Sanat eğitiminde holistik yaklaşım ve Berksoy'un Bellek Odası
Özet
“Post Epistomolojik Çağ” olarak nitelendirilen günümüz dünyasında gitgide yaygınlaşarak popülarize olan holistik düşünce yaklaşımı en genel tanımıyla evrenin dinamik evrimini, parça-bütün/bütün-parça ilişkisi açısından akıl edebilme anlamına gelir. Bu yaklaşım, zihin için disiplinler arası bir tutarlılık çatısı inşa etmenin ötesinde, var olan her birimin birbirleriyle etkileşim içinde bulunduklarına dair de güçlü bir referans noktası oluşturur. Bugün holistik düşünce yaklaşımının genel evrensel plan içerisindeki gezegenimizin kaderiyle de epey uygun düştüğü söylenebilir, zira yaşadığımız çağ, kısaca “ağsal ortaklıklar dönemi” olarak tanımlanır. Holistik yaklaşımın sanat camiasında ilk tezahürü ise on dokuzuncu yüzyılda, Richard Wagner tarafından ortaya atılan ve sanatların bütünlüğünü hedefleyen “Gesamtkunstwerk” teoremiyle olur. Sonraki dönemlerde pek çok sanatçı, üretimlerinde holistik yaklaşımı benimseyerek sanat ve yaşam pratiği arasındaki sınırları ortadan kaldırmaya çalışırlar. Ne ki izleyen süreçte ise sanat-yaşam pratiği ekseninde değişim gösteren yaratım olguları, sanat eğitimi etkinliklerine de yansır. Bu bakımdan araştırmanın ana hatlarını holistik yaklaşımın sanata ve sanat eğitimine olan etkileri oluşturmaktadır. Yanı sıra araştırma, sanatta bütünsellik ve disiplinler arasılık temsili olarak, bugün “Bellek Odası” diye tanımlanan ve dünyada nadir görülen örneklerden biri olan, “Semiha Berksoy Yatak Odası Enstalasyonu” odağında incelenmiş, bu çalışma üzerinden sanat eğitiminde holistik yaklaşımın önemi açımlanmaya çalışılmıştır.
Bağlantı
https://hdl.handle.net/11421/3737
Koleksiyonlar
- Tez Koleksiyonu [157]