Finansal küreselleşme ve Türkiye üzerindeki etkileri
Özet
Ulusal finans piyasalarını ayıran sınırların ortadan kalkması ve uluslararası sermaye akımlarının ileri boyutlar kazanması sürecini ifade eden finansal küreselleşme kavramını, küreselleşme olgusundan bağımsız olarak incelemek mümkün değildir. Çünkü günümüzde küreselleşme denen olgu, en çok finans sektöründe yaşanmaktadır. Küreselleşme hakkındaki söylem yaygınlaştıkça, kelime bazen ''dünya ile birlikte hareket...'' cümlesi içinde ulus devletin egemenlik alanını sınırlayan bir süreci, bazen de ''uluslararası rekabet açılmayı..'' ifade etmektedir. Dışa açıklık, entegrasyon ve karşılıklı bağımlılık gibi kavramları da sırtlayan küreselleşmeye yüklenen anlam genişliği insanlığın ikibinli yılların şafağındaki ''yeni çağdan'' çok şey beklemesine uygun düşmek birlikte, kavram olarak içeriğinin de henüz kesinleştirilemediğinin bir delili olmaktadır. Yüzyıllardır süregelmekte olan ulus-devlet sistemi açısından yepyeni bir sorun olan küreselleşme, yeni dünya içinde kendisine yer bulmaya çabalayan Çevre ülkeler için büyük bir ''fırsat'' olarak sunulmaktadır. Bu yaklaşımın arka planında, yeni yeni oluşan bu dünya düzenine entegre olmanın Çevre ülkelere ileri teknolojilerin aktarılmasını hızlandıracağı, sermayenin bu bölgelere kolayca akacağı ve Batılı ileri sanayi toplumlarıyla ekonomik, politik ve kültürel bir yakınlaşmanın yaşanacağı görüşü vardır. 1980-90 döneminde çok borçlu ülkelerin ticari banka borçlarının ertelenmesini, borç indirimi/borç yüklerinin azaltılmasını ve yeniden yapılanma için mali kaynak sağlanmasını dışa açılma, ticari ve mali serbestleşme şartına bağlayan uluslararası finans kuruluşlarının bu tutumu, küreselleşme sürecini yayan ve hızlandıran bir faktör olmuştur. Küreselleşme söyleminin yaygınlaşmaya başladığı yılların, Merkez'de sermayenin kar haddinin düştüğü ve duraklamaya başladığı dönemle, aynı zaman dilimine denk gelmesi elbetteki bir tesadüf değildir. IMF ve Dünya Bankası destekli bu programlar, Merkez'de yaşanan durgunluğu aşmaya ve 80'li yıllarda Merkez ülkelerin, gelişmekte olan ülkelerde borç krizi sırasında batırdıkları paranın kurtulması yönünde işlemektedir. Finansal küreselleşmenin yurtiçi tasarrufları arttırma ve kaynak tahsislerini iyileştirme yoluyla hem makro ekonomik istikrar, hem de uzun dönemli büyüme üzerindeki olumlu etkileri konusunda kuramsal tartışmalar sürmektedir.
Bağlantı
https://hdl.handle.net/11421/8115
Koleksiyonlar
- Tez Koleksiyonu [399]