Küreselleşme eğilimleri ve bu eğilimler karşısında Türkiye'nin durumu
Özet
21. yüzyıla yaklaştığımız şu günlerde tüm dünya ülkeleri sınır ötesi bir rekabet ortamı içinde hızla küreselleşmekte ve bloklaşmaktadır. Küreselleşme adeta tüm dünyayı tek bir pazar haline getirmektedir. Bugün dünya ekonomisine olağandışı bir değişim süreci içinde olduğu kabul edilen bir gerçektir. Bu geri dönülmez süreç tüm geleneksel dengeleri alt üst ederken yepyeni temeller ve yapılar oluşmaya başlamıştır. Dünyada yaşanan bu olumlu gelişmelerden ülkemizin payını almaması mümkün değildir. Gelişmiş bir sanayi toplumu olabilme çabalarını sürdüren ülkemizin amacı ; söz konusu yeni düzende yerini alırken dünya ile entegrasyonu başarabilmektir. 1963 yılında Türkiye AET ile Ankara anlaşması'nı imzalarken tercihini ortaya koymuş ve Avrupa Birliği'ne tam üyeliği hedeflemiştir. Bu hedefe ilerlerken en önemli adım olan Gümrük Birliği'ne girişi öngören kararı 1 Ocak 1996'da imzalamıştır. Bu karar siyasi ve ekonomik açıdan AB ile bütünleşmenin kapısını açmıştır. 1980'li yılların sonunda Avrupa Topluluğu'nun (AT) bir ''Avrupa Kalesi''ne dönme olasılığı artarken, bölgeselleşme hareketinin sanayileşmiş dünyanın diğer bölgelerini de kapsayacağının anlaşılması, Türkiye'yi yeni arayışlara götürmüştür. Bir toplantıda Büyükelçi Şükrü Elekdağ Karadeniz Havzası'nda işbirliğini geliştirmek için ''Karadeniz Ekonomik İşbirliği'' örgütünün kurulmasını gündeme getirmiştir. Haziran 1992'de Türkiye'nin önderliğinde Rusya Federasyonu, Ukrayna, Azerbaycan, Moldova, Gürcistan, Ermenistan, Romanya, Bulgaristan, Arnavutluk ve Yunanistan'ın dahil olduğu 11 üyeli ''Karadeniz Ekonomik İşbirliği Bölgesi'' adını alan örgüt kurulmuştur. İmzalanan anlaşma alt yapı (ulaştırma haberleşme, enerji), ekonomik, istatistiksel bilgi alışverişi, bilim ve teknoloji, veterinerlik, sağlık, eczacılık, tarım, tarıma dayalı sanayiler, madencilik, enformatik ve turizm alanlarında işbirliğini öngörmektedir. Özel girişimin gelişmesine karşılıklı destek vermek de hedefleri arasındadır. Türkiye, tüm fırsatları değerlendirerek, müreffeh bir ülke olma yolundaki çabalarını başarıyla sonuçlandırabilir.
Bağlantı
https://hdl.handle.net/11421/8097
Koleksiyonlar
- Tez Koleksiyonu [399]