Osmanlılar'da batılı anlamda resmin gelişim evreleri
Özet
Osmanlılara Batılı anlamda resmin girmesi ilk Fatih Sultan Mehmet dönemine rastlar. Fatih döneminde İstanbul'a yabancı ressamlar getirtilmiş ve bunlar çeşitli eserler vermişlerdir. Fatih devrinin bu hoşgörülü ve yeniliğe açık tutumu II. Beyazıd zamanında dini taassubun artması nedeniyle durmuştur. Fatih'ten sonra sanatta batılılaşma süreci ikinci kez ve gerçek anlamda Lale Devriyle olmuştur. O dönemdeki siyasi gelişmeler, Osmanlı devletini dışa açılmaya, daha doğrusu Batıya yönelmeye zorlamıştır. Batı ile olan bu ilişkiler sonucu Osmanlı devletinin siyasi hayatı ve idari örgütlerinde olduğu kadar, toplumsal ve kültürel varlığında da yavaş yavaş değişimler olmuştur. Asıl maksat ve amaç olmadığı halde yenileşme hareketleri, Osmanlılarda sanatı etkilemiş ve yenileşmenin gelişmesinden daha geniş oranda Batı sanatı Osmanlı'ya girmiştir. Batı resminin kendine özgü olan derinlik, uzaklık, gölgeleme, tonlama, kütle hareket, gibi nitelikleri Osmanlı'da birbirinden bağımsız olarak vurgulanmış ; ancak XIX. yüzyılın ikinci yarısında Batı resminin kuralları olarak tümüyle ele alınmış ve tuval üzerine yağlıboya tekniğinde tablolar yapılmıştır. Bu süreç içerisinde batılı ressamlar Türkiye'ye gelerek resimler yapmaya başlamışlar, Türklerden de Mühendishane ve Harbiye Mektebi'nden mezun olanlar Paris'te eğitim ve öğretim için kurulan Mekteb-i Osmaniye'ye gönderilmişlerdir. Bunların içinde resme ilgisi olanlar Paris'te meşhur ressamların atölyelerinde veya Paris Güzel Sanatlar Okulu'nda resim eğitimi almışlardır. Bunlardan Ferik İbrahim Paşa, Ferik Tevfik Paşa, Hüsnü Yusuf, Servili Ahmet Emin, Süleyman Seyid, Şeker Ahmet Paşa ve Osmanlı Hamdi ilk akla gelenlerdir. Bunlardan başka İbrahim Çallı, Nazmi Ziya, Hikmet Onat, Feyhaman Duran, Avni Lifij, Sami Yetik, Ruhi Arel, Namık İsmail, Mehmet Ali Laga, Halil Paşa, Hasan Vecih Bereketoğlu gibi ressamlarımız da Türk resim sanatının gelişmesinde önemli rol oynamışlardır. Türk resim sanatında minyatürden Batılı anlamda yağlıboya resme geçiş bu süreç içerisinde olmuştur. Batı biçimindeki resim önce kitap resimlerinde etkisini göstermiş, sonra seyircisini saray dışında da bulabilen duvar resimlerine dönüşmüştür.
Bağlantı
https://hdl.handle.net/11421/3616
Koleksiyonlar
- Tez Koleksiyonu [157]