Resimsel anlatımda gözlem algı ve bireysellik
Özet
"Resimsel anlatımda Gözlem Algı ve Bireysellik" insanın kendini ifade etme amacına yönelik bir çabayı göstermektedir. Mağara insanının içinde bulunduğu doğal şartlardan dolayı gözlemlerini mağara duvarlarına resmetmesiyle başlayan süreç, zaman içerisinde insanın bilgi ve beceri yeteneğinin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Gözlemlerle biliçlenen insan, akıl ve zihnini kullanmayı öğrenmesiyle gelişmiştir. Zihnin etkin hale gelmesiyle insanın düşünce boyutu devreye girmiştir. Düşünme zihnin bir fonksiyonudur ve zihindeki bilgi birikimlerinin temelini oluşturan dış gerçeklere bağlıdır. Resimsel anlatım biçimlerinin temelini oluşturan gözlemler, zihinde harmanlanıp düşüncelerin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Gözlemlerle elde edilen imgeler ile insanın düşünceleri resimsel anlatımda ifade bulabilmiştir. İmgeleri ve düşüncelerini yansıtmaya çalışan insan, geçmişten günümüze temel resim elemanlarından yararlanmıştır. Önce bakma ve görme ile başlayan görsel etkileşim, görme biçimi ve bunu etkileyen zaman boyutu ile yansıtma biçimlerinin gelişmesi ve temel resim elemanlarının ortaya çıkmasını sağlamıştır. Bunlar açık-koyu, büyük-küçük, uzun-kısa, sıcak-soğuk, sert-yumuşak, vb. zıtlık ilişkileridir. Doğadaki bütün dengeler de bu zıtlık ilişkileri ile oluşmuştur. Bu zıtlık ilişkilerinin yanında, gözlemlerle biçimleri ve renkleri birbiri ile ilişkili olarak görürüz. Resimsel anlatımda biçim ve renkler zaman içerisinde belirli kalıplara göre oluşturulmuş düzenlerle yansıtılmıştır. Uygarlıkların kendine özgü renk ve biçimlerinden dini konuların betimlenmesini amaçlayan resimlere kadar bu kurallar etkili olmuştur. Rönesans'la birlikte biçimler ve renkler doğanın daha çok gözlemlenmesi sonucunda değişime uğramış, bir ölçüde özgürleşmişlerdir. Biçimler ve renklerde, sanatçıların özgün ifade biçimlerinin ortaya çıkmasında doğanın gözlemlenmesi etkili olmuştur. Bu gözlemler sonucunda, renklerin birbirleri ile olan ilişkileri ve perspektifin bulunması ile biçim ve renk ilişkileri farklı bir boyut kazanmıştır. İnsanın zeka ve düşünce gücünün dış gerçekleri kavrayıp bunları yorumlayabilme çabası ile yaratıcılığı gelişmiştir. Resim sanatı tarihi içinde rönesanstan modern sanata kadar sanatçılar iki boyutlu düzlem üzerinde giriştikleri yaratma eylemleri sonucunda, insanlığın düşünce boyutunun gelişmesini sağlamışlardır.
Bağlantı
https://hdl.handle.net/11421/3651
Koleksiyonlar
- Tez Koleksiyonu [157]