Sosyal politikalar açısından tüketicinin korunması

Abstract

Tüketici kavramı 20.yüzyılın başlarında ortaya çıkmasına rağmen esas olarak 20. yüzyılın ikinci yarısından sonra önem kazanmış ve tüketicinin korunması ile ilgili çalışmalarda bu dönemde hız kazanmıştır. Günümüzde, teknolojideki ilerlemeler ve ülkeler arası büyük rekabet sonucu üretilen mal ve hizmetlerin miktarlarının artması, çeşitlerinin çoğalması, aynı ürünün değişik kalitede örneklerinin piyasaya sunulması ile karmaşıklaşan pazarda tüketicinin kendi ihtiyacını akılcı bir şekilde seçebilmesi adeta imkansızlaşmıştır. Tüketici kavramının önemi, gerekli birtakım ihtiyaçları dolayısıyla mal ve hizmet talebinde bulunan bu kişilerin kendilerinden bilgi deneyim ve ekonomik yönden daha güçlü olan satıcılar karşısında zayıf durumda olmasından kaynaklanır. İlk tüketici hareketi ABD'de başlamış daha sonra Avrupa'ya yayılmıştır. Ülkemizde ise, 1960 sonrası özellikle de kalkınma planları yoluyla tüketicinin korunması kavramı gündemde yer almaya başlamış, 23.12.1995 tarihinde 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında kanun yürürlüğe girmiştir. Bugün, kamu kuruluşlarının yanı sıra pek çok özel kuruluş tüketicilerin korunması konusunda çalışmalar yapmakta, özellikle eğitim, can güvenliği ve insan sağlığı üzerinde durmaktadır.