenilen yönde biçimlendirilerek etkin bir eğitim iletişimi sağlayabilmektedir. | en_US |